|
Peyzajda 4.Boyut, ülkemizde bilinmeyen veya yeteri kadar tanınmayan bitkiler hakkında, profesyonel ve amatörlere bilgi verilmesi amacı ile hazırlanan bir programdır. Her ay yeni bir bitki tanıtımı yapılmakta, Palmiye Merkezi deneyimleri de aktarılmaktadır. Palmiye Merkezinin bir hizmeti olan, bu programın sizin veya bir arkadaşınızın e-posta adresine gönderilmesini arzu ediyorsanız, lütfen abone olunuz (abone olmak tamamen ücretsizdir, adresinize herhangi bir reklâm gönderilmeyecektir). PEYZAJDA 4.BOYUT'a abone olmak istiyorum>>>>>>> Arkadaşımı öneriyorum>>>>>> |
PEYZAJDA 4. BOYUT Aralık 2015
ZAMİOCULCAS ZAMİİFOLİA - ZAMİOKULKAS - ZZ BİTKİSİ Zamioculcas, Araceae (arum veya aroid) ailesine ait bir cinstir, cinsin tek türü Zamioculcas zamiifolia dır. Araceae ailesinde 160 cins ve 3800 dolayında tür bitki bulunmaktadır. Bu türlerin tümü monokotilon (tek çenekli) dur. Çiçekleri koçan (=spadix: erkek ve dişi çiçekleri taşıyan etli eksen) şeklindedir. Bu koçan çok defa spata denilen, yaprak benzeri brakte ile kısmen sarılmıştır. Eğer bir böcek vasıtası ile döllenme olursa, koçan (spadix) üzerinde eliptik şekilde, küçük beyaz veya kahverengi tohumlar oluşur. Bu ailenin bazı cinsleri çok tür içerir örnek olarak Philodendron 66 türü kapsamaktadır. Araceae ailesinin bitkileri çoğunlukla yumru köklü (rizomlu ve tuberöz) dür. Bazı türler, sütlü veya beyaz özsularında kalsyum okzalat kristalleri içerirler, temas ile allerjik reaksiyona neden olurlar. Aroid bitkiler arasında, süs bitkisi olarak en bilinenleri, Aglaonema, Kaladium, Epipremnum (potas), Spathiphyllum (Yelken Çiçeği), Syngonium, Zantedeschia (Kalla) dır. Zamioculcas zamiifolia çok yıllık tropikal bir bitkidir. Doğal olarak Batı Afrika’da Kenya’dan Güney Afrika’ya kadar olan coğrafyada bulunmaktadır. Cins adı "Zamioculcas", yapraklarının Karton Sikasa “Zamia furfuracea” ya benzemesinden, culcas ise aynı aileden Colocasia’ya benzerliğinden dolayı verilmiştir. Bu tür, bilimsel olarak 1905 de tarif edilmiş, ilk ticari üretimi ise, 1996 yılında, Hollanda’da başlamıştır. Zamiokulkas 60-70 cm e kadar boylanabilen yumrulu, sukkulent rizomlu, dıştan gövdesiz bir bitkidir. Herdem yeşil bir bitki olmasını karşın, yeterli suyu bulamadığı zaman yapraklarını döker. Patatese benzeyen sukkulent yumru gövdesi, kurak zaman için su depolama işlevi görür. Zamioculcas zamiifolia pinnat (kuş teleği) yaprakları, 40–60 cm uzunluğundadır. Her yaprak karşıklı çıkan 8-14 çift yaprakçıktan oluşmaktadır. Yaprakçıklar, 5-12 mm uzunluğunda, parlak, koyu yeşil renkte ve ovaldir. Alttaki yaprakçık ara mesafesi uzundur, yukarı uca yaklaştıkca, yapraklar arasındaki boğumlar çok kısalır. Çiçekleri çok gösterişli değildir. Çiçek, arum ailesinin diğer bitkilerinde olduğu gibi, koçan (spadix) ve bunu kısmen saran spatadan oluşmaktadır. Çiçeklenme yaz ortasından sonbahar başına kadar olmaktadır. Bitki yaşam süresince bir veya iki defa çiçek açmaktadır. Zamiokulkas oldukça dayanıklı bir bitkidir, sık sık sulama veya gübreleme gerektirmez, gölge ve karanlığa da dayanıklıdır. Hernekadar bol ışıklı ortamı severse de, karanlık ortama birçok gölge bitkisinden daha dayanıklıdır. Zamioculcas zamiifolia iyi drenajlı ortamı tercih eder. büyüme devresinde fazla konsantre olmayan dengeli bir gübreleme yapılmalıdır. En kolay üretim yolu, yaşlı bitkilerin bölünmesi ile yapılır. Bitkinin tüm kısımları, üretim için uygundur, rizom, yaprak veya tek bir yaprakçıktan üretim yapılabilir. Yaprakçıktan yapılan çelikler, suda veya büyütme ortamında kolaylıkla köklenirler, ancak yeni bitkinin oluşması bir yıl gibi süreye gereksinim gösterir. Toprak altı, patates şeklindeki rizom, aslında gövdedir, buradan doğrudan yapraklar çıkarlar, aşağı kısımdan ise kökler uzanır. Rahis ve yaprakçıkların birleşim yerlerinde tüberküller bulunmaktadır, buradan köklenme ve üreme sağlanır. Yaprak sapı, yaprakcık sapı, rahis, yaprak veya yaprakçığın parçalarıdır (fotograf), yağmur mevsiminde gövde ve yaprak sapı, diğer sukkulent bitkilerde olduğu gibi şişer ve su depolar. Bugün ticari olarak satılan Zamiokulkas’ların çoğu doku kültürü ile çoğaltılmış bireylerdir. Bodur kültürü de bulunmaktadır. Peyzajda kullanımı: Zamioculcas zamiifolia özellikle ilgi çekici ve güzel parlak yeşil yaprakları nedeni ile iç mekan süs bitkisi olarak kullanılmaktadır. Sıcaklığın 12 °C.altına düşmediği tropiklerede dış mekanda kullanılır. Ilıman ve soğuk iklim bölgelerinde ise ancak içmekan bitkisi olarak kullanılabilmektedir. Aşırı sulama bitkiye zarar verir, hatta ölümüne neden olabilir. Bitki hernekadar düşük ışık seviyelerine dayanıklı ise de, indirekt parlak ışık altında daha iyi gelişir. Alıştırıldığı takdirde, güneşe de dayanıklıdır.
