|
Peyzajda 4.Boyut, ülkemizde bilinmeyen veya yeteri kadar tanınmayan bitkiler hakkında, profesyonel ve amatörlere bilgi verilmesi amacı ile hazırlanan bir programdır. Her ay yeni bir bitki tanıtımı yapılmakta, Palmiye Merkezi deneyimleri de aktarılmaktadır. Palmiye Merkezinin bir hizmeti olan, bu programın sizin veya bir arkadaşınızın e-posta adresine gönderilmesini arzu ediyorsanız, lütfen abone olunuz (abone olmak tamamen ücretsizdir, adresinize herhangi bir reklâm gönderilmeyecektir). PEYZAJDA 4.BOYUT'a abone olmak istiyorum>>>>>>> Arkadaşımı öneriyorum>>>>>> |
PEYZAJDA 4. BOYUT Aralık 2009
PEYZAJDA 4. BOYUT Kasım 2009
PEYZAJDA 4. BOYUT Ekim 2009
PEYZAJDA 4. BOYUT Eylül 2009
Pancratium (Deniz Zambakları) cinsi, amaryllidaceae ailesine aittir. 16 adet çok yıllık soğanlı bitki türünü kapsamaktadır. Bu türler kumsal ve kayalık sahil bölgelerinde bulunmaktadır. Kanarya adaları, Batı Afrika, Namibia, Akdeniz Kıyılarından Tropik Asya’ya kadar dağılım gösterirler. Yaprakları iki sıra ince-uzun şerit şeklindedir. Çiçekler 6 petallidir. Kum zambağı Pancratium maritimum: Anavatanı Akdeniz kıyıları, Güney Karadeniz ve Güney-Batı Avrupa’dır. Karadeniz kıyılarında nesli tükenmekte olan bir türdür. Soğanları toprak yüzeyinden 20-30cm derinde bulunur, bu şekilde yazın susuz kalmazlar. Yaprakları ince uzun, hafif mavimsi yeşildir. Yapraklar sıcak Akdeniz güneşinde yazın bazen, bozulup kaybolmaktadır. Ağustos-Ekim ayları arasında çiçek açmaktadır. Çiçek sapı 30-40cm e kadar uzayabilir. Çiçekleri, beyaz-krem renkli 6 petalli ve hoş kokuludur, kokuları özellikle akşam saatlerinde hissedilir. Tuzluluğa ve hafif donlara dayanıklıdır. Nemli topraklarda daha iyi yetişir. Üretimi tohumdan veya soğan köklerin ayrılması ile yapılır. Doğada henüz nesli tükenmek tehlikesinde olmayan, ancak insan yerleşimi nedeni ile doğal sahaları gittikçe azalan bir türdür. Bu nedenle Palmiye Merkezi tarafından korunması ve kültürde üretilmesi uygun olan bir tür olarak düşünülmekte ve ufak çapta üretimi yapılmaktadır. |
PEYZAJDA 4. BOYUT Ağustos 2009
PEYZAJDA 4. BOYUT Temmuz 2009
Opuntia’lar, kaktüslerin dünyada en tanınan ve yaygın olan türünü oluştururlar. Doğal olarak diğer kaktüsler gibi, dünyanın batı yarı küresine aittirler. 15. yüzyıl sonunda Avrupalılar tarafından keşfedilip, dünyanın diğer kısımlarına taşınmışlardır. Opuntia adı muhtemelen Eski Yunanistanda, değişik dikenli bitkilerin bulunduğu Locris Opuntia yöresinden alınmıştır. Opuntia cinsindeki türlerin sınıflandırılması günümüze kadar tam sonuçlandırılamamıştır. Genelde kabul gören, opuntia’ların gövdeleri yassı segmentlerden oluşan bir kaktüs cinsi olduğudur. Kaktüs ailesinin en yaygın olan bu cinsi, 181 doğal tür ve 10 doğal yolla oluşmuş hibridden oluşmaktadır. En bilinen tür Diken İnciri (Firavun İnciri) olarak bilinen Opuntia ficus-indica dır. DİKEN İNCİRİ - Opuntia ficus-indica: İngilizcede Diken