|
Peyzajda 4.Boyut, ülkemizde bilinmeyen veya yeteri kadar tanınmayan bitkiler hakkında, profesyonel ve amatörlere bilgi verilmesi amacı ile hazırlanan bir programdır. Her ay yeni bir bitki tanıtımı yapılmakta, Palmiye Merkezi deneyimleri de aktarılmaktadır. Palmiye Merkezinin bir hizmeti olan, bu programın sizin veya bir arkadaşınızın e-posta adresine gönderilmesini arzu ediyorsanız, lütfen abone olunuz (abone olmak tamamen ücretsizdir, adresinize herhangi bir reklâm gönderilmeyecektir). PEYZAJDA 4.BOYUT'a abone olmak istiyorum>>>>>>> Arkadaşımı öneriyorum>>>>>> |
PEYZAJDA 4. BOYUT Aralık 2017
AUCUBA JAPONİCA VARİEGATA- ALACALI JAPON DEFNESİ Aucuba japonica, Garryaceae ailesine aittir. Bu küçük aile, yalnız iki cinsi kapsar; Garrya ve Aucuba. Aucuba cinsinde 3 tür vardır; Aucuba japonica, Aucuba chinensis ve Aucuba himalaica. Ancak son yıllarda tür çeşitliliği 10’ a çıkmıştır. Japon Defnesi, doğal olarak Çin, Tayvan ve Güney Japonya’da bulunmaktadır. Cins adı, Japonca “Aukubi”; mavi ağaçtan gelmektedir, “japonica” doğal olarak bulunduğu ülkeyi göstermektedir. Aucuba’lar, dioecious (erkek ve dişi çiçekler ayrı bitkilerde olması), her dem yeşil çalılardır. Sapları 1 cm olan, oval yapraklar, çift ve ardışık olarak dizilidir. Parlak, kenarları hafif dişli, etli yapraklar, 10-15 cm uzunlukta birçok kültürde alacalıdır. Bitkiler, 300 cm yükseklik ve genişliğe ulaşabilirler. İlkbaharda küçük mor çiçek açarlar ve döllenen dişi bitkilerde bu çiçeklerden sonbaharda, 0,5-0,8 cm çapında, parlak kırmızı meyveler oluşur. Her çiçek, 4 sepal ve 4 petalden oluşur. Dişi bitkilerde çiçekler gövdeye yakındır, erkeklerde ise üzerinde 4 adet küçük sarı antel (erkek organcık) bulunan çiçekler, dik ve daha uzun bir sapla çıkar. Dişi bitkilerde oluşan meyveler, ertesi yıl ilkbahara kadar bitki üzerinde kalırlar. Japon Defnesi, gölgeye, kuraklığa, hava kirliliğine ve tuzluluğa dayanıklıdır. Aşırı su tutan topraklar hariç her toprağa uyum sağlar. Güneş altında ve yarı gölgede büyütülebilir ancak yazı sıcak geçen bölgelerde gölgeye dikilmelidir. Aucuba japonica, gölge seven bir bitki olduğu için, aşırı güneş altında, yapraklarda siyah lekeler ve yanıklar ortaya çıkar. Dona karşı çok dayanıklıdır. -20˚C kadar dayanır. Üretimi kolaylıkla, yazın alınan yarı olgun çeliklerden veya sonbaharda dikilen tohumlarla yapılır. Hastalık ve zararlılarla ilgili ciddi bir problemi yoktur ancak drenajı iyi olmayan ve aşırı sulanan topraklarda, kök çürüklüğü oluşur. Japon Defnesinin, meyve ve tohumları ağızdan alındığı takdirde zehirlidir. Bugün Aucuba’ların yüzlerce kültürü üretilmiştir, bazı önemli kültürleri; Aucuba japonica “Crotonifolia”; yapraklarının her tarafında altın sarısı benekler vardır. Bu varyetenin bireyleri dişidir ve yaprakları diğer türlere göre daha büyüktür. Kırmızı meyvelerini oluşturabilmesi için, yakınında bir erkek bitkiye gereksinim vardır. Yavaş büyüyen bir varyetedir, budanmadığı takdirde 10 yılda ancak 180 cm büyüklüğe ulaşır. Maksimum yükseklik ve genişliği 250 cm’dir. Diğer Aucuba varyetelerinde olduğu gibi güneş ve gölgede yetişebilir fakat yaprak rengi en iyi gölge ortamda ortaya çıkar. Aucuba japonica “Variegata”; türler içinde en fazla bilinendir. Yapraklar, yaygın olarak altın sarısı renkli beneklerle kaplıdır. Bu varyete de tümüyle dişidir. Aucuba japonica “Gold-dust”; bu bitki dişi bir kültürdür. Yaprak, yaygın bir şekilde sarı beneklerle kaplıdır. Aucuba japonica “Goldiena”; yaprakların ortası sarı, kenarları yeşil olan bir kültürdür. Aucuba japonica “Mr. Goldstrick”; erkek bir kültürdür. Yaprakları altın renkli lekeler içerir. Aucuba japonica “Nana Rotundifolia”; kompakt yapıda olan bu dişi türün yaprakları daha küçük ve üzerleri tozlu sarı renktedir. Aucuba japonica “Salicifolia”; ince uzun yapraklı, kendiliğinden meyve veren bir türdür. Aucuba japonica “Hime Kikufurin”; Dişi bir türdür, parlak yeşil yapraklarının kenarları sarıdır. Peyzajda Kullanımı: Aucubalar, her dem yeşil, büyük, parlak, çoğu zaman alacalı olan yaprakları ve parlak kırmızı meyveleri ile popüler bitkilerdir. Ancak kırmızı meyvelerin, yalnız döllenmiş dişi bitkilerde olduğu unutulmamalıdır. Aucuba japonica, gösterişli yaprakları, sonbaharda oluşan meyveleri ve zor bahçe koşullarına dayanıklı olması nedeniyle tercih edilir. Daha önce belirttiğimiz gibi, hava kirliliği ve tuzlu rüzgârlara dayanıklıdır. Bitki, çiçek tarhlarında, yürüme yolu kenarlarında, perdeleme ve çit elemanı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca vurgu bitkisi olarak da kullanılabilir. Orman bahçelerinde, patika kenarlarında ve saksı bitkisi olarak kullanılmaktadır. Japon Defnesi, saksıda, iç mekân bitkisi olarak da yetiştirilmektedir.