|
PEYZAJDA 4. BOYUT Kasım 2015
PEYZAJDA 4. BOYUT Ekim 2015
PEYZAJDA 4. BOYUT Eylül 2015
ADIANTUM CAPILLUS-VENERIS - KIZ SAÇI EĞRELTİSİ - BALDIRIKARA Adiantum capillus-veneris, Pteridaceae (Baldırıkaragiller) ailesinin Adiantum cinsine ait bir türdür (birçok sinonimi vardır: Adiantum capillus, Adiantum michelii, Adiantum modestum, Adiantum schaffneri). Adiantum Latincede ıslanmaz demektir, bitkinin yapraklarının üzerinde su kalmamasından dolayı bu ad verilmiştir. Capillus-veneris ise Latincede Venüs’ün saçı demektir, İngilizcede bu cins bitkilere, Venüs Kızı Eğreltisi de denilmektedir. Adiantum capillus-veneris dünyanın birçok yerinde tropik ve ılıman iklime sahip bölgelerde, yaygın olarak bulunan bir bitkidir. Avrupa, Asya, Kuzey ve Güney Amerika, Afrika ve Avustralya’da doğal olarak bulunmaktadır. Genelde nemli, iyi drenajlı, kumlu, verimli, kireç taşlı topraklarda rastlanır, yağmur ormanlarında da bulunmaktadır. Kız Saçı Eğreltisi yaprak döken, kardeşlenme yapan, 25-30 cm e kadar boylanan bir bitkidir. Büyüyen rizomlarından çıkan kardeşleri ile yana açılım gösterir. Siyah renkli, ince, sağlam gövdeleri, dallanmalar gösterir. Dalların uçlarında ikili (bipinnat) veya üçlü (tripinnat) yaprakçılar bulunur, dallar yanlara doğru sarkıktır. Yaprakçıkların her biri 5-15 mm uzunluğunda ve yelpaze şeklindedir. Yazın yaprak kenarlarının altlarında sporlar oluşmaktadır. Adiantum capillus-veneris kuraklığa oldukça dayanıklıdır, yazın kuru kaldığı takdirde, yapraklarını kaybeder ve uyku haline geçer. Bu durumla karşılaşıldığında, gövdeler kesilmeli, bitki yeniden sürmesi için, gölge ve nemli bir ortama konulmalıdır. Üretimi sporlarla veya kardeşlerin ayrılması ile yapılır. -25˚C soğuğa dayanıklı olduğu bildirilmiştir. Kız Saçı Eğreltisi geçmişte tıpta çok kullanılmıştır. “Capillaire” adlı öksürük şurubunun ana maddesi olarak kullanımı, geçtiğimiz yüzyıla kadar devam etmiştir. Amerika yerlileri tarafından tıbbi amaçla çok kullanılmış olmasına karşın modern herbalizm de fazla kullanım alanı yoktur. Taze veya kurutulmuş yapraklı sapları, kepeğe karşı, öksürük kesici, balgam söktürücü, kusturucu, barsak temizleyici, süt arttırıcı ve uyarıcı olarak kullanılmıştır. Lapa şeklinde hazırlanarak, yılan ve böcek sokmalarında dıştan tatbik edilmektedir. Peyzajda Kullanımı: Adiantum capillus-veneris yumuşak iklimli yörelerde dış mekânda, karasal soğuk olan yörelerde ise iç mekân bitkisi olarak kullanılmaktadır. Popüler bir bitki olduğundan birçok ülkede üretimi ve temini kolaydır, ancak ülkemizde Merkezimiz dışında yaygın ticari üretimi yapılmamaktadır. Orman bahçelerinde, doğal bahçelerde gölge alanlar için seçilecek bir bitkidir. Yapısı gereği beraber olduğu bitkilerin gölgesinde veya altında kalmayı tercih eder. İnce, narin yaprakları nakış gibi görünürler. İç mekânda da tercih edilen bir bitkidir. |
||||
|
PEYZAJDA 4. BOYUT Ağustos 2015
