|
Peyzajda 4.Boyut, ülkemizde
bilinmeyen veya yeteri kadar tanınmayan bitkiler hakkında,
profesyonel ve amatörlere bilgi verilmesi amacı ile
hazırlanan bir programdır. Her ay yeni bir bitki tanıtımı
yapılmakta, Palmiye Merkezi deneyimleri de aktarılmaktadır.
Palmiye Merkezinin bir hizmeti olan, bu
programın sizin veya bir arkadaşınızın e-posta adresine
gönderilmesini arzu ediyorsanız, lütfen abone olunuz (abone
olmak tamamen ücretsizdir, adresinize herhangi bir reklâm
gönderilmeyecektir).
PEYZAJDA 4.BOYUT'a
abone olmak
istiyorum>>>>>>>
Arkadaşımı
öneriyorum>>>>>> |
PEYZAJDA 4. BOYUT - EYLÜL 2015 |
|
ADIANTUM CAPILLUS-VENERIS
- KIZ SAÇI EĞRELTİSİ - BALDIRIKARA
Adiantum capillus-veneris,
Pteridaceae (Baldırıkaragiller) ailesinin
Adiantum
cinsine ait bir türdür (birçok sinonimi vardır:
Adiantum capillus, Adiantum michelii, Adiantum modestum,
Adiantum schaffneri).
Adiantum Latincede ıslanmaz demektir, bitkinin
yapraklarının üzerinde su kalmamasından dolayı bu ad
verilmiştir.
Capillus-veneris
ise Latincede Venüs’ün saçı demektir, İngilizcede bu
cins bitkilere, Venüs Kızı Eğreltisi de
denilmektedir.
Adiantum capillus-veneris
dünyanın birçok yerinde tropik ve ılıman iklime sahip
bölgelerde, yaygın olarak bulunan bir bitkidir. Avrupa,
Asya, Kuzey ve Güney Amerika, Afrika ve Avustralya’da
doğal olarak bulunmaktadır. Genelde nemli, iyi drenajlı,
kumlu, verimli, kireç taşlı topraklarda rastlanır,
yağmur ormanlarında da bulunmaktadır.
Kız Saçı Eğreltisi
yaprak döken, kardeşlenme yapan, 25-30 cm e kadar
boylanan bir bitkidir. Büyüyen rizomlarından çıkan
kardeşleri ile yana açılım gösterir. Siyah renkli, ince,
sağlam gövdeleri, dallanmalar gösterir. Dalların
uçlarında ikili (bipinnat) veya üçlü (tripinnat)
yaprakçılar bulunur, dallar yanlara doğru sarkıktır.
Yaprakçıkların her biri 5-15 mm uzunluğunda ve yelpaze
şeklindedir.
Yazın yaprak kenarlarının altlarında sporlar
oluşmaktadır.
Adiantum capillus-veneris
kuraklığa oldukça dayanıklıdır, yazın kuru kaldığı
takdirde, yapraklarını kaybeder ve uyku haline geçer. Bu
durumla karşılaşıldığında, gövdeler kesilmeli, bitki
yeniden sürmesi için, gölge ve nemli bir ortama
konulmalıdır. Üretimi sporlarla veya kardeşlerin
ayrılması ile yapılır. -25˚C soğuğa dayanıklı olduğu
bildirilmiştir.
Kız Saçı Eğreltisi
geçmişte tıpta çok kullanılmıştır. “Capillaire”
adlı öksürük şurubunun ana maddesi olarak kullanımı,
geçtiğimiz yüzyıla kadar devam etmiştir. Amerika
yerlileri tarafından tıbbi amaçla çok kullanılmış
olmasına karşın modern herbalizm de fazla
kullanım alanı
yoktur. Taze veya kurutulmuş yapraklı sapları, kepeğe
karşı, öksürük kesici, balgam söktürücü, kusturucu,
barsak temizleyici, süt arttırıcı ve uyarıcı olarak
kullanılmıştır. Lapa şeklinde hazırlanarak, yılan ve
böcek sokmalarında dıştan tatbik edilmektedir.
