banner
anasayfa
ayinbitkisi
arsiv
bos1
baglantilar
iletisim
kitap
palmiye böceði
basýnda
siteyioneriniz
ulasim
intro

Peyzajda 4.Boyut, ülkemizde bilinmeyen veya yeteri kadar tanınmayan bitkiler hakkında, profesyonel ve amatörlere bilgi verilmesi amacı ile hazırlanan bir programdır. Her ay yeni bir bitki tanıtımı yapılmakta, Palmiye Merkezi deneyimleri de aktarılmaktadır.

Palmiye Merkezinin bir hizmeti olan, bu programın sizin veya bir arkadaşınızın e-posta adresine gönderilmesini arzu ediyorsanız, lütfen abone olunuz (abone olmak tamamen ücretsizdir, adresinize herhangi bir reklâm gönderilmeyecektir).

PEYZAJDA 4.BOYUT'a  abone olmak istiyorum>>>>>>>           Arkadaşımı öneriyorum>>>>>>




2023 YILI ARŞİVİ 2022 YILI ARŞİVİ 2021 YILI ARŞİVİ
2020 YILI ARŞİVİ 2019 YILI ARŞİVİ 2018 YILI ARŞİVİ
2017 YILI ARŞİVİ 2016 YILI ARŞİVİ 2015 YILI ARŞİVİ
2014 YILI ARŞİVİ 2013 YILI ARŞİVİ 2012 YILI ARŞİVİ
2011 YILI ARŞİVİ 2010 YILI ARŞİVİ 2009 YILI ARŞİVİ
2008 YILI ARŞİVİ 2007 YILI ARŞİVİ 2006 YILI ARŞİVİ
2005 YILI ARŞİVİ 2004 YILI ARŞİVİ

PEYZAJDA 4. BOYUT Aralık 2020

uploads/19122020163957/Slayt8.JPG

KALANCHOE BRACTEATA-GÜMÜŞ KAŞIK

Kalanchoe, tropik iklim bölgelerinde yaşayan, 125 kadar türü kapsayan, Crassulaceae (Damkoruğu) ailesine ait sukulent bitki cinsidir. Bu cins genellikle eski dünyaya aittir, 60 türü Madagaskar’dan olmak üzere, 116 tür Afrika’dandır. Yalnız 1 tür Amerika Kıtası’nda, diğer türler de Uzak Doğu ve Çin’dedir. Türlerin çoğu gösterişli ve kültürleri kolay olduğundan, süs bitkisi olarak kullanılırlar. Kalanchoe kelimesi Çince “kalan chauhuy”, “düşer ve büyür” den gelmektedir. Cinsin bazı türlerinde, bitkilerin yaprak uçlarında oluşan bitkiciklerin, uygun ortamda büyümesinden dolayı verilmiştir. Ailenin çoğunluğu çalı veya çok yıllık gövdesiz bitkilerdir, ancak tek ve 2 yıllık bitkiler de bulunmaktadır. Bu cinsin en büyüğü olan Kalanchoe beharensis 4 m yüksekliğe erişebilmektedir ancak türlerin çoğu 1 m den daha kısadır. Kalanchoe cinsinin bitkilerinin bir kısmı erkek ve dişi organa gereksinim göstermeden, yaprak uçlarında olan küçük bitkiciklerle (plantlet) çoğalabilmektedir.

uploads/19122020163957/Slayt1.JPG

Kalanchoe bracteata küçük, dolgun, çalımsı, susuzluğa dayanıklı bir sukulent olup, Crassulacea (Damkoruğugiller) ailesine aittir. Bitki doğal olarak Güneydoğu Madagaskar’da bulunur, 100 cm boya kadar erişebilir. Yapraklarının rengi ve şekli dolayısıyla Gümüş Kaşık bitkisi olarak adlandırılır. 2-5 cm uzunluğundaki oval yaprakların uçları hafif sivridir, yaprak sapları dalcıklar üzerinde karşılıklı çıkmaktadır. Bitkinin gri-gümüşümsü görünümü, kısa yıldız şeklindeki kıllarından ve bunları örten balmumu kıvamında bir maddeden gelmektedir. Balmumu benzeri madde, dört köşeli genç gövdeleri de kaplar. Aynı zamanda gövde de bu kıllarla örtülüdür.

Kalanchoe bracteata, doğal olarak ilkbahar ve yazın çiçek açmaktadır. Kırmızı çiçekler, dalcıkların ucunda bulunurlar. “Bracteata” eki bu türün çiçek sapçıklarının çok dallanmasından gelmektedir.

Gümüş Kaşık parlak, güneşli ve sıcak bir ortamı tercih eder, toprak drenajı iyi olmalıdır. Kuraklığa dayanıklı bitkilerdir, az bir sulamayla idare ederler. Aşırı sulama kök çürümesine, mantar infestasyonlarına yol açarak bitkinin ölümüne neden olabilir. Sulama sırasında yaprakların ıslanmamasına dikkat edilmeli, bitki topraktan sulanmalıdır.

Dona dayanıklı bir bitki değildir ancak kısa süreli -2 C0 ye dayanabilir. Üretimi tohum, yaprak veya gövde çelikleriyle (birkaç yapraklı) yapılır.

Peyzajda Kullanımı: Kalanchoe bracteata, koyu yeşil veya koyu kırmızı yapraklı bitkilerle iyi bir kontrast yaratır. Don olmayan yörelerde, kaktüs ve sukulent bahçeleri için iyi bir seçimdir. Saksıda yetiştirmeye uygun bir bitkidir. Saksılar yarı güneş veya hafif gölge ortamda tutulmalıdır. Soğuk yörelerde don tehlikesine karşı bitki kışın içeri alınmalıdır.

Kalanchoe bracteata insanlar için güvenli olmasına karşın ağız yolu ile alındığında, kedi ve köpeklere karşı hafif toksik etki göstermektedir.

uploads/19122020163957/Slayt6.JPG

uploads/19122020163957/Slayt3.JPG

uploads/19122020163957/Slayt7.JPG

uploads/19122020163957/Slayt5.JPG

uploads/19122020163957/Slayt4.JPG

  uploads/19122020163957/Slayt2.JPG

PEYZAJDA 4. BOYUT Kasım 2020

uploads/14112020152015/Slayt6.JPG

KALANCHOE BEHARENSIS “FANG” – DİŞLİ KALANŞO

Kalanchoe, tropik iklim bölgelerinde yaşayan, 125 kadar türü kapsayan, Crassulaceae (Damkoruğu) ailesine ait sukulent bitki cinsidir. Bu cins genellikle eski dünyaya aittir, 60 türü Madagaskar’dan olmak üzere, 116 tür Afrika’dandır. Yalnız 1 tür Amerika Kıtası’nda, diğer türler de Uzak Doğu ve Çin’dedir. Türlerin çoğu gösterişli ve kültürleri kolay olduğundan, süs bitkisi olarak kullanılırlar. Kalanchoe kelimesi Çince “kalan chauhuy”, “düşer ve büyür” den gelmektedir. Cinsin bazı türlerinde, bitkilerin yaprak uçlarında oluşan bitkiciklerin, uygun ortamda büyümesinden dolayı verilmiştir. Ailenin çoğunluğu çalı veya çok yıllık gövdesiz bitkilerdir, ancak tek ve 2 yıllık bitkiler de bulunmaktadır. Bu cinsin en büyüğü olan Kalanchoe beharensis 4 m yüksekliğe erişebilmektedir ancak türlerin çoğu 1 m den daha kısadır. Kalanchoe cinsinin bitkilerinin bir kısmı erkek ve dişi organa gereksinim göstermeden, yaprak uçlarında olan küçük bitkiciklerle (plantlet) çoğalabilmektedir.

uploads/14112020152015/Slayt3.JPG

Kalanchoe beharensis “fang”: Kalanchoe beharensis ve Kalanchoe tomentosa türlerinin bir hibriditir.  Kalanchoe cinsinin Damkoruğugiller (Crassulaceae) ailesine aittir.