BIGNONIA CAPREOLATA – SARILICI ACEM BORUSU Bignonia capreolata her dem yeşil bir sarmaşıktır. İngilizcede; gövde kesitinde, haç şeklinde göründüğünden, Haç Sarmaşığı denilmektedir. Sarılıcı Acem Borusu Bignoniaceae ailesi, Bignonia cinsine aittir. Aile adı, Fransız kralı XV. Louis’in kütüphanesine bakan Jean P. Bignon’a atfen verilmiştir. Tür adı “capreolata” latince sarmaşık filizi anlamına gelmektedir. Bitki adının birçok sinonimi vardır (Doxantha capreolata, Anisostichus capreolata, Anisostichus crucigera). Bignonia capreolata Güneydoğu ABD kökenlidir, Maryland’dan Florida’ya, batıda Missouri ve Texsas eyaletlerine kadar olan coğrafi bölgede bulunmaktadır. 10-15cm uzunlukta ve 5 cm genişlikte olabilen birleşik yaprakları, karşılıklı olarak çıkar ve ri iki yaprakçığa ayrılır. Fotoğrafta görüldüğü gibi, yaprakların çıktığı sap üzerinde, tendril adı verilen, dallanma gösteren, sarılıcı oluşumlar vardır. Yazın koyu yeşil olan yapraklar, don olayından sonra kırmızımsı bir renk alırlar. Kış şartlarının çok ağır olmadığı durumda, her dem yeşildir. Sarılıcı Acem Borusu akrabası olan Acem Borusunun (Bignonia radicans veya Campsis radicans) aksine, ağaçlara tırmanmasını tendriller ile yapar, hava kökleri ile bitkiye tutunmadığından, konakçına bir zarar vermez. Bignonia capreolata kış sonu veya ilkbahar başında çiçeklenir. Boru şeklindeki çiçeklerinin dışı kırmızı, içleri sarı renktedir, sıklıkla kahveye benzer hoş bir kokuları vardır. Çiçekler 5-7 cm uzunluğundadır, 2-5 salkım şeklinde olurlar. Meyvesi bezelye tohumlarında olduğu gibi 12-20 cm uzunlukta fasulye şeklindedir. Sarılıcı Acem Borusu fakir topraklara ve kuraklığa dayanıklıdır. Gölgeye dikildiği takdirde, ışığa ulaşma için etrafında ne bulursa ona sarılarak yukarı çıkar. Genellikle çok yükseğe çıkabilirler, bu durumda alt yapraklarını kaybeder, yapraklar yalnız en üst kısmda görülürler. Soğuğa çok dayanıklıdır, -24˚C ye kadar yaşamını devam ettirir. Bignonia capreolata’nın üretimi, tohum veya alttan verdiği kardeşlerin ayrılması ile yapılır. Bugün ticari olarak birçok varyetesi bulunmaktadır. Ancak en güzel varyasyonlar, ormanlarda tesadüfen bulunup getirilenlerdir. Kültürlerinden “Atrosanguinea” koyu kırmızı renkli, “Tangerine Beauty” kayısı ile altın rengi, “Helen Fredel” ise koyu sarı dır. Amerika yerlileri Sarılıcı Acem Borusu’nu, difteri, ödem, başağrısı ve romatizma gibi çeşitli hastalıklarda ilaç olarak kullanmışlardır. 2012 yılında, bitkide rezerpin adı verilen bir indol alkaloid bulunmuştur. Reserpin yakın zamana kadar modern tıpta, psikoz ve yüksek tansiyonu tedavi için kullanılan bir ilaçtı. Peyzajda kullanımı: Bir sarmaşık olması nedeni ile genelde, çitlerde, duvarlarda, yüksek pergolalarda, kamelya ve gölgeliklerde kullanılmaktadır.
|
||||
|
PEYZAJDA 4. BOYUT Temmuz 2015
|
AMARYLLIS BELLADONNA – NERGİZ ZAMBAĞI- PEMBE TROMPET Amaryllis belladonna, Nergizgiller ailesinin, Amaryllis cinsinin tek türüdür. Güney Afrika kökenli olan bitki, sıklıkla Hippeastrum türleri ile karıştırılmaktadır. Gerek dünyada, gerek Türkiye’de Hippeastrum’lara sıklıkla Amaryllis denilmektedir. Hippeastrum, Amaryllis’in aksine tek bir türü değil, birçok türü içermektedir, vatanı da Güney Amerika’dır. Hippeastrum’larda, içi boş bir sap üzerinde 4-6 çiçek bulunmasına karşın, Amaryllis belladonna’da içi dolu bir sap üzerinde, daha küçük, 2-12 adet çiçek bulunmaktadır. Amaryllis adı, soğanının acı tadını tarifleyen Latince "Amarella"kelimesinden veya Yunan mitolojisindeki çok güzel bir çoban kadının, adından gelmektedir. Belladonna ise güzel kadın demektir. ABD de bitkiye Çıplak Kadın denilmektedir, bitkinin çiçeklenme döneminde yapraklarının olmamasından dolayı bu ad verilmiştir. İtalya’da Madonna Zambağı adı ile tanınmaktadır.