Armudu veya Hint İnciri olarak bilinen bu bitki, ülkemizde Diken İnciri veya Firavun İnciri olarak tanınmaktadır. Çalı veya ağaç şeklinde gelişebilir, boyu 600 cm e kadar uzayabilmektedir. Tam gelişmiş gövde kalınlığı 30–40 cm i bulabilir. Gövde segmentleri gri-yeşil veya yeşil renktedir. Oval veya obavat segmentler değişiktir, uzun, kısa, dar veya geniş olabilir. Enli geniş gövde segmentleri üzerinde bulunan areolalar, birbirlerinden 2–5 cm uzaklıktadır, kenarlarında sarı veya kahverengi glokid (glochid) denilen kısa tüysü yapılar vardır, ancak bunlar kısa zamanda dökülürler. Glokid lerin yanında genelde 1 veya 2 diken bulunur. Sarı renkli çiçekleri, kâse şeklindedir 8–10 cm uzunluktadır ve ilkbaharda açarlar. 10 cm uzunluğunda, oval meyveleri genelde pembe renktedir, üzerlerinde ellendiğinde veya değinildiğinde, son derece kaşındırıcı tüyler içerirler. Bugün dünyanın birçok yerinde dikimi yapılmakta ve meyvelerinden faydalanılmaktadır. Özellikle Güney Afrika, Avustralya ve Akdeniz çevresinde yetiştirilmektedir. Kırmızı boya yapımında kullanılan cochineal böceğinin ana konakcısı olduğu için, Diken İnciri özellikle Kanarya Adalarında bu böceğin yetiştirilmesi amacı ile de kullanılmaktadır. Meyveler çiğ olarak tüketilebildiği gibi, reçel, marmelat yapımında da kullanılır. Çok yayılıcı olduğundan Güney Afrika’da dikenli olan tür yasaklanmış, dikensiz olana ise izin verilmektedir. Avustralya da da yayılmasının önlenmesi için tedbirler alınmıştır. |
PEYZAJDA 4. BOYUT Haziran 2009
PEYZAJDA 4. BOYUT Mayıs 2009
Agav’lar Meksika, ABD, ve Orta Amerika ülkelerinde doğal olarak bulunan 250 kadar türü kapsamaktadır. Ailenin ortak özelliği, etli yapraklı (sukkulent) olmaları ve yaprakların rozet şeklinde dağılımıdır. Agav’ların büyük bir kısmı monokarpik (hayatında bir defa çiçek açar ve ölürler) dir. Tanıtacağımız Agave geminiflora, Agave’lar içinde en yumuşak yapıya sahip olanlardandır. Genelde agave’ların rozet yaprakları ne kadar ince ve narin olursa, dona dayanıklılıkları da o kadar az olmaktadır. Bu nedenle Agave geminiflora da ancak kısa süreli –2 C derece soğuğa dayanabilmektedir. Kısa ömürlü agavlar arasındadır, 8-10 yıl gibi bir yaşam süresinden sonra çiçek açar ve ölürler. Doğal olarak Meksika’nın Nayarit eyaletinde, 900–1200 metre yükseklikte, meşe ormanlarında bulunmaktadır. Gölgeye dayanıklı, ancak bol su isteyen bir agavdır. Genelde tek gövdelidir, büyüdüğünde çapı 60-90cm i geçmez. Yaşlı bitkilerde bazen çok kısa bir gövde görülür, bu gövde 100–200 adet yaprak ile sarılmıştır. Yaprakları ince uzun ve yumuşaktır. Dar yaprakları 6–12 mm genişliğinde ve 40–60 cm uzunluğundadır. Yaprak kenarlarında ince filamentler (ince telcikler) vardır ancak bunların yapısı son derece pürüzsüzdür. Koyu yeşil renkli yaprakları kolaylıkla bükülebilir. Agave geminiflora’nın ince uzun çiçek çapı 250-350cm yüksekliğe ulaşır. Çiçek sapının üst 