Fank, genelde yukarı doğru uzayan, ağaç benzeri sukulent (etli yapraklı) bir çalıdır, 2 metre boy ve genişliğe kadar ulaşabilir. Kalın gövdeleri, üçgenimsi şekilde, kenarları kıvrık, üzerleri yumuşak kahverengi tüylerle kaplı, kadifemsi yapraklar ile kaplıdır. Üstü bronz renkli yaprakların, alt yüzleri gümüş-gri renktedir. Yaprak kenarları ve alt yüzleri fank adı verilen sivri çıkıntılar ile kaplıdır (Bu çıkıntılar keskin dişlere benzediğinden İngilizcede fang adı verilmiştir). Yaprakların altında da yumuşak tüyler bulunmaktadır. Kalanchoe beharensis “fang”ın çiçeklenmesi ilkbahardır, çiçekler kırmızı turuncu renktedir.

Fank iç ve dış mekânda dayanıklı, fazla bakıma gereksinim göstermeyen bir bitkidir. Kısa süreli hafif dona dayanıklıdır. Ilıman iklim bölgelerinde peyzaj ve saksı uygulaması için ideal bir bitkidir, ancak dondan korunmalıdır. Bitki bol güneş ışığı, iyi drenajlı bir ortama gereksinim gösterir. Doyurucu şekilde yapılan sulamadan sonra, ikinci sulama toprak kuruduktan sonra yapılmalıdır. Üretim tohum, çelik veya bitkicikler ile yapılır. Bitkicik (plantlet)  gövde veya yaprak uçlarında oluşan bulbillerdir.

Peyzajda Kullanımı: Kalanchoe beharensis “fang” Alpin ve kaya bahçeleri için ideal bir bitkidir. Evlerde saksı bitkisi olarak da uygundur, çok geniş bir saksı gereksinimi yoktur, hafif gölgeye ve az sulanmaya da tahammül gösterir. Don tehlikesi olan yerlerde ve durumlarda bitki saksısı ile ev içine alınmalıdır.

Kalanchoe beharensis ve Kalanchoe beharensis “fang” “Crassulacean Acid Metabolism” (CAM) yöntemi ile kurak mevsimlerde yaşamlarını sürdürürler. Kuraklıkta bile yapraklarındaki su miktarını çok idareli kullanırlar.

Bu ailenin birçok üyesi, Krassula Asit Metabolizması ile karbonu fikse ederler. “Bitkilerin büyük çoğunluğu, bildiğimiz gibi, geceleri oksijeni alarak, havaya karbondioksit verirler. Ancak birçok sukulent bitki suyun az, sıcaklığın ise aşırı olduğu bölgelerde yaşadıklarından, yapraklarındaki stoma adı verilen delikcikleri, su kaybetmemek için gündüz değil gece açarlar. Foto sentez için gerekli olan karbondioksiti de, stomalardan ancak gece alabilirler. Alınan karbondioksit, 4 karbonlu malik asit olarak hücre boşluklarında saklanır, gündüz kloroplast adı verilen hücrelere transfer olarak tekrar karbondioksite döner ve foto sentez olayına katılırlar. Bu tip metabolizma, ilk defa crassula cinsi bitkilerde gösterildiği için Krassula Asit Metabolizması olarak adlandırılmıştır. Bu bitkiler gece karbondioksit salmadıkları gibi, havanın karbondioksitini de aldıklarından, yatak odalarında rahatlıkla kullanılabilirler”.

uploads/14112020152015/Slayt4.JPG

uploads/14112020152015/Slayt5.JPG

uploads/14112020152015/Slayt1.JPG

 uploads/14112020152015/Slayt2.JPG 

PEYZAJDA 4. BOYUT Ekim 2020

uploads/21102020170557/Slayt6.JPG

KALANCHOE BEHARENSİS-KADİFE KALANŞO

Kalanchoe, tropik iklim bölgelerinde yaşayan, 125 kadar türü kapsayan, Crassulaceae (Damkoruğu) ailesine ait sukkulent bir bitkidir. Bu cins genellikle eski dünyaya aittir, 60 türü Madagaskar’dan olmak üzere, 116 tür Afrika’dandır. Yalnız 1 tür Amerika Kıtası’nda diğer türler de Uzak Doğu ve Çin’dedir. Türlerin çoğu gösterişli ve kültürleri kolay olduğundan, süs bitkisi olarak kullanılırlar. Kalanchoe kelimesi Çince “kalan chauhuy” “düşer ve büyür” den gelmektedir. Cinsin bazı türlerinde, bitkilerin yaprak uçlarında oluşan bitkiciklerin, uygun ortamda büyümesinden dolayı verilmiştir. Ailenin çoğunluğu çalı veya çok yıllık gövdesiz bitkilerdir, ancak tek ve 2 yıllık bitkiler de bulunmaktadır. Bu cinsin en büyüğü olan Kalanchoe beharensis 4 m yüksekliğe erişebilmektedir ancak türlerin çoğu 1 m’den daha kısadır. Kalanchoe cinsinin bitkilerinin bir kısmı erkek ve dişi organa gereksinim göstermeden, yaprak uçlarında olan küçük bitkiciklerle çoğalabilmektedir.

uploads/21102020170557/Slayt2.JPG

Kalanchoe beharensis, Kalanchoe cinsinin Damkoruğugiller (Crassulaceae) ailesine aittir. Çok yıllık, herdemyeşil, 1-2 m boylanan, sukkulent bir çalıdır, doğada bazen 4 metre boya ulaşabilir. Kalanchoe ailesinin en boylu bitkisidir. Bu tür ilk defa Madagaskar’ın Behara Köyü yakında bulunmuştur. “Beharensis” adı da Behara’dan  gelmektedir.

Kadife kalanşo’nun kalın gövdelerinde,  düşen yapraklara ait nedbeler (yara izi)  görülür. Hafif üçgen şeklindeki gri-yeşil yaprakları kısa kahverengi yumuşak tüylerle kaplıdır, bu da bitkiye kadife görünümü verir.  Yapraklar 30 cm uzunluğa ve 10-15 cm genişliğe kadar ulaşırlar. Yaprak altları parlak ve pürüzsüzdür. Uca doğru tüylenme gösterirler. Yaşlı yaprakların üst yüzeyleri iç bükeydir. Çiçek sapları 50-60 cm yüksekliğe ulaşır. Uzun çiçek saplarından, demetler halinde çok sayıda küçük çiçekler çıkar. Yeşilimsi sarı çiçekler, 6 mm uzunluğundadır. Çiçeklenme ilkbahar başından yaza kadar devam eder.