|
PEYZAJDA 4. BOYUT Kasım 2017
BASELLA RUBRA-MALABAR ISPANAĞI Malabar Ispanağı, Hindistan’ın Malabar Sahilleri ve Endonezya’ya özgü bir sarmaşıktır. Latince adı Basella alba’dır, Basellaceae ailesine aittir. Cins adı “Basella”, yerel adının latinceleştirilmişidir. Tür adı “alba”, bitkinin beyaz çiçeklerine atfen verilmiştir. Bitki, Seylan Ispanağı, Hindistan Ispanağı veya Sarmaşık Ispanak olarak da adlandırılır. Basella alba’nın gövdeleri sarımsı, yaprakları yeşildir. Basella rubra (rubra; kırmızı), bir Basella varyetesidir. Bordo kırmızısı renkli, gövde ve yaprak damarları ile aynı zamanda bir süs bitkisidir. Bu bitki de Hindistan kökenlidir. Kırmızı Gövdeli Malabar Ispanağı, normal ıspanak gibi yenilen ve bu nedenle kültürü yapılan bir bitkidir. Yemek için kullanıldığı gibi süs bitkisi olarak da değeri vardır. Basella rubra, hızlı büyüyen, tropik bir sarmaşıktır. Bir destek konulduğu takdirde, sezon içinde 100-150 cm yüksekliğe ulaşır. Bilinen ıspanak (Spinacia oleracea) tadında olmakla olmakla birlikte, yaprak dokusu daha farklıdır ve ıspanağın aksine, büyümek için sıcak yaz günlerini tercih eder. Küçük pembe-beyaz çiçekleri, yaz sonunda açar ve siyah meyveciklere dönüşür. Basella alba ve Basella rubra, tropik şartlarda çok yıllık sarmaşıklardır, ılıman bölgelerde tek yıllık bitki olarak yetiştirilirler. Bitkiler; verimli, asidik toprağı tercih ederler ancak fakir ve kumlu topraklarda da yetişmektedirler. Üretimi, çelikleme veya tohum ile kolaylıkla yapılmaktadır. 5 °C altında bitki zarar görür ve 0 °C de ölür. Bitkinin sukkulent yapıda olması, bünyesinde depoladığı su ile kuraklığa dayanmasını sağlar. Bu bitkiler, aynı zamanda, hastalık ve zararlılara karşı oldukça dirençlidir. Kırmızı ve yeşil varyeteler arasında, gerek büyüme, gerek tat bakımında bir değişiklik yoktur. Kırmızı Gövdeli Malabar Ispanağı, kırmızı gövde ve yapraklarıyla göze daha hoş görünür, bu nedenle sadece süs bitkisi olarak bile kullanılmaktadır. Basella yaprakları, çiğ olarak veya ıspanak gibi pişirilerek yenir. Malabar Ispanağı’nın en büyük avantajı, yazın ıspanağın bulunmadığı zamanlarda yetişmesidir. Bitkinin yaprakları ve genç gövdeleri, jel kıvamındadır. Çiğ olarak sandviçlerde ve salatalarda kullanılır, genel olarak haşlanarak, kızartılarak veya pişirilerek yenir. Çorbalarda ve sulu yemeklerde kıvam verici olarak kullanılır. Basella alba ve Basella rubra’nın siyah meyveleri ezildiğinde çıkan kırmızı sıvı, yanak-dudak boyamada ve gıda boyası olarak kullanılmaktadır. Peyzajda Kullanımı: Malabar Ispanağı, parlak kırmızı yaprakları ve gövdesi nedeniyle, süs bitkisi olarak; direklerde, çitlerde, askılı veya büyük saksılarda kullanılmaktadır. Kapatılmak istenen yapıları, sarılıcı gövdesi ile kolaylıkla kapatır, kırmızı damarlı, kalp şeklindeki yaprakları, pembe-beyaz çiçekleri ve kırmızı-siyah meyveleriyle güzel bir görüntü oluşturur. Basella rubra’nın yaprak ve gövdeleri, A vitamini, B vitamini, kalsiyum ve demir bakımından zengindir. Asya ve Afrika’da, yerel topluluklar tarafından her derde deva ilaç olarak kullanılmaktadır. Cilt yumuşatıcı, ağrı kesici, sakinleştirici, idrar söktürücü, tonik, bağırsak yumuşatıcı, anti mikrobiyal, anti fungal, antioksidan, anti ülser, ateş düşürücü, böbrek koruyucu, süt arttırıcı ve afrodizyak etkisi olduğu öne sürülmüştür.