Peyzajda Kullanımı:
Adiantum capillus-veneris
yumuşak iklimli yörelerde dış mekânda, karasal soğuk
olan yörelerde ise iç mekân bitkisi olarak
kullanılmaktadır. Popüler bir bitki olduğundan birçok
ülkede üretimi ve temini kolaydır, ancak ülkemizde
Merkezimiz dışında yaygın ticari üretimi
yapılmamaktadır. Orman bahçelerinde, doğal bahçelerde
gölge alanlar için seçilecek bir bitkidir. Yapısı gereği
beraber olduğu bitkilerin gölgesinde veya altında
kalmayı tercih eder. İnce, narin yaprakları nakış gibi
görünürler. İç mekânda da tercih edilen bir bitkidir.
|
|
|
PEYZAJDA 4. BOYUT - AĞUSTOS 2015 |
|
BIGNONIA CAPREOLATA
–
SARILICI
ACEM BORUSU
Bignonia capreolata
her dem yeşil bir sarmaşıktır. İngilizcede; gövde
kesitinde, haç şeklinde göründüğünden, Haç Sarmaşığı
denilmektedir. Sarılıcı Acem Borusu
Bignoniaceae
ailesi, Bignonia cinsine aittir. Aile
adı, Fransız kralı
XV.
Louis’in kütüphanesine bakan Jean P. Bignon’a atfen
verilmiştir.
Tür adı
“capreolata” latince sarmaşık filizi anlamına
gelmektedir. Bitki adının birçok sinonimi vardır (Doxantha
capreolata, Anisostichus capreolata, Anisostichus
crucigera).
Bignonia
capreolata
Güneydoğu ABD kökenlidir, Maryland’dan Florida’ya,
batıda Missouri ve Texsas eyaletlerine kadar olan
coğrafi bölgede bulunmaktadır.
10-15cm uzunlukta ve 5 cm
genişlikte olabilen birleşik yaprakları, karşılıklı
olarak çıkar ve ri iki yaprakçığa ayrılır.
Fotoğrafta görüldüğü gibi, yaprakların çıktığı sap
üzerinde, tendril adı verilen, dallanma gösteren,
sarılıcı oluşumlar vardır. Yazın koyu yeşil olan
yapraklar, don olayından sonra kırmızımsı bir renk
alırlar. Kış şartlarının çok ağır olmadığı durumda, her
dem yeşildir.
Sarılıcı
Acem Borusu
akrabası olan Acem Borusunun (Bignonia radicans
veya Campsis radicans) aksine, ağaçlara
tırmanmasını tendriller ile yapar, hava kökleri ile
bitkiye tutunmadığından, konakçına bir zarar vermez.
Bignonia
capreolata
kış sonu veya ilkbahar başında
çiçeklenir. Boru şeklindeki çiçeklerinin dışı kırmızı,
içleri sarı renktedir, sıklıkla kahveye benzer hoş bir
kokuları vardır. Çiçekler 5-7 cm uzunluğundadır, 2-5
salkım şeklinde olurlar. Meyvesi bezelye tohumlarında
olduğu gibi 12-20 cm uzunlukta fasulye şeklindedir.
Sarılıcı
Acem Borusu
fakir topraklara ve kuraklığa dayanıklıdır. Gölgeye
dikildiği takdirde, ışığa ulaşma için etrafında ne
bulursa ona sarılarak yukarı çıkar. Genellikle çok
yükseğe çıkabilirler, bu durumda alt yapraklarını
kaybeder, yapraklar yalnız en üst kısmda görülürler.
Soğuğa çok
dayanıklıdır, -24˚C ye kadar yaşamını devam ettirir.
Bignonia
capreolata’nın
üretimi, tohum veya alttan verdiği kardeşlerin ayrılması
ile yapılır. Bugün ticari olarak birçok varyetesi
bulunmaktadır. Ancak en güzel varyasyonlar, ormanlarda
tesadüfen bulunup getirilenlerdir. Kültürlerinden
“Atrosanguinea” koyu kırmızı renkli, “Tangerine Beauty”
kayısı ile altın rengi, “Helen Fredel” ise koyu sarı
dır.
Amerika yerlileri
Sarılıcı Acem Borusu’nu,
difteri, ödem, başağrısı ve romatizma gibi çeşitli
hastalıklarda ilaç olarak kullanmışlardır. 2012 yılında,
bitkide rezerpin adı verilen bir indol alkaloid
bulunmuştur. Reserpin yakın zamana kadar modern tıpta,
psikoz ve yüksek tansiyonu tedavi için kullanılan bir
ilaçtı.