Kalachoe beharensis, tam güneş veya yarı gölge ortam ister, sıcaklığın 5  altına düşmesinden hoşlanmaz. Kısa bir süre hafif donu tolere edebilir. Bitki dikilecek ortamın geçirgenliği iyi olmalı, toprak kurumadan tekrar sulama yapılmamalıdır. Özellikle kış aylarında sulamaya dikkat edilmelidir, fazla su bitkinin ölümüne neden olur. Üretim; tohum, gövde çeliği veya yaprak çelikleriyle yapılır. Yaprağın ana damarının kesilen noktalarından yeni bitkiler oluşmaktadır. Çelikler kumlu bir ortamda büyütülmelidir. Bitki, tohum yaptığı gibi, tohumların çiçek sapında açılmasıyla da küçük bitkicikler (plantlets) ortaya çıkmaktadır. Kalanchoe türlerinin çoğunda olduğu gibi Kadife Kalanşo da bazı tehditlere maruz kalmaktadır. Tehlikelerin başında, killi toprağın aşırı sulamasına bağlı yaprakların çürümesi ve bitkinin ölümü gelir. Ayrıca bitki bitleri ve unlu bitler bu sıklıkla görülen zararlılardır.

Peyzajda Kullanımı: Kaya bahçelerinde veya büyük saksılarda; değişik görkemli görünüşüyle, seçilebilecek bir bitkidir. Büyük, kalın, üçgen, gümüşi-kahverengi kadife yapraklarıyla peyzaja alışılmadık bir görünüm katar. Subtropik ve ılıman iklim bölgelerinde; kaya bahçeleri için seçilecek en güzel sukkulentlerden biridir. Soğuk ve yağışı bol olan iklim bölgelerinde, bitki saksıda yetiştirilmeli ve hava şartları uygun olmadığı zaman içeriye taşınmalıdır.

uploads/21102020170557/Slayt5.JPG

uploads/21102020170557/Slayt4.JPG

uploads/21102020170557/kalanchoe beharensis.jpg

 uploads/21102020170557/Slayt1.JPG 

PEYZAJDA 4. BOYUT Eylül 2020

uploads/09092020111345/Slayt7.JPG

ADENİUM OBESUM – ÇÖL GÜLÜ 

Adenium obesum Apocynaceae (Zakkumgiller) ailesine ait, çiçekli bir bitkidir. Doğal olarak tropik Afrika’nın yarı kurak bölgelerinde; Moritanya, Senegal’den, Somali, Uganda, Kenya ve Tanzanya kadar, Arap yarımadasında ve Sokotra adasında bulunmaktadır. Doğasında, 2100 metreye kadar yüksekliğe kadar, kayalık veya kumlu savananalar ve kurak bölgelerde yaşamaktadır. Tür adı “obesum” latince şişman veya tombul anlamındadır, bitkinin gövde alt kısmının çok kalın olmasından dolayı verilmiştir. Adenium cinsi bitkiler, 6 veya 7 değişik tür ismi ile anılabilirse de genel olarak hepsine Adenium obesa denilmekte ve A. arabicum, A. arboretum, A. socotranum, A. somalense and A. swazicum gibi diğer tür isimleri alt grup (sp) olarak verilmektedir. 

uploads/09092020111345/Slayt6.JPG

Çöl Gülü her dem yeşil veya soğukta yaprak döken, sukulent bir çalıdır. Genelde 3 metre, nadiren 5 metreye kadar boylanabilir. Pachycaul (pachy Yunanca kalın,   caulis Latince gövde kelimelerinden türetilmiştir) yani gövdenin altı çok kalın, dalları az olan bir bitkidir. Yaşlı bitkilerde gövde çapı, toprak seviyesinde; 1 metre veya daha fazla olabilir.

Adenium obesum yaprakları gövdeden spiral olarak çıkarlar. Lanceolate (mekik) şeklinde, üzerleri derimsi görünümdeki yapraklar, 15 cm ye kadar uzunlukta olup, dalların uç kısımlarından çıkarlar. Borazan şeklindeki gösterişli çiçekleri 5 cm uzunluk ve 6 cm çapa ulaşabilirler. Beş petalli (taç yaprak) çiçekler kırmızı, pembe bazen beyaz renktedir. Çiçekler Pachypodium spp ve Nerium oleander çiçeklerine büyük benzerlik gösterirler. Bitki iyi şartlarda 4 ay, bazen 12 ay çiçek açmaktadır. Bugün Adenium obesum çok çeşitli kültürleri yanında diğer türlerle olan hibridleri üretilmiştir.

Çöl Gülü, tohum, çelik veya aşı ile üretilir. Nerium oleander (zakkum) üzerine aşı yapıldığında, hem bol çiçek açar, hem de soğuğa karşı daha dayanıklı olur. Bitki güneş, sıcak ortam ve iyi drenajlı toprağı tercih eder. Kültürde en fazla mantar enfestasyonlarına bağlı kök ve gövde çürüklüğü hastalıkları görülür. Bunlara engel olmanın en iyi yolu, saksılarda iyi drenaj sağlanması ve özellikle kış aylarında çok az su verilmesidir. 5°C altında yaprak uçlarında yanmalar olur, sıcaklık 0°C a düştüğünde bitki ölebilir. Tohumdan üretilen bitkiler çok küçük yaşta bile gövdenin alt kısmında şişkinlik gösterirler, diğer taraftan çelikle üretilenler de ilerideki yıllarda aynı şekilde, gövde alt kısmında şişlik oluştururlar.

uploads/09092020111345/Slayt3.JPG

Adenium obesum kök ve gövde sıvısında bulunan glikozit, kalp üzerinde şiddetli toksik etki gösterir, bu nedenle Afrika’da büyük av hayvanlarını avlamak için yerliler tarafından ok zehiri olarak kullanılmıştır.

Peyzajda kullanımı: Çöl Gülü, özellikle güzel çiçekleri ve olağan dışı gövdesi ile ilgi çeken bir süs bitkisidir. Dünyanın birçok yerinde, evlerde süs bitkisi ve bonsai olarak kullanılır. Tropik ve subtropik bölgelerde de olağan dışı görünüşü ile dış mekân düzenlemelerinde kullanılmaktadır.