Amaryllis belladonna soğanlı bir bitkidir, soğanları 5-10 cm çapa erişebilir. Çok sayıda uzun, yeşil yaprakları vardır, yapraklar 30-50 cm uzunluk ve 2-3 cm genişliktedir. Nergiz Zambağı’nın yaprakları sonbaharda çıkmakta ve ilkbahar sonunda kaybolmaktadır. Soğanlar yaz süresince uykuda (dormant) dır. Yaz sonunda soğanlardan bir veya iki adet 40-60 cm uzunluğunda çiçek sapı çıkar ve üzerindeki goncalar açılır. Çiçekler boru şeklinde, kokulu, beyaz, pembe ve mor renktedir. Bitkinin dona dayanıklı olduğu bilinmektedir. Toprak altındaki soğanların -20 ˚C ye dayandığı bildirilmiştir, ancak soğuk yörelerde, soğanların üzerine malçlama yapılması uygun olur. Amaryllis belladonna kuraklığa dayanıklıdır, az miktarda su ile uzun süre idare eder. Üretimi, soğanların ayrılması veya tohum ile yapılır. Küçük soğanların anne soğandan ayrılması ,istirahat evresinde yapılmalıdır. Nergiz Zambağı 18. Yüzyıl başlarında kültüre alınmıştır. 1800 lü yıllarda Avustralya’da üretilen ancak hangi bitki ile çaprazlaştırıldığı bilinmiyen bir Amaryllis belladonna hibritten; beyaz, krem, şeftali, değişik tonda kırmızı renkli çiçekli bitkiler üretilmiştir. Bugün bu hibritler ile orjinal Nergiz Zambağı bitkisi arasında çaprazlama ile yeni hibritler üretilmektedir. Peyzajda kullanımı: Amaryllis belladonna doğasında kayalar arasında, gruplar halinde bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle kaya bahçelerinde, gruplar oluşturularak kullanılmaktadır. Yer örtücüler ile çalı grupları arasında, ara bitki (bordür) veya karışık bordürlerde de kullanılmaktadır. Nergiz Zambağı düzenlemelerde, geniş saksılarda da kullanılabilir. |
PEYZAJDA 4. BOYUT Haziran 2015
Ceropegia woodii, Ceropegia (Apocynaceae) cinsine ait sukkulent, her dem yeşil, bir türdür. Doğal olarak Güney Afrika ve Zimbabwe de bulunmakla birlikte, Kuzeyde Tanzanya’ya, batıda Atlantik Okyanusu, Kanarya Adalarına kadar uzanmaktadır. Madagaskar Adasında da bulunmaktadır. Bazı müellifler tarafından Ceropegia linearis’in bir alt türü olarak C. linearis subsp. woodii, olarak adlandırılmaktadır. İngilizler tarafından Kalplerin Zinciri olarak adlandırılmıştır, Türkiye’de Kalp Kalbe Karşı adı ile bilinmektedi. Cins adı Ceropegia Linneaus tarafından verilmiştir. Çiçeklerinin, içinden mum çıkan kaynağa benzetilmesinden dolayı Yunanca keros (balmumu) ve pege (kaynak) kelimelerinden oluşturulmuştur. Tür adı ise, Afrika bitkilerini toplayan John Medley Wood’a atfen verilmiştir. Kalp Kalbe Karşı kaudisiform (gövdenin alt kısmı ve kök üst kısmı su depolamak için genişlemiştir) bir bitkidir. Bitki yaşlanınca, gövdenin alt kısmı odunlaşmaktadır. Her dem yeşil, çok yıllık, rizomlu bir bitkidir, uzayan gövdeleri 1 m veya daha uzağa kadar gitmektedir. Karşılıklı dizilen kalp şeklindeki yaprakları 1-2 cm genişlik ve uzunluktadır. Ceropegia woodii en fazla yaz ve sonbaharda çiçek açmaktadır, ancak yıl boyu tek tük çiçekleri dikkati çeker. 2 cm uzunluğundaki çiçekler, pembe, mor renkte tubuler ve lantern şeklindedir. Çiçeklerin kenarları tüylüdür, içine giren böceklerin dışarı çıkması zordur, ancak böcek yiyen bitki değillerdir. Mor renkli, 5 petal tepede birleşirler ve bir kubbe oluştururlar, bu nedenle, çiçekleri ters döndürülmüş pembe bir vazoya benzemektedir. Kalp Kalbe Karşı iyi drenajlı, kumlu toprağa gereksinim gösterir. Sulamalar arasında toprağın tam kuruması beklenmelidir, fazla sulama kök çürüklüğüne neden olur. Bitki kışın dinlenme devresine girer, yaprakları aşağı sarkabilir, bu devrede verilecek gübre de, aşırı su gibi çürümeye neden olur. Büyüme devresinde bitkiye, diğer bitkilere verilenin yarı oranında göbre verilmelidir. Fazla zararlısı yoktur, bazen unlu bit problem olabilir. Ceropegia woodii çelikle, yaprak altlarında oluşan yumru köklerden veya tohumdan üretilebilir. PEYZAJDA KULLANIMI: Kalp Kalbe Karşı soğuğa hassas bir bitkidir, bu nedenle ılıman iklim bölgelerinde yalnız, popüler bir saksı bitkisi olarak kullanılmaktadır. Askılı saksılarda, aşağı uzanan kalp şeklindeki karşılıklı yaprakları çok güzel ve değişik bir görüntü oluştururlar. Bitki sarmaşık gibi yukarı istikamette de sardırılabilir. Ceropegia woodii minumum derecenin 10°C olduğu, tropik ve subtropiklerde, dış mekân bitkisi olarak kullanılabilir. Dış mekânda, yarı gölge bir alan tercih edilmelidir. Kuraklığa dayanıklı olduğundan kurak (xeriscaping) peyzajda kullanılabilir.