|
PEYZAJDA 4. BOYUT Ekim 2017
CYMBOPOGON CİTRATUS- BATI HİNDİSTAN LİMON OTU Cymbopogon (Limon Otları); Poacaea ailesine ait, 55 tür otu içeren, bir cinstir. Bu bitkiler, doğal olarak, Asya ve Avustralya’nın sıcak ve tropik bölgelerinde bulunmaktadır. Cins adı “Cymbopogon” Yunanca, kymbe; sandal, pogon; sakal kelimelerinden gelmektedir (spatelerin sandal şeklinde olmasından ve çok sayıda çiçek sapının sakala benzemesinden dolayı). Cymbopogon cinsinin iki türü Limon Otu olarak bilinir ve değişik alanlarda kullanılırlar. Cybopogon citratus-Batı Hindistan Limon Otu Güneydoğu Asya’ya özeldir. Doğal olarak Malezya, Endonezya ve Filipinlerde bulunur. Cymbopogon flexiosus-Doğu Hindistan Limon Otu ise Malabar Otu olarak da bilinen, uzun boylu ve çok yıllık bir bitkidir. Doğal olarak, Hindistan, Sri Lanka, Burma, Kamboçya, Vietnam ve Tayland’da bulunur. Her iki ot aynı amaçlarla kullanılmakla birlikte, Cymbopogon citratus mutfak kullanımına daha uygundur. Batı Hindistan Limon Otu, kardeşlenme ile büyüyerek 180-200 cm yüksekliğe, 120 cm kadar genişliğe ulaşır. Herdem yeşil, 90 cm uzunluğunda ve 1,5-2 cm genişliğindeki mavi-yeşil yaprakların üst kısmı, estetik bir şekilde aşağı doğru sarkıktır. Yapraklar ezildiğinde, limon kokusu çıkar. Koku verici ve tıbbi olarak kullanılan kısımlar, bu yapraklardır. Hafif don olan veya hiç don olmayan bölgelerde limon otu çok yıllıktır. Uzun süreli dona dayanıklı değildir, ancak hafif donda yapraklarını kaybedip, tekrar sürer. Bugün kullanılan Cymbopogon citratus bitkilerinin birçoğu özel kültürlerdir ve karakteristik şekilde çiçek açmayabilirler. Bitkiden elde edilen, hoş kokulu özel yağ, citronella olarak bilinir. Limon kokusu ve tadı vardır. Citronella’nın en önemli içerikleri, geraniol ve citronellol, antiseptiktir bu nedenle temizlik ve sabun imalinde kullanılır. Bu yağ, taze kesilmiş yaprakların buhar distilasyonuna tabi tutulması veya alkol ile ekstraksiyonu ile elde edilir. Bitkiden elde edilen çözelti, AIDS hastalarında ağızda oluşan pamukçuk tedavisinde, ucuz bir ilaç olarak kullanılmaktadır. Cymbopogon citratus’un hasatı yapılırken, yeşil, taze ve dolgun saplar seçilmelidir. Bitkinin en dıştaki 1 veya 2 kalınlaşmış yaprağı soyulmalıdır. Bu yapraklar sert olduğu için ancak, çay, potpuri ve koku verici olarak kullanılır. Yemek için alt tabakadaki yumuşak yapraklar tercih edilir. Yapraklar, çok ince olarak kesilerek, çorbalara limon tadı vermek için katılır. Bitkinin gövde altı, şişkin kısmı parçalanarak çeşitli yemek ve tatlılarda kullanılır. Geleneksel Hint tıbbında, bitkinin yaprakları uyarıcı ve akıntı önleyici olarak, yağı ise depresyon tedavisinde, ağrı kesici, ateş düşürücü, bakteri ve mantar öldürücü olarak kullanılmaktadır. Limon Otu, taze olarak, kurutularak veya toz haline getirilip kullanılmaktadır. Sıklıkla; koku verici olarak, dondurmalarda, kurabiyelerde, sakızlarda, çorbalarda kullanılır. Asya mutfağında, baharat olarak geniş kullanım alanı vardır. Afrika ülkelerinde, çayı yapılarak içilmektedir. Ayrıca bu bitkinin yağı parfümlerde, deterjanlarda, sprey ve mumlarda böcek kovucu olarak (özellikle sivrisinekler) ve aroma terapide kullanılır. Limon Otu yağı mikroplara ve mantara karşı etkilidir. Ayrıca klinik araştırmalarda bu yağın, kanser hücrelerini öldürdüğü gösterilmiştir. Peyzajda Kullanımı: Cymbopogon citratus; uzun boylu, yanlara sarkan, güzel bir ot olduğu için, peyzajda süs bitkisi olarak kullanılan bir türdür. Sebze bahçelerinin vazgeçilmez elementlerindendir. Ayrıca restoran ve otellerin bahçelerinde, taze kullanım için dikilmektedir. |
PEYZAJDA 4. BOYUT Eylül 2017
CYMBOPOGON FLEXOUSUS-DOĞU HİNDİSTAN LİMON OTU-LİMON OTU Cymbopogon (Limon Otu); Poacaea ailesine ait, 55 tür otu içeren, bir cinstir. Bu bitkiler, doğal olarak, Asya ve Avustralya’nın sıcak ve tropik bölgelerinde bulunmaktadır. Cins adı “Cymbopogon” Yunanca, kymbe; sandal, pogon; sakal kelimelerinden gelmektedir (spatelerin sandal şeklinde olmasından ve çok sayıda çiçek sapının sakala benzemesinden dolayı). Cymbopogon cinsinin iki türü Limon Otu olarak bilinir ve değişik alanlarda kullanılırlar. Cymbopogon flexiosus-Doğu Hindistan Limon Otu; Malabar Otu olarak da bilinen, uzun boylu ve çok yıllık bir ottur. Doğal olarak, Hindistan, Sri Lanka, Burma, Kamboçya, Vietnam ve Taylant’da bulunur. Cybopogon citratus-Batı Hindistan Limon Otu ise Güneydoğu Asya’ya özeldir. Doğal olarak Malezya, Endonezya