Adenium obesum Bol güneşli bir yerleşime gereksinim gösterir, kışın bile oda sıcaklığı 5 °C altına düşmemelidir. Susuzluğa dayanıklıdır, sulama kaktüslerde olduğu gibi, gerektiğinde yapılmalıdır. Bitkinin dikileceği saksının drenaj delikleri yeterli olmalı ve süzek (kumlu) bir toprak harcı kullanılmalıdır. Bitki yaprak döküp, dinlenmeye geçtiğinde su kesilmelidir.

uploads/09092020111345/Slayt1.JPG

uploads/09092020111345/Slayt2.JPG

uploads/09092020111345/Slayt4.JPG

 uploads/09092020111345/Slayt5.JPG 

PEYZAJDA 4. BOYUT Ağustos 2020


uploads/21082020182216/Slayt5.JPG

RİVİNA HUMİLİS – KAN ÜZÜMÜ

Rivina humilis, Phytolaccaceae (Şekerciboyasıgiller) ailesine ait çok yılık bir bitkidir. Doğal olarak ABD (Florida’dan Arizona ve Oklahoma’dan Arkansas’a), Orta Amerika ve Karayip’lerden tropik Güney Amerika’ya kadar olan coğrafyada bulunmaktadır. Bitki Amerika kıtasından, eski dünyaya süs bitkisi, boya elde etmek veya tıbbi kullanım amaçlı olarak getirilmiş, bazı tropik ülkelerde doğaya kaçarak istila edici özellik kazanmıştır. Cins adı “Rivina”, Leipzig Üniversitesi 18. yüzyıl profesörlerinden Augustus Quirinus Rivinus’tan gelmektedir. “Humulis” Latincede, kısa, cüce anlamlarına gelmektedir. Bitkinin İngilizcedeki diğer adları: Güvercin Üzümü, Ruj Bitkisi ve Kan Üzümü dür.

uploads/21082020182216/Slayt4.JPG

Kan Üzümü, her dem yeşil, çok yıllık, yumuşak gövdeli bir bitkidir. Genellikle başka ağaç veya çalıların gölgesinde yetişir, 130 cm boya ulaşabilir. Yapraklar oval veya oblong, 10 cm e kadar uzunluktadır. Çiçek sapları, yuvarlak, 20 cm uzunluktadır. 5 mm çapında olan beyaz-pembe renkli çiçekleri, dalların son 5-6 cm lik kısmından çıkan, çiçek saplarının üzerinde sıralanmış olarak görülürler. Parlak kırmızı veya portakal renkli meyveler 3-5 mm çapındadır. Bitki üzerinde pembe-beyaz renkli çiçekler, kırmızı veya portakal renkli meyveler ile yeşil-kırmızı renkli yapraklar, aynı zamanda görüldüklerinden, ortaya çok renkli güzel bir görüntü çıkar. Küçük meyveleri, kuşlar tarafından kış yemi olarak yenilirler, bitki kelebek ve arılar için de çekicidir.

Rivina humilis fazla güneş ışığından hoşlanmaz, gölge ve yarı gölge alanları tercih eder. Nemli ancak drenajı iyi olan topraklarda daha iyi yetişmektedir. Yazın fazla su istemez, susuz kaldığı zaman istirahat devresine girer. Bitki deniz suyu spreyine ve tuzlu suya da dayanıklıdır. Kan Üzümü doğasında, korunaklı orman içi alanlarda bulunmaktadır. Zayıf gövde ve dalları, şiddetli rüzgâr ve basma çarpma gibi olaylarda kolaylıkla kırılır. Üretimi tohum veya çelikleme ile yapılır. Tropik bir bitki olmasına karşın, dona çok dayanıklıdır, -18 °C soğuğa dayandığı bildirilmiştir.

Peyzajda kullanımı: Rivina humilis dünyanın sıcak bölgelerinde süs bitkisi olarak kullanılmaktadır. Gölgeye dayanıklı bir yer örtücü olarak tercih edilir. Ev ve seralarda saksı bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Hemen tüm yıl boyunca çiçek açması, çiçek ile meyvelerinin aynı zamanda görülmesi ve renkli yaprakları ile çekici olan bir bitkidir.

Bitkinin tüm kısımları, özellikle kökleri ve yaprakları zehirlidir. Kuşlar için zehirli olmayan meyveler, insanlar için zehirlidir. İnsan tarafından yenen meyveler, önce ağızda uyuşukluk yapmaktadır. İki saat içinde yutak borusunda ve midede sıcaklık hissi oluşmakta, bunu öksürük, susuzluk hissi, yorgunluk, esneme arkasından kusma ve ishal takip etmektedir.

Kan Üzümü’nün kök, gövde, yaprak, çiçek ve meyvelerinden elde edilen sıvı, intimikrobiyal ve antioksidan aktivite göstermektedir. İnsanlar için çok zararlı bir mikrop olan Pseudomonas aeruginos’a etkili olduğu gösterilmiştir.

Kırmızı meyveler kozmetik sanayiinde çok kullanılmıştır, İngiliz’cede Rouge Plant (Ruj Bitkisi) olarak adlandırılması bu yüzdendir. Eski zamanlarda, meyvelerden elde edilen sıvı, mürekkep ve boya yapılmasında kullanılmıştır.

uploads/21082020182216/Slayt1.JPG

uploads/21082020182216/Slayt2.JPG

uploads/21082020182216/Slayt3.JPG

PEYZAJDA 4. BOYUT Temmuz 2020

uploads/25072020172331/Slayt8.JPG

ERYSiMUM LiNiFOLiUM “VARİEGATUM”– ALACALI ZARİFE

Erysimum, Brassicaceae (Turpgiller) ailesine ait bir cinstir. Bu cins, lahana, brokoli ve deli otu dâhil 150 dolayında türü içerir. Doğal olarak kuzey yarım kürede; Avrupa, Güneybatı Asya, Akdeniz Bölgesi, Afrika, Mikronezya ve Kuzey Amerika’dan, Kosta Rika’ya uzanan coğrafyada yaygın olarak bulunurlar. Cins adı; Erysimum Yunanca “Eryo” sürüklemek kelimesinden 

uploads/25072020172331/Slayt7.JPG

Turpgiller ailesi bitkileri, tek veya çok yıllık otsu bitkilerdir, bazıları küçük çalı şeklinde gelişebilir. Çok yıllık olan türler de genelde kısa ömürlü olduklarından, iki yılık bitki olarak kabul edilirler. Yaprakları kısa ve incedir. Değişik Erysimum türleri, Lepidoptera (kelebek ve güveler), böcekler ve çekirgeler için besi kaynaklarıdır.

Erysimum linifolium’un vatanı, Portekiz ve İspanya’dır. Erysimum linifolium “Variegatum” ise bu türe ait bir varyetedir. Her dem yeşil, çalımsı, çok yıllık olan bitki 40 cm yükseklik ve 40 cm ene kadar büyüyebilir.

Alacalı Zarife’nin kısa gövdeleri, her dem yeşil, kenarları parlak beyaz renkli olan, ince yapraklar ile kaplıdır. İlkbahar başından sonbahar sonuna kadar, bitkinin üzeri, leylak-mor renkli, kokulu çiçekler ile kaplanır. Ilıman, sahil bölgelerinde, bitki kışın da çiçek açmaya devam eder. Zamanla bitkinin alt kısmı odunsu bir yapıya döner. Yaz çiçeklenmesinden sonra, bitki toprak seviyesinin 15-20 cm üzerinden budanarak, yeni dallanmalar ve sonbahar çiçeklenmesi sağlanır. Ayrıca budama ile bitki daha kompakt bir yapıda gelişir.

uploads/25072020172331/Slayt1.JPG

Erysimum linifolium “Variegatum”, bol güneş veya yarı gölgeyi tercih eder. Kuru ve nemli ortamlara, kolaylıkla uyum sağlar, ancak süzek olmayan, su biriken toprak yapısında ölebilir. Alkali ortamı tercih etmekle birlikte, toprak için fazla seçici değildir, nötr veya hafif asidik ortamda da yetişebilir. Hava kirliliği, kuraklık, yüksek ısı ve sahil ortamına dayanıklıdır. -15 °C dona dayanır. Bahçe ortamına uyum sağladıktan sonra fazla su gereksinimi yoktur. Alacalı varyetenin üretimi çelikle yapılır. Hızlı büyüyen bir bitkidir, iki yıllık olarak düşünülmelidir, ilk yıl vejatatif büyüme, ikinci yıl da bol çiçeklenme gisterdikten sonra ölür.