|
PEYZAJDA 4. BOYUT Mayıs 2015
Clerodendrum cinsi, Verbenaceae ailesine aittir. Bu cins 400 kadar, yaprak döken veya dökmeyen ağaç, çalı ve sarmaşıkları kapsar. Tüm bireyler tropik ve subtropik ormanlarda, özellikle, Asya ve Afrika da bulunurlar. Clerodendrum thomsoniae, Clerodendrum cinsine ait, çiçek açan bir sarmaşıktır. Doğal olarak Tropik Batı Afrika’da, Kameron’dan, batıda Senegal’e kadar uzanan bölgede bulunur. Tür adı, Nijerya’da misyonerlik ve hekimlik yapan Dr. William C. Thompson’ a atfen verilmiştir. 19. Yüzyıl ortalarında bitki “Güzel Çalı” adıyla İngiltere ve Avrupa’da popüler olmuştur. Kırmızı beyaz, çarpıcı çiçekleri nedeni ile süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Ilıman bölgelerde, korunaklı bir alana dikilmeli ve dondan korunmalıdır. Kanayan Kalp her dem yeşil, 5 metreye kadar uzayabilen tropik bir sarmaşıktır. Tırmanıcı olmasına karşın, yapışkan tüyleri veya kökleri yoktur, bulduğu dal veya cisimler üzerine, sarılma hareketi ile tutunmaktadır. Oval veya oblang, koyu yeşil yaprakları 8-12 cm uzunluktadır. Bitki kış aylarında yapraklarının bir kısmını dökmektedir. Çiçeklenme genellikle Nisan-Kasım aylarında olmaktadır, uygun şartlarda kışın da çiçek açmaktadır. Çiçekleri, yaprakların çıktığı, dalcıklar üzerinde 8-20 adet olarak oluşmaktadır. Her çiçek 2,5 cm çapında, beyaz veya hafif pembemsi 5 adet sepal ve 1,5 cm uzunluk ve çapında, 5 adet, alev kırmızısı renkte korolladan oluşmaktadır. Clerodendrum thomsoniae zengin, kumlu ve devamlı nemli toprağı tercih eder. Beslenmeye iyi yanıt verir, bol çiçeklenmesi için normal gübre yanında, fazladan kalsiyum verilmesi uygundur. İç mekânda yetiştirildiğinde, kışın dinlenme periyodu bulunduğundan, bitki serin bir yere alınmalı, ilkbahara kadar su azaltılmalı ve gübre verilmemelidir. Çiçeklenme yeni sürgünlerde oluşmaktadır, bu nedenle budaması kış sonu veya ilkbahar başında yapılmalıdır. Kanayan Kalp bol su isteyen bir bitkidir, erişkin bir bitki, büyüme periyodunda haftada birkaç litre suya gereksinim göstermektedir. Bol ışık gereksinimi vardır, ancak yarı gölgede de yetişebilir. En iyi ışık ortamı, gündüz güneşi ve öğleden sonra yarı gölge bir yerdir. Çok gösterişli beyaz sepal ve koyu kırmızı korollaları ile, yoldan geçenleri durduracak bir güzelliğe sahiptir. Tutunması için desteğe gereksinimi vardır. Clerodendrum thomsoniae’nin üretimi, alttan verdiği kardeşlerin ayrılması, yarı olgun tepe sürgünlerinden yapılan çelikler ile yapılır. En çabuk üretim, kışın alınan kök çelikleri ile yapılır. Peyzajda Kullanımı: Tropik bölgeler dışında, Kanayan Kalp genel olarak saksı bitkisi olarak yetiştirilmektedir, 4 °C altında koruma gereklidir. Bitki budama ile çalı şeklinde terbiye edilebilmektedir. Diğer sarmaşıklar gibi, etrafına kontrolsüz büyüme özelliği yoktur, bu nedenle kapı girişi arklarında veya fens şeklinde saksılarda büyütülebilir. Ancak duvar örtme veya bir alanı kapatma özelliğinin fazla olmadığı bilinmelidir. Clerodendrum thomsoniae dünyanın en güzel çiçekleri arasındadır. |
PEYZAJDA 4. BOYUT Nisan 2015
Yukka’lar Asparagaceae-kuşkonmaz (eski sınıflandırmada agavaceae) ailesine aittir. 40 kadar tür ve 30 kadar alt tür-kültürü içeren Yukka’ların tümü Amerika kıtasında bulunmaktadır. Her dem yeşil, çok yıllık, kurakçıl bitkilerdir, çalı veya ağaç formunda olabilirler. Tropik ve subtropik iklim kuşağında yer almalarına karşın, birçok Yukka türü -30°C soğuğa dayanabilmektedir. Kılıç şeklindeki yaprakları, yoğun veya gevşek rozetler oluştururlar. Çan şeklindeki çiçekleri, uzun sap üzerinde salkım şeklinde dizilidir, bu nedenle Türkçede Avize Çiçekleri olarak tanınırlar. Yucca gloriosa Kuşkonmazlar ailesinde bulunan Yukka’ların bir türüdür. Doğal olarak Güney-doğu ABD nin subtropikal bölgelerinde, Virginia ve Kuzey Carolina’dan Florida ve Alabama’ya kadar olan coğrafyada bulunmaktadır. Bitki genelde sahilde, kumullar üzerinde bulunur, çok defa bir varyetesi ve Yucca aloifolia ile birliktedir. Yucca gloriosa’ nın bu varyetesine Yucca gloriosa var. tristis adı verilmiştir. Bu varyetenin yaprakları, Yucca gloriosa ya göre daha yumuşak, aşağıya sarkık ve enlidir. Yumuşak Yapraklı Avize her dem yeşil bir çalıdır, 4 metre boya kadar uzayabilir. Kısa gövde üzerinde genellikle dallanma gösterir, zamanla gövdenin alt kısmı kalınlaşır. 