ve Filipinlerde bulunur. Her iki ot aynı amaçlarla kullanılmakla birlikte, Cymbopogon citratus yemekler için daha uygundur, ayrıca Hindistan’da tıbbi amaçla ve parfüm olarak da kullanılmaktadır. Cymbopogon flexousus-Doğu Hindistan Limon Otu, bahçelerde ve ticari olarak kültüre edilen limon otlarının, en fazla kullanılan iki türünden biridir. Herdem yeşil, hoş kokulu, kardeşlenme gösteren, çok yıllık bir ottur. Kısa ve kalın bir rizomdan, 200-300 cm uzunluğunda gövdeler çıkar. Yaprak kaideleri ve sap üzerinde yaprağın çıktığı kısımlar, şişkindir. Çiçek sapları birleşik yapıda, püskül şeklinde ve 30-60 cm uzunluktadır. Cymbopogon flexousus, su tutan, verimli topraklarda ve tam güneş altında en iyi şekilde büyür. 5°C altında yapraklar ölürler. Aşırı don olmayan bölgelerde, hava ısınınca bitki tekrar yeni sürgünler verir. Üretimi; kardeşlerin ayrılmasıyla veya tohumla yapılır. Ticari Üretim: Ticari üretimi yapılan tarlalarda, bitki dikildikten 90-120 gün sonra ilk ürün alınır, bundan sonra da her 40-60 günde bir kesim yapılarak, 6 yıl boyunca ürün alınır. Bitkiden elde edilen, hoş kokulu özel yağ, citronella olarak bilinir. Limon kokusu ve tadı vardır. Citronella’nın en önemli içerikleri, geraniol ve citronellol, antiseptiktir bu nedenle temizlik ve sabun imalinde kullanılır. Bu yağ, taze kesilmiş yaprakların buhar distilasyonuna tabi tutulması veya alkol ile ekstraksiyonu ile elde edilir. Kullanımı: Limon Otu, taze olarak, kurutularak veya toz haline getirilip kullanılmaktadır. Sıklıkla; koku verici olarak, dondurmalarda, kurabiyelerde, sakızlarda, çorbalarda kullanılır. Asya mutfağında, baharat olarak geniş kullanım alanı vardır. Afrika ülkelerinde, çayı yapılarak içilmektedir. Ayrıca bu bitkinin yağı parfümlerde, deterjanlarda, sprey ve mumlarda böcek kovucu olarak (özellikle sivrisinekler) ve aroma terapide kullanılır. Limon Otu yağı mikroplara ve mantara karşı etkilidir. Ayrıca klinik araştırmalarda bu yağın, kanser hücrelerini öldürdüğü gösterilmiştir. Peyzajda Kullanımı: Peyzajda belirli bir kullanımı yoktur. Sebze bahçelerinin vazgeçilmez elementlerindendir. Ayrıca restoran ve otellerin bahçelerinde, taze kullanım için dikilmektedir. |
PEYZAJDA 4. BOYUT Ağustos 2017
CAMPSİS RADİCANS-ACEM BORUSU Campsis radicans, Bignoniaceae ailesine ait, odunsu bir sarmaşıktır. Sık yapraklı, yaprak döken, hızlı büyüyen bitki, çok gövdelidir, verdiği hava kökleri ile bulunduğu yapılara ve ağaçlara yapışarak büyür. Doğal olarak, Missouri dahil Güney Doğu ABD’de bulunur. Ancak ABD’nin birçok kuzey eyaletinde de yayılmıştır. Cins adı, Yunanca “kampe” kelimesinden gelmektedir, çiçek stamenlerinin büklümlü olmasından dolayı bu ad verilmiştir, “radicans” gövde kökleri için kullanılmıştır. Acem Borusu, çok hızlı büyüyerek ve hava kökleriyle tutunarak 6-10 m’ye ulaşır. Genç filizler yeşildir. Bir yılı geçiren gövdeler, soluk kahverengi bir kabukla kaplanır. Yaşlı bitkilerin gövde çapı, kaidede 10-20 cm i bulabilir. Campsis radicans, ilkbahar sonunda uyanır. Karşılıklı yeşil yaprakları, pinnat yapıdadır, 40 cm e ulaşabilir. Her yaprak 7-11 adet, kenarları dişli, 3-10 cm uzunlukta, yaprakcıktan oluşur. Sonbaharda yapraklar sararır ve dökülürler. Acem Borusu, varyetesine göre, portakal rengi veya sarı çiçek açar. Salkımlar, grup halinde 4-12 çiçekten oluşur. Çan şeklindeki çiçekler 6-10 cm uzunlukta olup aynı yıl gelişen, yayılıcı sürgünlerin ucundadır. Çiçeklenme, hazirandan ekime kadar devam eder. Meyveler 10-20 cm uzunluğunda ve fasulye şeklindedir. Açıldıklarında içlerinden kanatlı tohumlar çıkar. Campsis radicans, toprak için seçici değildir. İyi drenajlı, nemli topraklarda, yarı gölge veya güneşte çok iyi gelişir. Gölgede yapraklanma düzgün olmakla birlikte, çiçek açması için tam güneş önerilir. Bu bitkiyle ilgili problem, genellikle nasıl büyütüleceği değil, nasıl kontrol altında tutulacağıdır. Toprak altından birçok kardeş meydana getirir. Diğer taraftan, kendi tohumlarından da bitkiler gelişir ve bakımsız kaldıkları zaman etrafa hızlı bir şekilde yayılarak yanındaki bitkileri örterler hatta ölümlerine neden olurlar. Acem Borusu, dayanıklı bir bitkidir. Özellikle kök verip sağlam bir gövde yaptıktan sonra, kuraklığa, tuzluluğa ve -30 °C soğuğa dayanıklıdır. Ağır geçen kışlarda gövdeler donsa bile, bitki yaza kadar, gövdenin altından verdiği yeni sürgünler ile eski büyüklüğünü yakalar. Campsis radicans, hastalık ve zararlılara