Peyzajda kullanımı: Alacalı Zarife, grup halinde, kenar sınırlayıcısı olarak ve genel bahçe dikiminde kullanılır, saksı dikimine de uygundur. Kurak bahçe (xeriscape) uygulamasında da kullanılan bir bitkidir. Kitle veya sınırlandırma için kullanılacaksa, dikimler arasındaki mesafe 35-40 cm olmalıdır.

Erysimum linifolium “Variegatum” dış mekânda, bahçe dikiminde yararlanılan bir bitki olduğu gibi, saksı için de seçilecek bir bitkidir. Saksıda yetiştiriliyorsa drenaj sorununun olmamasına özellikle dikkat edilmelidir. Bitki, arı ve kelebekler için çekicidir, kesme çiçek olarak da kullanılabilir. Alacalı Zarife kalbe etki yapan glikozoidleri içerir ve biriktirir, bu fito kimyasallar böcek korunmasında önemli ekolojik işleve sahiptir.

uploads/25072020172331/Slayt2.JPG

uploads/25072020172331/Slayt4.JPG

uploads/25072020172331/Slayt5.JPG

 uploads/25072020172331/Slayt6.JPG 

PEYZAJDA 4. BOYUT Haziran 2020

uploads/22062020190337/Slayt6.JPG

PERSEA İNDİCA - PERSEYA DEFNE

Persea, her dem yeşil ağaçlardan oluşan, 200 dolayında türü kapsayan Lauraceae (Defnegiller) ailesine ait bir cinstir. Bu cinsin en tanınan türü avokado adı ile bilinen Persea americana’dır. Lauraceae ailesi Gondwana Kıtasına aittir (Gondwana, 600 milyon yıl önce bugünkü; Güney Amerika, Afrika, Arabistan, Madagaskar, Avustralya, Hindistan ve Antarktika’nın birleşmesinden oluşan Süper Kıtadır. 180 milyon yıl önce erken Jurasik Devirde, ilk parçalanması başlamış ve bugünkü coğrafi farklılıklar ortaya çıkmıştır). Fosillerden edinen bilgilere göre, Paleocene çağında Persea,  cinsi, Batı Afrika’dan çıkmış, Asya, Güney Amerika ve Avrupa’ya yayılmıştır. Kızılcahamam’da, erken Pliocene çağa ait Persea indica fossilleri bulunmuştur. 20 milyon yıl önce Antarktika’nın donması ile başlayan Pleistocene çağda, bu cins bitkiler don nedeni ile Avrupa kıtasından kaybolmuştur. Laurisilva adı verilen Defnegil Ormanları bugün yalnız Madeira Adası gibi sıcak yerlerde kalmıştır.

uploads/22062020190337/Slayt1.JPG

Persea indica, Macaronesia; Azor Adaları, Maderia Adası ve Kanarya Adalarının bazılarına (El Hierro, La Palma, La Gomera, Tenerif ve Gran Kanarya) endemik bir bitkidir.

Persea indica,  her dem yeşil, büyük bir ağaçtır. Uygun şartlarda 20 metreye kadar boylanabilir. Ağaç çok defa alttan kardeşlenmeler gösterir, dallanması da boldur. Genç dallar, yeşil renktedir, yaşlandıkça üzerlerinde çatlaklar oluşur ve renkleri koyu griye döner. Büyük yaprakları, oblong, lobsuz ve hafif tüylüdür, dallardan ardışık olarak çıkarlar. 2-3 cm uzunluğundaki yaprak sapları genelde sarı renktedir. Yapraklar üstte koyu, altta ise soluk yeşil renktedir, yaşlandıkça, sarı, turuncu ve kırmızı renge dönüşürler. Ağaç üzerinde farklı yaştaki yaprakların renkli görünümleri ilgi çekicidir. Yaprak kokuludur, parmakla ezildiklerinde hoş bir koku çıkar.

Persea indica Mart-ağustos aylarında çiçeklenir. Basit yapıdaki çiçekler 1 cm çapındadır, yeşilimsi beyaz petalleri 6 adettir. Çiçekler, dalların uçlarında grup yaparak, salkım şeklinde görülürler. Oluşan meyveler oval 2 cm uzunluğunda, zeytin görünümündedir. Önceleri yeşil olan renkleri olgunlaştığında morumsu siyaha dönüşür. Meyveler zeytine benzemekle birlikte yenilmezler.

Persea indica doğasında, el değmemiş defne ormanlarının bir bitkisidir. Yarı gölge ortamı tercih etmekle birlikte, güneşe dayanıklıdır. Fazla rüzgârdan hoşlanmaz, bulunduğu yerde devamlı nemli bir toprak gereksinimi vardır. Kuraklığa dayanıklı değildir. Kısa süreli -7°C dona dayanıklıdır. Üretimi çelik veya tohum ile yapılır.

Peyzajda kullanımı: Persea indica gösterişli bir ağaçtır, uygun iklimde, bahçelerde budama yapılarak çalı şeklinde de yetiştirilebilir. Kurakçıl peyzaj (Xeriscape) için uygun bir bitki değildir, yukarıda belirtildiği gibi nemli bir ortama gereksinimi vardır. Kokulu çiçekleri ve zeytine benzeyen siyah renkli meyveleri nedeni ile ilgi çekici bir ağaçtır.

Bitkiden ekstrete edilen ryanodol ve cinnceylanol, diterpene grubundan insektisit (böcek öldürücü) etkisi olan kimyasallardır.

 

uploads/22062020190337/Slayt2.JPG

uploads/22062020190337/Slayt3.JPG

uploads/22062020190337/Slayt4.JPG

 uploads/22062020190337/Slayt5.JPG 

PEYZAJDA 4. BOYUT Mayıs 2020

uploads/16052020164220/12.jpg

OSCULARİA DELTOİDES - LAMPRANTHUS DELTOİDES

PEMBE BUZ ÇİÇEĞİ

Aizoaceae (Makasotugiller) ailesi, çift çenekli bitkilerden oluşan, 135 cins ve 1800 türü içerir. Bu bitkiler, genellikle buz bitkileri veya yer örtücü otlar olarak bilinir. Aizoaceae ailesi bitkilerinin çoğu Güney Afrika Cape bölgesinde, bir kısmı da Avustralya ve Orta Pasifik Adaları’nda bulunurlar. Makasotugiller genellikle, doğrudan kökten yaprak veren, gövdesiz bitkilerdir. Bazı türlerin yukarı veya yana uzanan, odunsu gövdeleri olabilir. Bu ailenin birçok üyesi, Krassula Asit Metabolizmasıyla karbonu fikse ederler (Bitkilerin büyük çoğunluğu, bildiğimiz gibi, geceleri oksijeni alarak, havaya karbondioksit verirler. Ancak birçok sukkulent bitki suyun az, sıcaklığın ise aşırı olduğu bölgelerde yaşadıklarından, yapraklarındaki stoma adı verilen delikcikleri, su kaybetmemek için gündüz değil gece açarlar. Foto sentez için gerekli olan karbondioksiti de, stomalardan ancak gece alabilirler. Alınan karbondioksit, 4 karbonlu malik asit olarak hücre boşluklarında saklanır, gündüz kloroplast adı verilen hücrelere transfer olarak tekrar karbondioksite döner ve foto sentez olayına katılırlar. Bu tip metabolizma, ilk defa crassula cinsi bitkilerde gösterildiği için Krassula Asit Metabolizması olarak adlandırılmıştır. Bu bitkiler gece karbondioksit salmadıkları gibi, havanın karbondioksitini de aldıklarından, yatak odalarında rahatlıkla kullanılabilirler).