3-4 cm genişlikte, 30–50 cm uzunlukta olan ince yaprakları, serttir, yukarı doğru uzanırlar. Yapraklar koyu yeşildir, genelde kenarları pürüzsüzdür, bazen hafif dişlenmeler gösterirler, yaprak ucunda kahverengi bir diken bulunur. 250 cm uzunluğunda çiçek sapı üzerinde, salkım halinde, çan şeklinde beyaz çiçekleri vardır, bazen beyaz çiçekler etrafında mor veya kırmızı çizgiler bulunur. Meyveleri 8 cm uzunluğunda hafif ovaldir. Yucca gloriosa subtropikal ve ılıman iklim bölgelerinde, peyzajda çok kullanılan bitkilerdendir. Bitkinin fazla su gereksinimi yoktur, bozulan yapraklarının zaman zaman kesilmesi dışında özel bir bakım gerektirmez. Soğuğa çok dayanıklıdır, -20 °C de yaprakları bozulmamaktadır. Ancak soğukta, devamlı su içinde kalması veya kar ile kaplanması, bitkinin hastalanması ve çürümesine neden olabilir. Yaprak uçlarındaki dikenleri, doğada sıklıkla beraber bulunduğu, benzeri Yucca aloifolia’ya göre daha az batıcı, yaprakları da daha yumuşaktır, bu nedenle Yumuşak Yapraklı Avize adı verilmiştir. Yucca gloriosa kumlu, iyi drenajlı toprakları sever, sıcak, bol güneş de istekleri arasındadır, bununla birlikte gölgeye dayanıklıdır. Üretimi tohumla, kardeşlerin ayrılması veya gövde çelikleri ile yapılır. Yerine alışan bitkiler kuraklığa olduğu kadar, deniz suyu ile temasa da çok dayanıklıdır. Bitkiler bulundukları yere göre her yıl çiçek açmayabilir, çiçek açmaları için sıcak yaz ayları gereklidir. Birçok diğer yukka türlerinin aksine, çiçeklerini ilkbaharda değil, yaz sonu veya sonbaharda açarlar. Çiçeklerin kokusu özellikle akşam saatlerinde duyulur. Doğal olarak bulundukları ortamda bulunan, bir güve tarafından tozlaşma sağlanmaktadır. Türkiye’de bu kelebek bulunmadığından, meyve oluşumu için suni döllenme gerekmektedir. Kültürde birçok varyetesi üretilmiştir, en bilinenlerden biri alacalı yapraklı, Yucca gloriosa variegata’dır. Yucca gloriosa yaprakları, temasta alerjik reaksiyona neden olabilir. Yaprak ucundaki diken de cilde zarar verebilir. Peyzajda kullanımı: Kurak bahçe düzenlemeleri için ideal bitkilerdendir. Bahçe ve saksılarda vurgu bitkisi olarak kullanılabilir. Soğuğa çok dayanıklı olduğu için, soğuk iklim bölgelerinde, tropikal vurgu yaratmak için seçilecek bitkilerdendir. Kaya bahçeleri için de hem sıcak hem de soğuk yörelerde uygun bir bitkidir. Saksı bitkisi olarak, Yukka’lar arasında, yapraklarının daha yumuşak ve dikeninin daha az batıcı olması nedeni ile tercih edilir. |
PEYZAJDA 4. BOYUT Mart 2015
Yukka’lar Asparagaceae-kuşkonmaz (eski sınıflandırmada agavaceae) ailesine aittir. 40 kadar tür ve 30 kadar alt tür-kültürü içeren Yukka’ların tümü Amerika kıtasına aittir. Her dem yeşil, çok yıllık kurakçıl bitkilerdir, çalı veya ağaç formunda olabilirler. Tropik ve subtropik iklim kuşağında yer almalarına karşın, birçok Yukka türü -30°C soğuğa dayanabilmektedir. Kılıç şeklindeki yaprakları, yoğun veya gevşek rozetler oluştururlar. Çan şeklindeki çiçekleri, uzun sap üzerinde salkım şeklinde dizilidir, bu nedenle Türkçede Avize Çiçekleri olarak tanınırlar. Yucca baccata Güney batı ABD (Kaliforniya, Nevada, Arizona, Kolorado, Yeni Meksika, Teksas, Utah) ve Meksika kökenlidir. Kolombiya’da da doğal olarak bulunmaktadır. Yuck-ka Karayip’lerde Kassava “Yucca gloriosa” bitkisine verilen addır. Baccata Latince meyveli demektir, bitkinin büyük meyvelerine atfen verilmiştir. İngilizce de bitki büyük meyvelerinden dolayı, Muz Yukkası olarak da adlandırılmıştır. Yağmurun bol olduğu yıllarda, toplu olarak bulunan bitkilerin açan çiçekleri, kar-beyaz kandillere benzediğinden Peygamber Avizesi olarak da adlandırılmıştır. Yucca baccata 40-100 cm uzunluğunda, 3-5 cm genişliğinde, gri-yeşil yaprakları, kısa veya gözükmeyen gövdesi ile kolaylıkla tanınır. Çiçeklenmesi ilkbahardadır, Mart ayında başlayıp Temmuz ayına kadar devam eder. Muz Yukka’sı diğer birçok bitki ve Yukka’ya göre, daha kısa bir yaşam süresine sahiptir, büyümesi de fazla hızlı değildir. Bitki 150-200 cm boy ve yandan verdiği gövdeler ile 500 cm genişliğe erişebilir. Yucca baccata tek veya grup oluşturan birçok gövdeye sahip olabilir. Yapraklar spiral olarak kısa gövdenin etrafında dizilidir, bitkinin üzerinde geçmiş yıllara ait çok sayıda