karşı oldukça dayanıklıdır. Bazen külleme, bitler ve kırmızı örümcek zararlı olabilir. Çoğaltımı tohumla veya hava kökü bulunan dalların dikimi ile yapılır. Vejetatif olarak çoğaltılan bitki, dikildikten 2-3 yıl sonra çiçek açmaya başlar, tohumdan üretilen fidelerin çiçek açması için daha fazla zamana gereksinim vardır. Acem Borusu varyeteleri: “flamenco”; büyük koyu kırmızı çiçelidir, “flava”; diğer kültürlerden daha küçük, sarı çiçeklidir, “gabor”; koyu kırmızı çiçeklidir, çiçekler uzun süre devam eder, “judy”; çiçekler sarı içleri ise portakal rengidir, “ursynów”; büyük yapraklı, parlak portakal rengi çiçekleri olan bir hibridtir. Campsis x tagliabuana: Campsis grandiflora ve Campsis radicans arasında bir hibritttir. Campsis radicans kadar hızlı büyümez, 4 m boya ulaşır, çiçekleri daha çekici, daha büyük ve boğazları daha koyu renklidir. Acem Borusu, ev ve binaların çok yakınına dikilmemelidir. Saldırgan ve tırmanıcı bir yapısı olduğu için pencere kenarlarını ve kiremitleri tahrip edebilir. Dikildikten sonraki ilk iki yıl bitkiye bambu ile destek sağlanması ve kışın aşırı soğuklarda, gövdenin korunması uygun olur. Dikimden sonra, gövde 15 cm den kesilip yan sürgünlerin oluşması sağlanır. Budama için en iyi zaman ilkbahardır. Sert budama ile daha fazla gelişme ve çiçeklenme sağlanır. Bitkinin tüm kısımları hafif toksiktir. Bitki özsuyu, alerjik kişilerde deri rahatsızlığına, çiçek tozları da alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Peyzajda Kullanımı: Campsis radicans; çit, çardak veya duvarları kısa zamanda örtmek için uygun bir bitkidir. Özellikle duvarların kaplanması, görüntüsü iyi olmayan çitlerin örtülmesi, pergola ve çardaklarda kullanılır. Ağaç gövdelerine tırmanır, bol güneşli ortamda kırmızı-portakal çiçekleriyle hoş bir görüntü oluşturur. Acem Borusu, kent peyzajında, güneşli açık alanların veya istenmeyen çirkin görünüşlü yapıların kapatılmasında ve gürültü perdesi oluşturmak için de kullanılır. Arı kuşları için çekicidir.
|
PEYZAJDA 4. BOYUT Temmuz 2017
EUPHORBİA RİGİDA – MAVİ SÜTLEĞEN Euphorbia’lar (Sütleğengiller) bitkiler âleminin en kalabalık ailelerinden biri olan Euphorbiaceae ailesine aittir. Bu aile 300 cins ve 7500 türü içermektedir. Euphorbia cinsi 2000 dolayında tür içerir. Sütleğenler tek yıllık (annual), iki yıllık, (biannual) çok yıllık (perenial), otsu, çalı veya ağaç formunda, etli yapraklı, yaprak döken veya dökmeyen, dona dayanıklı veya tropikal olabilirler. Euphorbia’aların en ilgi çeken özelliklerinden biri, büyüklükleri, sıcaklık, su istekleri ve ömür süreleri birbirinden farklı olan çok sayıda bitkinin bu cins altında toplanmasıdır. Euphorbia rigida (Euphorbia biglandulosa); Euphorbiacea ailesine ait, her dem yeşil, çok yıllık bir sütleğendir. Bitki, dik olarak çıktıktan sonra çevreye yayılım gösterir. Mavi Sütleğen, ülkemizde doğal olarak, kırsal alan ve bahçelerde bulunan bir bitkidir. Anavatanı; Akdeniz havzasından Kafkaslara ve Ortadoğu’ya kadar uzanan bölgedir. Bitkinin; ince, uçları sivri, mavi-yeşil kalın yaprakları, bir gövde üzerinde, rozet dizilimi gösterirler. 70 cm’ye ulaşan gövdeler, merkezden çevreye yayılarak büyür ve bitki, 90 cm genişliğe erişebilir. Kış sonu veya ilkbaharda, gövde uçlarında, parlak sarı renkte çiçekler oluşur. Pembe renkteki goncalar açılınca, sarı çiçekler ortaya çıkar. Çiçek açtıktan sonra ana bitki ölür ve bitkinin ortasından yeni gövdeler sürerler. Euphorbia rigida, güneşli veya yarı gölge alanları sever. Kuraklığa dayanıklı olmakla birlikte, çok sıcak havalarda sulanmaya gereksinim gösterebilir. İyi drenajlı yerlerde, toprak için seçici değildir. Bitki, besin bakından yoksun topraklarda daha fazla çiçek açar. Uygun ortamda büyümesi hızlıdır. Mavi Sütleğen, dona çok dayanıklıdır. -15 °C dayandığı bilinmektedir. Üretimi; köklerinin ayrılması, gövdeden yapılan çelikler veya tohumladır. Euphorbia rigida’nın tüm kısımları, yenildiğinde ciddi rahatsızlık yaratır, sütlü öz suyu deride alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Kültür yapıldığı durumlarda, eski kurumuş gövdeler ve çiçekler budanmalıdır. Peyzajda Kullanımı: Mavi Sütleğen, kurakçıl peyzaj için seçilecek türlerdendir. Kaya bahçeleri için uygundur. Kış sonu ve erken baharda çiçek açtığı için peyzaja renk katar. Çok yıllık bahçelerde, kısa boylu bitkilerin arkalarında kullanılır. Saksılarda, vurgu bitkisi olarak ve çöl bitkileriyle kombine edilebilir.