uploads/16052020164220/Slayt1.JPG

Oscularia deltoides, Aizoaceae ailesine ait herdem yeşil, kısa boylu sukkulent (etli yapraklı) bir bitkidir. Doğal olarak Güneybatı Cape bölgesinde, kışın yağmur alan dağlık bölgelerde bulunmaktadır. Tür ismi Latince Delta “üçgen” kelimesinden gelmektedir. Yaprakların üçgen şeklinde olmasından dolayı bu isim verilmiştir. Cins adı Oscularia, Latince Osculum “küçük ağız” kelimesinden türemiştir. Oscularia küçük ağızlar demektir, bitki yapraklarının dişli olmasından dolayı verilmiştir. Bugün fazla rağbet görmese de,  bitkinin botanikte kabul edilen adı Lampranthus deltoides’ tir.

Pembe Buz Çiçeği çok yıllık, sukkulent, uzayan bir yer örtücüdür. 30 cm yüksekliğe kadar boylanabildiği gibi yanlara doğru da metrelerce uzayabilir. Mavi renkteki, etli yapraklar, 3 köşeli olup, kenarlarında kırmızı dişler vardır. Etli gövdeleri kırmızı renktedir. Kurak mevsimlerde, yaprak kenarları kırmızı renk alır. İlkbahardan yaza kadar, bitkinin üzerinde pembe renkte, badem kokulu çiçekler oluşur. Pembe renkli çiçeklerin ortaları sarıdır. Çiçekler, genellikle sabah kapalı olup öğleden sonra açılarak, tüm bitkinin üstünü kaplarlar. Stamenlerin alt kısımları beyaz, üst kısımları ise pembe renktedir, çiçek ortasında toplu halde görülürler.

uploads/16052020164220/Slayt3.JPG

Oscularia deltoides, iyi drenajlı toprağı tercih eder. Ancak yazın arada bir sulanması gerekir. Bitki en fazla -8 ˚C’ye dayanabilmektedir. Üretilmesi kolaydır, çelik veya tohumla yapılır. Bol güneşli ortamları sevmekle birlikte, yarı gölge ortamlarda da yetişir. Gölge ortamda az çiçek açar. Bu güzel ve çekici yer örtücü; kuraklık, aşırı rüzgâr, aşırı sıcak gibi çevre şartlarına strese girmeden uyum sağladığı için tercih edilen bir bitkidir.

Peyzajda kullanımı: Pembe Buz Çiçeği, Akdeniz İklim Bölgelerinde peyzajda sıklıkla kullanılan sukkulent bir bitkidir. Çiçeklenme zamanı, pembe çiçekleri ve mavi yaprakları ile çok çarpıcı bir görüntü sergiler. Çiçeksiz zamanlarında da, ilginç şekil ve renkteki yaprakları ile dikkat çekicidir.

Oscularia deltoides, kolay büyüyen sukkulent bir yer örtücüdür. Az bakım isteyen veya kurakçıl bahçelerde, vurgu bitkisi olarak kullanılabilir. Ayrıca, kaya bahçelerinde veya meyilli alanlarda yer örtücü olarak tercih edilir. Saksı bitkisi olarak da kullanılmaktadır. Kelebekleri çekici özelliği vardır.

uploads/16052020164220/Slayt4.JPG

uploads/16052020164220/Slayt5.JPG

uploads/16052020164220/Slayt6.JPG

 uploads/16052020164220/Slayt7.JPG 

PEYZAJDA 4. BOYUT Nisan 2020

uploads/13042020114550/Slayt7.JPG

ROLDANA PETASİTİS - KADİFE YAPRAKLI ROLDANA

Roldana petasitis, Asteraceae (Papatyagiller) ailesine ait bir bitkidir. Asteraceae, çok geniş bir aile olup 1535 cins ve yaklaşık 23 bin türü içerir. Bu ailenin en büyük cinsi, 1250 tür ile Senecio’dur. Yakın zamana kadar Roldana petasitis, Senecio petasitis olarak adlandırılmaktaydı. Bugün Senecio’dan ayrılarak yeni bir cins oluşturulmuş ve Roldana olarak adlandırılmıştır.

uploads/13042020114550/Slayt1.JPG

Kadife Yapraklı Roldana, Güney Meksika ve Orta Amerika ülkeleri; El Salvador,  Guatemala, Honduras, Nikaragua’da doğal olarak bulunur. Bugün Avustralya’nın bazı kısımlarında, Yeni Zelanda ve Lord Howe Adası’nda doğallaşmıştır.

Bitki daha önce Cineraria petasitis olarak da bilinmekteydi. Cins adı Roldana, Dr. Pablo de La Llave (Meksikalı papaz ve doğa bilimci) tarafından Eugenio Montaña y Roldan Otumbensi’ye (Meksika City yakınlarında yapılan bir savaşın kahramanı) na atfen verilmiştir. İngilizce konuşulan ülkelerde bitkiye Kaliforniya Sardunya’sı da denilmektedir.

Roldana petasitis, herdem yeşil, enine doğru genişleyen bir çalıdır. 250 - 300 cm boya ve genişliğe ulaşabilir. Parlak yeşil, kadifemsi yuvarlak yaprakları, 20 cm çapa kadar ulaşabilir. Kış sonu ve erken ilkbaharda yükselen dalcıklar üzerinden, çiçek sapları uzanır ve koyu kahve renkli, küçük goncalar oluşur. Goncalar açıldığı zaman yüzlerce parlak, papatya şeklinde çiçekler ortaya çıkar. Sarı renkli, gösterişli çiçekleri kokuludur. Çiçek sapları bitkinin üzerinde adeta bir şemsiye oluşturur. Her bir çiçekte, önce 5 adet dilsi çiçekçik açılır ve genişler. Dilsi çiçekçikler dişidir ve anterleri yoktur. Sonra hermafrodit olan, tüpsü çiçekçikler polen çıkarmaya başlar. Stigma (dişi tepecik) dan polenler anter tüpe doğru itilerek fertilizasyon sağlanır.

uploads/13042020114550/Slayt8.JPG

Kadife Yapraklı Roldana değişik topraklara uyum sağlar. Her ne kadar kuraklığa dayanıklı ise de, sulama yapıldığı takdirde daha güzel gözükür. Bitki tam güneşi sever fakat yarı gölge alanlarda da olabilir. Eğer gölgeye dikildi ise yapraklar daha büyük ancak çiçeklenme daha az olur. Bitki -8 °C’ye kadar dayanıklıdır. Daha düşük derecelerde toprağa kadar donarsa da, genellikle tekrar sürer. Bitki çok yıllık büyük bir çalı olarak düşünülmelidir. Çiçeklenmeden sonra sert bir budama ile daha düzgün gözükür.