Peyzajda kullanımı:
Bir sarmaşık olması nedeni ile genelde, çitlerde,
duvarlarda, yüksek pergolalarda, kamelya ve
gölgeliklerde kullanılmaktadır.
|
|
PEYZAJDA 4. BOYUT - TEMMUZ 2015 |
|
AMARYLLIS BELLADONNA
– NERGİZ ZAMBAĞI- PEMBE TROMPET
Amaryllis belladonna,
Nergizgiller ailesinin, Amaryllis cinsinin tek türüdür.
Güney Afrika kökenli olan bitki, sıklıkla Hippeastrum
türleri ile karıştırılmaktadır. Gerek dünyada, gerek
Türkiye’de Hippeastrum’lara sıklıkla Amaryllis
denilmektedir. Hippeastrum, Amaryllis’in aksine tek bir
türü değil, birçok türü içermektedir, vatanı da Güney
Amerika’dır. Hippeastrum’larda, içi boş bir sap
üzerinde 4-6 çiçek bulunmasına karşın, Amaryllis
belladonna’da içi dolu bir sap üzerinde, daha
küçük, 2-12 adet çiçek bulunmaktadır.
Amaryllis
adı, soğanının acı tadını tarifleyen Latince "Amarella"kelimesinden
veya Yunan mitolojisindeki çok güzel bir çoban kadının,
adından gelmektedir.
Belladonna
ise güzel kadın demektir. ABD de bitkiye Çıplak Kadın
denilmektedir, bitkinin çiçeklenme döneminde
yapraklarının olmamasından dolayı bu ad verilmiştir.
İtalya’da Madonna Zambağı adı ile tanınmaktadır.
Amaryllis belladonna
soğanlı bir bitkidir, soğanları 5-10 cm çapa erişebilir.
Çok sayıda uzun, yeşil yaprakları vardır, yapraklar
30-50 cm uzunluk ve 2-3 cm genişliktedir.
Nergiz Zambağı’nın
yaprakları sonbaharda çıkmakta ve ilkbahar sonunda
kaybolmaktadır. Soğanlar yaz süresince uykuda (dormant)
dır. Yaz sonunda soğanlardan bir veya iki adet 40-60 cm
uzunluğunda çiçek sapı çıkar ve üzerindeki goncalar
açılır. Çiçekler boru şeklinde, kokulu, beyaz, pembe ve
mor renktedir. Bitkinin dona dayanıklı olduğu
bilinmektedir. Toprak altındaki soğanların -20 ˚C ye
dayandığı bildirilmiştir, ancak soğuk yörelerde,
soğanların üzerine malçlama yapılması uygun olur.
Amaryllis belladonna
kuraklığa dayanıklıdır, az miktarda su ile uzun
süre
idare eder. Üretimi, soğanların ayrılması veya tohum ile
yapılır. Küçük soğanların
anne soğandan ayrılması ,istirahat
evresinde yapılmalıdır. Nergiz Zambağı 18. Yüzyıl
başlarında kültüre alınmıştır. 1800 lü yıllarda
Avustralya’da üretilen ancak hangi bitki ile
çaprazlaştırıldığı bilinmiyen bir Amaryllis
belladonna hibritten; beyaz, krem, şeftali,
değişik tonda kırmızı renkli çiçekli bitkiler
üretilmiştir.
Bugün bu hibritler ile orjinal Nergiz
Zambağı bitkisi arasında çaprazlama ile yeni
hibritler üretilmektedir.
Peyzajda kullanımı:
Amaryllis belladonna
doğasında kayalar arasında, gruplar halinde
bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle kaya bahçelerinde,
gruplar oluşturularak kullanılmaktadır. Yer örtücüler
ile çalı grupları arasında, ara bitki (bordür) veya
karışık bordürlerde de kullanılmaktadır.
Nergiz Zambağı
düzenlemelerde, geniş saksılarda da kullanılabilir.
|
|
|
PEYZAJDA 4.
BOYUT - HAZİRAN 2015
|
|
Ceropegia cinsi, Afrika’nın tropik ve subtropik bölgelerinde bulunan 200 dolayında, sarmaşık veya çalı tipi bitkiyi kapsamaktadır. Bu cinste bulunan türler, genellikle sukkulent (etli yapraklı), her dem yeşil, yarı yaprak döken, çalı, tırmanıcı veya sarkıcı, çok yıllık bitkilerdir, ortak özelikleri yaprakları karşılıklı olarak dizilidir. Çiçekleri, değişik bir yapıdadır, bazen silindir şeklinde, içinde tohum bulunan meyvelere dönüşürler.