|
PEYZAJDA 4. BOYUT Haziran 2017
PENSTEMON DİGİTALİS “HUSKER RED”- KIRMIZI PENSTEMON Penstemon digitalis, Sinirotugiller (Planteginaceae) ailesine aittir. Doğal olarak, Doğu Kanada, Doğu ve Güneydoğu ABD’ de bulunmaktadır. Doğasında, kuru veya nemli otlaklarda, su basar ormanlarda ve orman kenarlarında yetişmektedir. Cins adı, Yunanca, “penta”; beş ve “stemon”; stamen (erkek organ) den üretilmiştir. Stamenlerden dördü, dölleme özelliğine sahiptir, biri ise kısırdır. Kısır olan stamen, tüylerle kaplıdır, bu nedenle bitki İngilizce de “beard tongue” (sakallı dil) adıyla tanımlanmaktadır. “Digitalis” kelimesi, Latince “digitus” (parmak) kelimesinden gelmektedir. Çiçeklerinin eldiven parmakları gibi dizilmesinden dolayı bu ad verilmiştir. Penstemon digitalis “Husker Red”, Penstemon’un yukarı uzanan, kardeşlenme gösteren, rizom köklü ve çok yıllık kültürüdür. Nebraska Üniversitesi, Matematik Bölümü’nden, Doktor Dale Lind Green tarafından geliştirilmiştir. Dr Green, bulduğu kırmızı yapraklı penstemon fidelerinin üzerinde, 8 yıl süreyle çalışarak, 1983 yılında “Husker Red” adını verdiği kültürü üretmiştir. Bu kültür, bordo-yeşil yaprakları, bol ve gösterişli çiçekleri ve çok dayanıklı bir tür olmasıyla peyzajda kullanılan bir bitki olmuştur. Islak soğuk kışa dayandığı gibi yazın sıcak ve nemli ortama da dayanıklıdır. Kırmızı Penstemon’un, kışın toprak seviyesinde bulunan, bordo-yeşil renkte rozet yapraklarından, ilkbaharda uzun kırmızı yaprak sapları çıkar. Olgun yapraklar, parlak, koyu kırmızı renktedir. Oval, ucu sivri alt yapraklar, gövde üzerinde yükseldikçe incelirler. İlkbahar sonu ve yaz başında, 80-100 cm sap üzerinde, salkım şeklinde beyaz çiçekler açar, çiçeklenme bir ay devam eder. Bu çiçekler, arılar ve kelebekler için çekicidir. Çiçeklenmeden sonra, içinde bir çok tohum bulunan, küçük kapsülcükler oluşur. Penstemon digitalis “Husker Red”, toprak bakımınından seçici değildir ancak iyi drene edilmiş toprakları tercih eder, killi, kumlu topraklara da dayanıklıdır. Tam güneşli alanlarda olduğu gibi, yarı gölgeye de dayanıklıdır. Üretimi tohumla, köklerin ayrılmasıyla veya çelikleme ile yapılabilir. -30 °C soğuğa dayanıklıdır. Böcek ve hastalıklara karşı oldukça dirençlidir, bazen yaprak küfü görülebilir. Penstemon digitalis “Husker Red” Perennial Bitki Derneği tarafından; 1996 da “Yılın Çok Yıllık Bitkisi” seçilmiştir. Peyzajda Kullanımı: Bordo renkli yaprakları ve beyaz çiçekleri ile çok iyi bir kontrast bitkisidir. Kırmızı Penstemon; doğal bahçe, kesme çiçek bahçesi ve kır bahçeleri için iyi bir seçimdir. Kelebek çekici özelliğiyle, bahçelerde grup halinde kullanılabilir. Kışın rozet şeklinde, yere yapışık yapraklar, kırmızı mor renkleriyle oldukça dikkat çekicidir. Penstemon digitalis “Husker Red”, gösterişli çiçekleri ile az bakım isteyen bahçeler ve kurakçıl peyzaj için de uygun bir seçimdir. Özellikle doğal bahçe peyzajında, çok yıllık bitkilerin çevrelenmesinde kullanılır. Göz alıcı bir etki için, bitki grup halinde dikilmelidir. Güzel bir peyzaj bitkisi olmasının yanında, kesme çiçekçilikte de kullanılan bir bitkidir
|
PEYZAJDA 4. BOYUT Mayıs 2017
LAURUS NOBİLİS-DEFNE Laurus nobilis, Lauraceae ailesine ait bir cinstir. Laurus cinsinin bugün kabul edilen 4 türü vardır. Defne, her dem yeşil, kokulu, büyük çalı ya da küçük ağaç olarak bilinen bir bitkidir. 15 metreye kadar boylanabilir. Doğal olarak Akdeniz Bölgesi’nde bulunur. 60 milyon yıl önce, Güney Avrupa ve Kuzey Afrika’nın, değişik defne türlerinden oluşan ormanlar ile kaplı olduğu bilinmektedir. Bugün Laurus nobilis, doğal alanlarında, küçük topluluklar olarak kalabilen tek türdür. Fas, Macaronesia (Azor Adaları, Madeira, Kanarya Adaları, Cape Verde), Karadeniz güney kıyıları ve Akdeniz kıyı kuşağında bulunmaktadır. Defne, binlerce yıldır süs bitkisi, aromatik bitki ve sembol bitkisi olarak kullanılmaktadır. Linnaeus, tür adını nobilis (meşhur) olarak koymuştur. Laurus nobilis, tek cinsli bir bitkidir. Ağaçcıklar, erkek veya dişi olurlar. Soluk sarı-yeşil renkteki çiçekler, 1 cm çapındadır ve yaprakların yanında çift olarak bulunurlar. Çiçeklenme, nisan-mayıs aylarında olmaktadır, parlak yeşil, pürüzsüz yaprakları 4-6 cm uzunluk, 2-4 cm genişliktedir. Genelde yaprak kenarları düzgündür, bazen hafif dişlenme gösterebilir. Yeşil, oval, 1 cm uzunluğundaki meyveleri, olgunlaşınca siyaha döner ve içlerinden tek bir tohum çıkar. Defne, -12 °C’ ye kadar dayanır. Asit ve alkali topraklara dayanıklıdır. Kumlu, killi hemen her türlü toprakta yetişebilmekle birlikte, geçirgen ortamları