Peyzajda Kullanımı: Roldana petasitis, geniş gösterişli yapraklarıyla fazla su ihtiyacı olmadan bahçelere tropik bir görüntü getirir. Diğer çalılar ile birlikte kullanılabileceği gibi yüksek duvarların önünde, duvar görüntüsünü kırmak için de kullanılabilir. Kıyı bahçelerinde, denizden gelen sert rüzgârdan korunaklı yerlere dikilmelidir, yaprakları rüzgârda yırtılabilir. Bitkinin büyük yaprakları yüksek sıcaklıkta buruşup aşağıya doğru düşer, sulamadan sonra tekrar düzelirler.

uploads/13042020114550/Slayt3.JPG

uploads/13042020114550/Slayt4.JPG

uploads/13042020114550/Slayt5.JPG

 uploads/13042020114550/Slayt6.JPG 

PEYZAJDA 4. BOYUT Mart 2020

uploads/21032020172701/Slayt7.JPG

NİCANDRA PHYSALODES – PERU ELMASI

uploads/21032020172701/Slayt6.JPG

Nicandra physalodes, Solanaceae (Patlıcangiller) ailesine ait bir bitkidir. Nicandra cinsinin tek türüdür. Bitki Nicandra’e atfen isimlendirmiştir; Nicandra Anadolu’da İsa’dan 100 yıl önce yaşayan bir şairdir ve bitkinin iyileştirici kullanımlarından bahsetmiştir. Physalodes kelimesi Yunanca physo: kese kelimesinden türemiştir. Bitki meyvesinin bir zarf içinde görülmesinden dolayı bu isim verilmiştir. Physalodes genellikle kabul edilen tür adı olmakla beraber bazen Physaloides olarak da bahsedilmektedir. Peru Elması’nın yaprak ve köklerinden elde edilen sıvı, bir kap içinde sütle karıştırılarak bekletildiği zaman sinekler için çekici olmaktadır. Bu karışımı yiyen sinekler ölmektedir. Bu nedenle İngilizce’de bitki; Sinek Çekici olarak da tanımlanmaktadır.

Nicandra physalodes, Güneybatı Amerika; Kuzeybatı Arjantin, Bolivya, Şili ve Peru’da doğal olarak bulunmaktadır. Bugün bitki dünyanın birçok tropik ve ılıman bölgesine süs bitkisi olarak getirilmiş ve yayılmıştır. Bazı ülkelerde yabancı ot olarak kabul edilmektedir. Peru Elması tek yıllık bir bitki olup 1 metreye kadar boylanabilir. İçi boş olan yumuşak ve düzgün gövdeleri çok sayıda dallanma gösterir. 20 cm’e kadar uzayabilen, kenarları lobulasyon gösteren, oval, hafif tüylü yaprakları, ardışık olarak çıkar. 2-4 cm uzunluğunda, soluk mavi veya beyaz çan şeklindeki çiçekleri, yaprakların ucunda bulunan 1-4 cm sapların üzerinde oluşurlar. Çiçeklerin korollası beyazdır. Sarı renkte 5 stamen (erkek organ) bulunur. Çiçeklerin ömrü bir gündür. Çiçeklenme yazın başlar ve iki üç ay devam eder. Çiçeklenme periyodu sonunda, yeşil renkteki kaliks, kahverengi ve kağıtsı bir görünüme dönüşür ve Çin lanterni şeklini alır. Oluşan meyve, Physalis peruviana (kaz üzümü) meyvelerine benzer. Bir santim çapındaki, sarı, yuvarlak meyveleri içinde çok sayıda tohum bulunur. Nicandra physalodes’in meyvesi Physalis peruviana’ nın aksine derin lopludur.

uploads/21032020172701/Slayt3.JPG

Peru Elması tek yıllık bitki olup yalnızca tohumla üretilebilir. Bitki, kendi döktüğü tohumlarla bulunduğu yerde kolaylıkla çoğalır. Tam güneş veya yarı gölgede, nemli, killi ancak besleyici bir toprağı tercih eder. Vejetatif büyüme, geç ilkbahar ve yazın oluşmaktadır. Bitkinin nektar ve polenleri arılar için çekicidir. Solanaceae ailesinin diğer bitkileri gibi, yaprakları ot yiyen memeliler için zehirlidir. Tohumları yüksek proteinli olmasından dolayı kuşyemi olarak kullanılmaktadır.

Peyzajda Kullanımı: Nicandra physalodes, güzel çiçekleri ve çekici tohumları nedeniyle çok uzun zamandır kültür bitkisi olarak kullanılmaktadır. Ancak yaz sonunda bitki fazla büyür ve dağınık bir görünüm arz eder. Bu nedenle peyzaj düzenlemelerinde fazla bir değeri yoktur. Meyvesi kurutularak potpurilerde kullanılmaktadır.

Peru Elması 2000 yıldan beri tıbbi amaçlarla kullanılmaktadır. İçerdiği Nicanderenon, bazı kanser türlerinde hücre öldürücü etkisi olduğu gösterilmiştir. Bitkinin böcek kovucu özelliği vardır. Özellikle beyaz sinekleri kaçırır. Nicandra physalodes, ürün ekilen tarlalarda ciddi sorunlar yaratan bir bitkidir, normal herbisitlerden fazla etkilenmez. Ayrıca diğer Solanaceae otları gibi birçok virüs, nematod, mantar patojenleri ve böceklere ev sahipliği yapar.

 

uploads/21032020172701/Slayt2.JPG

uploads/21032020172701/Slayt5.JPG

uploads/21032020172701/Slayt1.JPG

 uploads/21032020172701/Slayt4.JPG 

PEYZAJDA 4. BOYUT Şubat 2020

uploads/07022020181821/HETEROMELES.jpg

HETEROMELES ARBUTİFOLİA – TOYON

Heteromeles arbutifolia doğal olarak Kaliforniya, İngiliz Kolombiya’sı (Kanada) ve Meksika’ da bulunan bir çalıdır. Bitki Rosaceae (Gülgiller) ailesine aittir ve Heteromeles cinsinin tek türüdür. Cins adı “Heter”: farklı ve “Malus”: elma kelimelerinden türetilmiştir. Bitki adı, meyvesinin elmaya benzetilmesinden gelmektedir. Arbutifolia da, yapraklarının Arbutus unedo (Ağaç Çileği) yapraklarına benzemesinden dolayı verilmiştir. Bitki Asya’da bulunan “Photinia” cinsi ile yakın akrabadır, eski adı da “Photinia arbutifolia” dır. Toyon, Kaliforniya kıyısında yaşayan Ohlone Kızılderili’lerinin kullandığı isimdir. İspanyolca “Totcon” kelimesinden gelmektedir.

uploads/07022020181821/Slayt6.JPG

Heteromeles arbutifolia, her dem yeşil sık dallı bir çalıdır. 300 cm yükseklik ve 250 cm genişliğe ulaşır ancak yaşlı bitkiler çok daha büyük olabilirler. Bitkinin gri renkteki genç, pürüzsüz gövde ve dallarında, yaşla birlikte çatlaklar oluşturur. 5-10 cm uzunluğundaki eliptik yapraklarının, kenarları tırtıklıdır. Karşılıklı çıkan, 5-10 cm uzunluğundaki ve 2-4 cm genişliğindeki yapraklar, keskin dişli ve kısa saplarla dalcıklara bağlıdır. İlkbahar sonu veya yaz başında, çok sayıda beyaz, hafif kokulu 6-10 mm çapında püskül şeklinde çiçekler açar. Bu çiçekler, kışın parlak, kırmızı, bezelye büyüklüğünde meyvelere dönüşür. Meyveler ocak ayına kadar veya kuşlar bitirene kadar bitki üzerinde kalırlar.