2/3 kısmında bulunan çiçekler, çift olarak dizilmiştir, bu nedenle Latince ikiz çiçekli anlamına gelen geminiflora olarak adlandırılmıştır. Sarı renkli çiçeklerin kaideleri kırmızı veya mor renktedir. Agave geminiflora var. Atricha Trelease adlı varyetede, yapraklar daha kısa, daha sert ve filamentsizdir. Bu bitkilerin çapı da 25–35 cm i geçmez. Agave geminiflora’nın üretimi tohum ile yapılır. Bazı diğer agave’ların aksine kardeşlenme göstermez, ancak çok sık dikildiği durumlarda bazen birkaç baş verdiği veya kardeşlenme gösterdiği bildirilmiştir. Kültürde; don olmayan yörelerde, en iyi formu alması için, bahçede güneş altına dikilmelidir. Don tehlikesi olan yerlerde ise geniş bir saksıda güzel bir şekilde büyür, gölgeye tahammül gösterir, ancak sulaması aksatılmamalıdır. Peyzajda kullanımı: Simetrik bir şekilde dizili çok sayıdaki yaprakla çok güzel bir görünüm sergileyen Agave geminiflora kendi başına bir ilgi kaynağı ve peyzaj bitkisidir. Çok yıllık ve renkli bitkiler arasında vurgu bitkisi olarak kullanılabileceği gibi, gruplar halinde de çok güzel bir görüntü sergiler. Saksı bitkisi olarak, yürüyüş yolu kenarında dizili veya bir havuz kenarında soliter olarak da ilgi çeker. |
PEYZAJDA 4. BOYUT Nisan 2009
Kniphofia, Tropik ve Güney Afrika da, dağlık bölgeler ve özellikle dere kenarları ve sulak alanlarda bulunan 70 kadar türü kapsayan bir cinstir. Fener Çiçekleri çok yılık (perennial) bitkilerdir. Çoğu tür rizomları vasıtasıyla kardeşlenme gösterir. Çiçekleri, uzun sap üzerinde sarı, turuncu, kırmızı, beyaz veya bunların karışımı renktedir. Fener biçimindeki, parlak, çekici renkli, çiçekleri nedeni ile Fener Çiçekleri olarak adlandırılmışlardır. Her çiçek gurubu, fotoğrafta görüldüğü gibi, dairesel şekilde sıralanmış, birçok küçük boru çiçekten oluşur. Çiçekleri arılar için çekicidir. Yaprakları türe göre 10cm ile 100cm arasında değişir. Yapraklar, yaprak döken türlerde ot gibi ince, her dem yeşil türlerde ise geniştir. En tanınan türü Kniphofia uvaria’dır. Günümüzde birçok hibritleri üretilmiştir, hibritlerin boyları 50-180cm arasında değişmektedir. Peyzajda daha fazla, dayanıklı ve gösterişli hibrid türler kullanılmaktadır. Bazı türler dona dayanıksız iken, diğerleri hafif veya orta derece dona dayanıklıdır. Dikim ortamı için çok seçici değildir, ancak geçirgen, humustan zengin, hafif kumlu topraklarda daha iyi gelişme gösterir. Güneş altında olabildiği gibi, yarı gölgede de yetişebilirler. Üretimi ilkbaharda dikilen tohumlardan veya ilkbahar sonunda rizom köklerin ayrılması ile yapılır. Peyzajda az veya çok sayıda bitkiden oluşan grup halinde kullanılmaları, çiçek açtıklarında, çok belirgin vurgu efekti yaratmaktadır. Orta ve uzun boylu hibridler, kısa yer örtücüler ile uzun çalı veya ağaçlar arasında ara geçiş için de kullanılabilir. |
PEYZAJDA 4. BOYUT Mart 2009
PEYZAJDA 4. BOYUT Şubat 2009
|
PEYZAJDA 4. BOYUT Ocak 2009