yeşil yaprak bulunmaktadır. Yaprak kenarında bulunan beyaz, ucu kıvrık lifler, dikkati çeker. Çiçek sapı 80-120 cm uzunluktadır, yaprakların üzerine uzanır. İlkbaharda açan, krem beyazı, çan şeklindeki çiçekleri, salkım şeklindedir. Her çiçek 6 tepal ve dişi organcık ucunda 3 loblu sitigma içerir. Meyveler 10-20cm uzunluğa erişir ve etlidirler. Meyvenin ortasında siyah renkli tohumlar oluşur. Muz Yukka’sı -29°C soğuğa dayanmaktadır. Tam güneşi tercih etmekle birlikte, yarı gölgede de olabilir. Fazla bakıma gereksinim göstermez, susuzluğa çok dayanıklıdır. Üretimi tohum veya yandan verdiği gövdelerin ayrılması ile yapılır. Güney batı ABD yerlileri Muz Yukka’yı yemek olarak kullanmaktadır. Etli meyveleri taze yenildiği gibi, kurutulup kış için saklanmaktadır. Çiçek sürgünleri, kuşkonmaz gibi tazeyken yenilmektedir. Yukka yaprağının liflerinden ip yapılmaktadır. İp, balık ağı, kemer, paspas, giysi, ip merdiven ve sepet yapımında kullanılmaktadır. Kökleri saponinden zengindir, sabun olarak temizlikte kullanılmaktadır. Gece uçan Yukka güvesi ile Yukka bitkileri arasında bir ilişki vardır. Değişik Yukka türlerinin her birinin ayrı tür güvesi bulunmaktadır. Bu güveler erkek tozlarını (polenleri) bir top haline getirirler ve bitkiden bitkiye taşırlar. Bu şekilde çiçek tozlaşmasını sağlarlar, dişi güve de yumurtalarını, bitkinin yumurtalığına bırakır. PEYZAJDA KULLANIMI: Yucca baccata kurak bahçe düzenlemelerinde, kaya bahçelerinde ve kurak meyilli alanlarda tercih edilmektedir. Son yıllarda tüm dünyada, Yukka’ların alış veriş merkezleri etrafındaki park yerlerinde, restoran çevrelerinde ve ev bahçelerinde kullanımı artmıştır. |
PEYZAJDA 4. BOYUT Şubat 2015
Yukka’lar asparagaceae (Kuşkonmaz) ailesine aittir. 40 kadar tür ve 30 kadar alt tür-kültürü içeren Yukka’ların tümü Amerika kıtasında bulunurlar. Her dem yeşil, çok yıllık kurakçıl bitkilerdir, çalı veya ağaç formunda olabilirler. Tropik ve subtropik iklim kuşağında yer almalarına karşın, birçok Yukka türü -30°C soğuğa dayanabilmektedir. Çan şeklindeki çiçekleri, uzun sap üzerinde salkım şeklinde dizilidir, bu nedenle Türkçede Avize Çiçekleri olarak tanınırlar. Yucca guatemalensis Doğal olarak Meksika’nın doğusunda, Belize, Costa Rica, El Salvador, Guatemala, Honduras, Nikaragua’da bulunan bir Yukka türüdür. Birçok Yukkanın aksine, yaprak uçlarında sivri dikenleri bulunmaz, bu nedenle Dikensiz Yukka veya Yumuşak Yapraklı Yukka adı verilmiştir. Ülkemizde yanlış bir tanımlama olarak İç Mekan Yukkası da denilmektedir. Bitki yaşlandıkça, gövde kalınlaşır, kaba bir yapı alır, toprağa birleştiği yerde genişler, görünüşü nedeni ile Fil Ayaklı Yukka olarak da tanınır. Genişleyen tabandan çok defa yeni sürgünler çıkar. Yucca guatemalensis 8-10 metre yüksekliğe ve alttan verdiği yeni gövdeler ile 5 metre genişliğe ulaşabilir. Genelde tek ve kalın bir gövdesi vardır, ancak alttaki geniş gövde kısmından yeni gövdeler çıkarak yukarı uzanabilir. Bazen çiçek açtıktan sonra gövde üst kısmında 2-3 dallanma gösterebilir, bu takdirde güzel bir çatı oluşturur. 100 cm boya ve 7 cm genişliğe ulaşabilen, parlak yeşil yaprakları diğer Yukka’lara göre yumuşaktır, uçlarında dikenleri yoktur, yaprak kenarları çok ince dişlenme gösterir. Çiçekleri diğer Yukka’larda olduğu gibi beyaz renkte ve çan şeklindedir, bitkinin boyunu aşan uzan sap üzerinde avize şeklinde dizilmişlerdir. Beyaz çiçekler zamanla, 2,5 cm ye ulaşan kahverengi meyvelere dönüşürler. Çiçek petalleri yenilebilir. Fil Ayaklı Yukka değişik topraklarda gelişebilir, ancak drenajı iyi toprakları tercih eder, kuraklığa dayanıklıdır. Genç bitkiler iç mekânda da kullanılmaktadır. Deniz suyuna ve tuzluğa orta derecede dayanıklıdır. Aşırı sulandığında kök çürümesi oluşabilir. Küf mantarı, bitkinin görünüşünü bozmakla birlikte, ciddi bir sorun yaratmaz. Üretim yandan çıkan sürgünlerin ayrılması, çelik veya tohum ile yapılır. Yucca guatemalensis 'Silver Star', Yucca guatemalensis ‘Jevel' iyi tanınan ve tercih edilen variegata yapraklı türleridir. Yucca guatemalensis, birçok kaynağın yanlış bilgilendirmesine karşın, dona oldukça dayanıklıdır, en az -8 °C dayandığı tarafımızdan gözlenmiştir. Peyzajda kullanımı: Yucca guatemalensis en büyük Yukka’lardan biridir. Binaların yanında veya yürüme yollarının kenarlarında çevreleyici eleman olarak sıklıkla kullanılır. Geniş alan peyzajında seçilecek bir bitkidir ancak küçük bir bahçe için, ileride çok büyüyeceği düşünüldüğünde uygun değildir. Fil Ayaklı Yukka diğer birçok Yukka gibi sivri dikenleri olmadığından, sivri dikenli Yukka’ların kullanılamadığı ortamlarda kolaylıkla uygulanmaktadır. Genç bitkiler saksı içinde iç mekanda kullanılmaktadır. Son yıllarda alışveriş merkezlerinde, büyük saksılar içinde kullanımı artmıştır. Bu güzel ve tropikal görünümlü Yukka, kaktüs ve sukkulent bahçelerinde veya büyük kaya bahçelerinde rahatlıkla kullanılabilir. |