tercih eder. Yarı gölge veya tam güneş altında büyüyebilir. Kuvvetli rüzgârlara dayanıklıdır ancak deniz suyuna karşı toleransı düşüktür. Altuni renkteki formu, Laurus nobilis “Aurea” olarak adlandırılır. Peyzajda Kullanımı: Laurus nobilis, süs bitkisi olarak, Akdeniz ve okyanus iklimlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Soğuk bölgelerde ise ev bitkisi ve sera bitkisi olarak yetiştirilir. Bitki tek başına, grup halinde ve alçak çit bitkisi olarak uygulanır. Topiaride; top, piramit, formal şekillerde veya örme gövdeli olarak kullanılmaktadır. Defne, Yunan mitolojisinde; Apollo, Daphne isimli meleğe aşık olur. Ancak Daphne Apolloyu istemez ve babası nehir tanrısı Peneus kızını kurtarmak için Daphne’yi ağaca çevirir. Apolla unutamadığı aşkı için, Daphne yaprağından yapılan bir taç giyer ve Arp’ını Daphne yaprakları ile süsler. Eski Yunan’da, en yüksek mevkidekiler defne yapaklarını, asalet göstergesi olarak kullanmıştır. Ağacın Yunanca ismi “daphne”, Türkçe’ye “defne” olarak geçmiştir Bu sembolizm Roma kültüründe de devam etmiş ve defne zafer işareti olarak kullanılmıştır.. Defne yağı, birçok bileşen içermektedir (eucalyptol, lauric asit vs). Suda hazırlanmış solüsyonları bazı merhemlerin bileşiminde rol almaktadır. Masaj tedavinde; defne, artrit ve romatizmada ağrıların azaltılması için uygulanır. Meyvelerden elde edilen yağı, sabun yapımında kullanılmaktadır. Bitki yaprakları, baharat olarak Akdeniz mutfağında, özellikle balık pişirmede ve İtalyan makarnası soslarında kullanılmaktadır. Normal sıcaklık ve nem ortamında kuru yapraklar 1 yıl muhafaza edilebilirler. |
PEYZAJDA 4. BOYUT Nisan 2017
PEYZAJDA 4. BOYUT Mart 2017
ALOCASİA MACRORRHİZOS – FİL KULAĞI Alocasia, Araceae (Arum-Yılanyastığı) ailesine ait, rizomlu (yumru köklü), çok yıllık ve çiçekli bir bitkidir. Alocasia macrorrhizos, Alocasia cinsine ait bir türdür, eş anlamlı adı Alocasia macrorrhiza’dır. Doğal olarak Sri Lanka, Hindistan, Malezya ve Avustralya’nın Queensland bölgesinde, orman altlarında ve dere boylarında bulunmaktadır. Bugün kültürde süs bitkisi olarak kullanılan, Fil Kulağı’nın kökeni Filipinler’dir. Alocasia macrorrhizos, çok büyük, kalp şeklinde, 160 cm uzunluğa ve 100 cm genişliğe ulaşan yapraklara sahiptir. Yaprak sapları (petiole), 60-120 cm uzunluğundadır. Parlak yeşil yapraklar üzerinde, soluk renkli damarlar gözlenir. Yaprakların altındaki damarlar, çok belirgindir ve kabarık yapılarıyla dikkat çekerler. Gövde, 200 cm’ye kadar uzayabilir. İri yapraklar, kalın, kahverengimsi gövde üzerinde egzotik ve tropik bir görünüm yaratırlar. Fil Kulağının, yılanyastığı ailesine has çiçekleri, kısa çiçek sapları ucundadır. Ancak beyaz veya krem renkteki çiçekler, yaprak sapları arasında kaldığından fazla dikkati çekmezler. Erişkin bitkiler, yanlarından kardeşlenme gösterir. Bu kardeşler, kolaylıkla ayrılıp dikilebilirler. Büyük bitkilerin rizom kökleri 20 cm kalınlığa ulaşabilir. Üretimi, tohum, kardeşlerin veya rizomların ayrılması ile yapılır. Gövde yenilebilir fakat içerdiği kalsiyum oksalat kristalleri ve diğer bazı zararlı bileşenler, dilde ve yutak borusunda ödem yaratarak, solunum güçlüğü ve boğaz ağrısı yapabilirler. Toksinlerin parçalanması için bitki, çok uzun süre kaynatıldıktan sonra tüketilmelidir. Alocasia macrorrhizos’un bazı alacalı varyeteleri vardır, bunlar; Alocasia macrorrhizos “variegata” olarak adlandırılırlar. Bu varyetelerin 100 cm e ulaşan alacalı yaprakları, yeşil, beyaz ve krem renkleri ile bir mozaik görüntüsü sergilerler. Fil Kulağının, devamlı ısı ve nem ihtiyacı vardır. Toprak, organik açıdan zengin aynı zamanda iyi drenajlı olmalıdır. Bitki sık sulanmalıdır. Kısa süreli su birikmelerine karşı dayanıklıdır. Bununla birlikte genç ve küçük bitkiler, fazla suya hassastır, özellikle soğuk havalarda aşırı sulama, rizom köklerin çürümesine neden olur. Alocasia macrorrhizos için, hafif gölge idealdir, çok gölge ortamlara da adapte olur. Bitki, bol gübreleme ister, fakat tuza toleransı düşüktür. Bu tropik ve çok yıllık bitki, diğer akrabalarına göre soğuğa daha dayanıklıdır. -4˚C soğuğa kadar dayanır, bu derecede yapraklar yansa bile, gövde sağlam kalır. Peyzajda Kullanımı: Fil Kulağı, değişik ve tropik görünümü ile soğuk iklim ülkelerinde, ev ve sera için gittikçe popüler olan bir bitkidir. Kış bahçelerinde ve seralarda, tropik veya subtropik etki yaratmak için, arka fonda seçilebilecek bir bitkidir. Islak mekânlarda sıklıkla yetiştirilmektedir. Ülkemizin Akdeniz sahil kuşağında, kuzey rüzgârlarından korunaklı alanlarda, dış mekân bitkisi olarak rahatlıkla kullanılmaktadır. Tropik kuşakta, Alocasia macrorrhizos yenen rizom ve gövdesi için sıklıkla yetiştirilmektedir. |