Toyon, güneş altında veya yarı gölgede yetişebilir. Kuraklığa dayanıklıdır. Ancak drenajı iyi olduğu takdirde fazla sudan da zarar görmez. -18 ˚C soğuğa dayanabilir. Üretimi tohum veya çelikle yapılır.

Bitkinin 2 varyetesi tanımlanmıştır. Heteromeles arbutifolia var. cerina ve Heteromeles arbutifolia var. macrocarpadır. Cerina, sarı meyveli bir varyetedir. Macrocarpa, bol çiçekli ve büyük meyvelidir. 2012 yılında Toyon, Los Angeles kentinin resmi doğal bitkisi olarak kabul edilmiştir.

uploads/07022020181821/Slayt2.JPG

Peyzajda kullanımı: Heteromeles arbutifolia, kısa gövde üzerinde, dallarıyla oluşturduğu yuvarlak tacı ile her dem yeşil, güzel bir çalıdır. Özellikle kışın yeşil yaprakları ve bol sayıda, kırmızı, çekici görünümlü meyveleriyle çok gösterişlidir. Noel dekorasyonlarında da kullanılmaktadır. Bitki, yangından veya kesildikten sonra yeniden büyüme gösterir, erozyonlu topraklarda da ilk gelişen bitkilerdendir. Toyon, sıklıkla çit bitkisi veya vurgu bitkisi olarak; doğal peyzajda, bahçelerde veya parklarda kullanılır. Bitki, bulunduğu ortama, değişik topraklara ve iklim şartlarına, kolayca uyum sağlaması nedenleri ile de tercih edilir. Çok az bir suyla idare edebilmesi kurakçıl (xeriscape) peyzajda önemi arttırır. Yangına birçok çalıdan daha dayanıklıdır.

Heteromeles arbutifolia, elmaya benzeyen meyveleri yenilebilir ve bunlardan reçel yapılmaktadır. Meyveleri kurutulup saklanır ve daha sonra lapa ve pankek yapımında kullanılır. Toyon meyveleri, Alzheimer hastalığının tedavisinde geleneksel ilaç olarak kullanılmaktadır. Son yıllardaki çalışmalar meyvelerin toksisite yönünden zararlı olmadığını göstermiştir. Meyveden elde edilen bileşenler anti-inflamatuar (iltihap giderici) etkiye sahiptir. Ağaççığın ahşabı; eskiden, değişik süs eşyaları, çanaklar, fincanlar, ok ve bahçe kazığı yapılmasında kullanılmıştır.

 

uploads/07022020181821/Slayt1.JPG

uploads/07022020181821/Slayt3.JPG

uploads/07022020181821/Slayt4.JPG

 uploads/07022020181821/Slayt5.JPG 

PEYZAJDA 4. BOYUT Ocak 2020

uploads/17012020164653/BAS.jpg

PENNİSETUM ADVENA “RUBRUM”- KIRMIZI FISKİYE OTU

Pennisetum cinsi 120 kadar rizomlu veya kökten dışa doğru sürgünler yapan tek yıllık ve çok yıllık otsu bitkileri kapsamaktadır. Bu bitkiler genellikle tropik, subtropik ve ılıman iklim bölgelerinde, orman altı veya açık otlaklarda bulunurlar.

uploads/17012020164653/Slayt3.JPG

Pennisetum advena “Rubrum” (eski adı Pennisetum setaceum  “Rubrum”) Poaceae ailesine ait kardeşlenme gösteren, gösterişli ve yana eğik koyu kırmızı yaprakları ile göz alıcı çok yıllık (perennial) bir bitkidir. Cins adı Latince penna:tüysü ve seta: sert kıl kelimelerinden türemiştir. Bitkinin çiçeklerinin fırça şeklinde uzun ve tüysü görünümünden dolayı kullanılmıştır. Taksonomik çalışmalar bitkinin Pennisetum macrostachys ve Pennisetum  setaceum’un hibriti olduğunu işaret etmektedir. Bu koyu kırmızı yapraklı kültür bitkisi diğer Pennisetum türleri gibi istilacı edici değildir çünkü çok nadiren tohum yaparlar.

Kırmızı Fıskiye Otu’nun koyu kırmızı renkteki, ince ve uzun yaprakları 100 cm yüksekliğe,  yandan verdiği kardeşler ile de bitki 60 cm çapa ulaşabilir. Yazın ve sonbaharda yaprakların arasından, pembemsi, tüylü, genelde tohum yapmayan, uzun başaklar yükselir. Pennisetum advena “Rubrum” don olmayan bölgelerde herdem yeşildir ancak don olur ise yaprakları bozulur. Kökü ise -6 °C kadar dayanıklıdır. Bitki, rüzgâra, sıcağa ve kuraklığa dayanıklıdır. Toprak cinsi ve pH sı yönünden seçici değildir. Çeşitli yapıdaki, alkali ve asitli topraklarda yetişebilir.

Kırmızı Fıskiye Otu parlak, koyu kırmızı rengini alabilmesi için güneş altında yetiştirilmelidir. Üretimi, ilkbaharda yandan verdiği kardeşlerin ayrılması ile yapılır. Her yıl kışın veya ilkbahar başında, bitki toprak seviyesinde kesilerek yeni, taze yaprakların çıkması sağlanmalıdır.

Peyzajda Kullanımı: Pennisetum advena “Rubrum” güzel yaprak ve çiçek başakları ile diğer yeşil bitkilerle kullanıldığında, çok güzel bir zıtlık yaratır. Bitki şekil ve rengini tüm yaz boyunca muhafaza eder. Çiçekler, haziran ayından başlayarak, don oluncaya kadar bitki üzerinde kalırlar. Kırmızı Fıskiye Otu vurgu bitkisi olarak kullanıldığı gibi, grup veya kitlesel dikimde de dikkati çeker. Su kenarlarında; don olmayan bölgelerde çok yıllık, don olan bölgelerde ise tek yıllık olarak kullanılır. Bitki, bordürlerde kullanıldığı gibi erozyon kontrolünde de kullanılmaktadır. Saksıda yetiştirilmeye de uygun bir bitkidir. Renkli çiçek başakları; kesme çiçekçilikte, taze veya kurutulmuş olarak kullanılır.

 

uploads/17012020164653/Slayt5.JPGPG

uploads/17012020164653/Slayt4.JPG

uploads/17012020164653/Slayt1.JPG

 uploads/17012020164653/Slayt2.JPG