PEYZAJDA 4. BOYUT Ocak 2015
Aspidistra cinsi Liliaceae ailesine ait olup, varyeteleri ile birlikte 30 a yakın türü içerir. Bu yavaş büyüyen herdem yeşil, rizomlu, gövdesiz, çok yıllık bitkilerin ana vatanı Doğu Asya’dır. Yapraklarının kenarları düzgündür, damarları paralel olarak yaprak ucuna doğru uzanır. Aspidistra cinsinin tanınan en önemli üyesi Aspidistra elatior'dur, doğal olarak Taiwan ve Güney Japon adalarında bulunmaktadır. Elatior Latince büyük, dolgun, yüksek anlamındadır, elat (daha fazla) bunu vurgulamak için, bitkinin yapraklarına atfen kullanılmıştır. Kültür bitkileri arasında iyi tanınan, Aspidistra elatior’a İngilizcede Cast Iron Plant (Pik Döküm Bitkisi) denilmektedir. Bu ad, bitkinin fazla bakıma gereksinimi olmamasından dolayı verilmiştir. Aspidistra az ışık, az nemli ortamlara, soğuk sıcak dalgalanmalarına ve düzensiz sulamaya dayanıklıdır. Direkt güneş ışınlarından korunmalıdır, yapraklarında yanma meydana gelebilir. İyi drenajlı ortam, en iyi şekilde gelişmesi ve kök çürüklüğünün önlenmesi bakımından idealdir. Aspidistra elatior doğasında bir orman altı bitkisidir, 60 cm boya ve oluşturduğu kardeşler ile 60 cm çapa erişebilir. Toprak altında bulunan rizomlardan çıkan, uzun, koyu yeşil, sert yaprakları, yaprak sapı (petiole) ile birlikte 40-60 cm e ulaşır, yaprak eni ise 12-15 cm dir. Yaprak saplarının toprak ile birleştiği, alt kısmından çıkan 8 yaprakçıklı, krem renkli çiçeklerinin, orta kısmı vişneçürüğü renktedir. İlkbahar sonu ve yaz başında açan çiçekler, toprak seviyesinde ve yaprakların altında kaldıklarından çok defa dikkatten kaçarlar. Aspidistra sıklıkla ev bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Ancak sıcaklığın -5°C altına düşmediği yerlerde, dış mekanda, gölge bitkisi olarak kullanılmaya çok uygundur. Özellikle dayanıklılığı, yüksek sıcaklığa, gölgeye, kuraklığa ve fakir topraklara dayanıklılığı nedeni ile seçkin bir bitkidir. Aspidistra elatior iyi direnaj sağlandığı takdirde her çeşit toprak ortamına dayanır. Tutunma devrinden sonra susuzluğa da dayanıklıdır. Tuzluluğa orta derecede dayanıklıdır. Her büyüklükteki Aspidistra’lar kolaylıkla başka bir yere taşınabilir, rizom şeklinde taşındığı takdirde bile yeniden sürer. Çok az ışık alan veya aydınlatılan yerlerde, yaşayabilse bile, büyümesi çok yavaştır. Direkt güneş almayan pencere içi gibi bir ortamda, büyümesi çok daha hızlıdır. Aspidistra elatior’un üretimi, ilkbaharda yaşlı bitki altında bulunan rizomların ayrılması ile yapılır. Her rizom en az iki yaprak içermelidir, çıkarılan rizomlar saksılara dikilirler. Aspidistra yaprakları zehirli değildir ve kesildikten sonra son derecede dayanıklıdırlar. Buket düzenlemelerinde, güzel bir dolgu elamanı olarak kullanılırlar. Kesme çiçekçilikte yapraklar makasla saplarının altından kesildikten sonra, onlu demetler yapılarak pazara gönderilmektedir. Vazo ömrü uzun olduğundan, düzenlemelerde bir ay veya daha uzun süre kalmaktadırlar. Birçok kültürü bulunmaktadır, en fazla tanınanı A. elatior 'variegata' alacalı yapraklıdır, koyu yeşil yapraklarının üzerinde, açık yeşil ve beyaz çizgiler bulunur. Peyzajda kullanımı: Aspidistra elatior az ışığa gereksinim gösterdiğinden, gölge bahçelerde yer örtücü olarak sıklıkla kullanılır. Tam güneş altında kullanılmamalıdır, fakat kuraklığa dayanıklıdır ve üzerindeki ağaçların köklerinden rahatsız olmazlar. Aspidistra grup halinde vurgu bitkisi, sınırlandırıcı bitki veya saksı bitkisi olarak da kullanılmaktadır. Bozulan yapraklar belli aralıklarla kesilip çıkarılmalıdır. Peyzajda yer örtücü olarak kullanılacaksa, ilk dikim sırasında, bitkiler 30-50 cm aralıklarla dikilirler. |