PEYZAJDA 4. BOYUT Şubat 2017
PEYZAJDA 4. BOYUT Ocak 2017
LOROPETALUM CHİNENSE var. RUBRUM - LOROPETALUM Loropetalum, Hamamelidaceae (Acıfındıkgiller) ailesine ait bir bitkidir. Cins adı Loropetalum, Yunanca “loron” (şerit) ve “petalon” (petal) kelimelerinden oluşmuştur. Bu isim, bitkinin püskül şeklindeki çiçeklerine atfen verilmiştir. Anavatanı, Çin, Japonya ve Himalayalar’dır. Loropetalum chinense, yeşil yapraklı ve beyaz çiçekli bir türdür, pembe çiçekli varyete Loropetalum chinense var. rubrum olarak adlandırılır. Bu varyetelerin yaprakları yeni çıktığında kahverengi-kırmızıdır, olgunlaştığında varyete ve büyüme şartlarına göre yeşil veya koyu kırmızı renge dönüşür. Loropetalum chinense var. rubrum, 1980’li yıllarda Avrupa ve Amerika’da süs bitkisi olarak üretilmeye başlanmış ve peyzajda aranan bir bitki olmuştur. Loropetalum, herdem yeşil bir çalı veya ağaçcıktır. Varyeteye bağlı olarak 3-5 metre boya ulaşabilir. Yeni küçük kültürlerinden bazıları, ancak 60-90 cm boya ulaşırlar. 2-5 cm uzunluk ve 2-5 cm genişlikteki yapraklar, dallardan karşılıklı olarak çıkarlar. Bitkinin dalları, dışa doğru yatay olarak uzanır ve bu şekilde gerek renkli yaprakları gerek çiçekleri dikkat çeker. Çiçekler, 2 cm den daha küçük, 4 adet şerit şeklinde petalden oluşmuştur, yaprak sapında 3 ila 6 tanesi birliktedir, toplu olarak dikkat çekici bir hale gelirler. Loropetalum chinense hafif asidik, nemli ve iyi drenajlı toprakları tercih eder. Güneş altında olabileceği gibi yarı gölgede de yetişir. -15 ˚C ye kadar dayanıklıdır. Genelde ciddi bir zararlısı ve hastalığı bulunmamaktadır. Bununla birlikte özellikle drenajı iyi olmayan killi topraklarda, kök çürümesi meydana gelebilir. Alkalin ortamda, yapraklar sarı (klorotik) renk alırlar. Kırmızı örümcek zararlısı da, yaprak rengini sarıya dönüştürür. Bugün Loropetalum’un birçok kültürü elde edilmiştir bunlardan bazıları: Loropetalum chinense var. rubrum “Burgundy”; Bu kültürde yeni yapraklar mor-kırmızıdır, daha sonra pembe-yeşile dönüşürler. Sonbaharda yaprak tekrar kırmızı renk alır. Çiçekleri pembe renktedir, yıl içinde dönem dönem açarlar. Bitkiler 3-5 metre boya ulaşırlar. Loropetalum chinense var. rubrum “Blush” veya “Daybreak’s Flame”; Yapraklarının kenarları açık pembe, çiçekleri ise daha açık pembe renklidir. Loropetalum chinense var. rubrum “Ruby”; Yeni yaprakları yakut kırmızı renkli, kompakt bir kültürdür. Loropetalum chinense var. rubrum “Bicolour”; Hızlı gelişen, koyu kahverengi-kırmızı yaprakları olan bir türdür. Yaprak rengi sonbahara doğru koyu yeşile döner, beyaz renkli çiçeklerinde pembe çizgiler bulunur. Loropetalum chinense var. rubrum “Fire Dance”; Yeni yapraklar mor-kırmızı, çiçekleri koyu pembe renktedir, yapraklar daha sonra yeşile dönerler. 1 metreye kadar boylanabilir. Loropetalum chinense var. rubrum “Susanne”; Yeni yapraklar pembe-kırmızı renkte ve diğer türlere göre daha yuvarlaktır. Kompakt bir yapıya sahiptir. 1,5 metreye kadar boylanabilir, çiçekleri pembe renklidir. Loropetalum chinense var. rubrum “Zhuzhou Fuscia”; Siyaha yakın kırmızı yaprağı olan bir türdür. Yaprak rengi yıl boyunca aynı kalır. Çiçekleri koyu pembe renktedir. Bitki 3 metreye kadar boylanabilir. Loropetalum chinense var. rubrum “Pipa’s Red”; Yaprakları koyu mor renkte, çiçekleri parlak pembedir. 1,5 metreye kadar boylanan kompakt bir kültürdür. Peyzajda Kullanımı: Loropetalum, peyzajda güçlü bir vurgu yapmak için kullanılan bitkilerdendir. Pembe çiçekli varyetenin birçok kültürü, çiçek açtıkları zaman muhteşem bir görüntü sergilerler. Beyaz çiçekli varyeteler, uzaktan çok dikkat çekmemekle birlikte, yakından oldukça etkileyicidir. Bitki, grup halinde, bordür bitkisi olarak, tek vurgu bitkisi ve bonzai olarak kullanılır. Çit bitkisi olarak kullanıldığında çok ilgi çekicidir ancak aşırı budama, bitkinin doğal formunu bozar. Çit yapımında ise bitkinin uzun boylu türleri tercih edilir. Bitki budama ile küçük ve ilgi çekici bir ağaç formuna getirilebilir. Loropetalum chinense ve kültürleri yer örtücü olarak da kullanılabilir, bu durumda dik çıkan yaprakların budanması gerekir. Yer örtücü olarak kullanıldığında kompakt yapıda, yükselmeyen, yeni kültürler tercih edilmektedir. Pembe yapraklı kültürler, yeşil ve sarı yapraklı bitkiler arasında güzel bir kontrast oluştururlar. Dikenli, kırmızı yapraklı bir tür olan Berberis thunbergi’ye alternatif olarak kullanılabilecek bir bitkidir.
|