Ceropegia woodii, Ceropegia (Apocynaceae) cinsine ait sukkulent, her dem yeşil, bir türdür. Doğal olarak Güney Afrika ve Zimbabwe de bulunmakla birlikte, Kuzeyde Tanzanya’ya, batıda Atlantik Okyanusu, Kanarya Adalarına kadar uzanmaktadır. Madagaskar Adasında da bulunmaktadır. Bazı müellifler tarafından Ceropegia linearis’in bir alt türü olarak C. linearis subsp. woodii, olarak adlandırılmaktadır. İngilizler tarafından Kalplerin Zinciri olarak adlandırılmıştır, Türkiye’de Kalp Kalbe Karşı adı ile bilinmektedi.
Cins adı Ceropegia Linneaus tarafından verilmiştir. Çiçeklerinin, içinden mum çıkan kaynağa benzetilmesinden dolayı Yunanca keros (balmumu) ve pege (kaynak) kelimelerinden oluşturulmuştur. Tür adı ise, Afrika bitkilerini toplayan John Medley Wood’a atfen verilmiştir.
Kalp Kalbe Karşı kaudisiform (gövdenin alt kısmı ve kök üst kısmı su depolamak için genişlemiştir) bir bitkidir. Bitki yaşlanınca, gövdenin alt kısmı odunlaşmaktadır. Her dem yeşil, çok yıllık, rizomlu bir bitkidir, uzayan gövdeleri 1 m veya daha uzağa kadar gitmektedir. Karşılıklı dizilen kalp şeklindeki yaprakları 1-2 cm genişlik ve uzunluktadır.
İlk bakışta yapraklar, şekil ve renk bakımından, siklamen yaprağına benzemektedir. Yaprakların üst kısmı, üzeri lekeli gümüşi renkte, altları ise yeşil veya mordur.
Ceropegia woodii en fazla yaz ve sonbaharda çiçek açmaktadır, ancak yıl boyu tek tük çiçekleri dikkati çeker. 2 cm uzunluğundaki çiçekler, pembe, mor renkte tubuler ve lantern şeklindedir. Çiçeklerin kenarları tüylüdür, içine giren böceklerin dışarı çıkması zordur, ancak böcek yiyen bitki değillerdir. Mor renkli, 5 petal tepede birleşirler ve bir kubbe oluştururlar, bu nedenle, çiçekleri ters döndürülmüş pembe bir vazoya benzemektedir.
Kalp Kalbe Karşı iyi drenajlı, kumlu toprağa gereksinim gösterir. Sulamalar arasında toprağın tam kuruması beklenmelidir, fazla sulama kök çürüklüğüne neden olur. Bitki kışın dinlenme devresine girer, yaprakları aşağı sarkabilir, bu devrede verilecek gübre de, aşırı su gibi çürümeye neden olur. Büyüme devresinde bitkiye, diğer bitkilere verilenin yarı oranında göbre verilmelidir. Fazla zararlısı yoktur, bazen unlu bit problem olabilir.
Ceropegia woodii çelikle, yaprak altlarında oluşan yumru köklerden veya tohumdan üretilebilir.
PEYZAJDA KULLANIMI: Kalp Kalbe Karşı soğuğa hassas bir bitkidir, bu nedenle ılıman iklim bölgelerinde yalnız, popüler bir saksı bitkisi olarak kullanılmaktadır. Askılı saksılarda, aşağı uzanan kalp şeklindeki karşılıklı yaprakları çok güzel ve değişik bir görüntü oluştururlar. Bitki sarmaşık gibi yukarı istikamette de sardırılabilir. Ceropegia woodii minumum derecenin 10°C olduğu, tropik ve subtropiklerde, dış mekân bitkisi olarak kullanılabilir. Dış mekânda, yarı gölge bir alan tercih edilmelidir. Kuraklığa dayanıklı olduğundan kurak (xeriscaping) peyzajda kullanılabilir.
|
PEYZAJDA 4.
BOYUT - MAYIS 2015 |
Clerodendrum
cinsi, Verbenaceae ailesine aittir. Bu
cins 400 kadar, yaprak döken veya dökmeyen ağaç, çalı ve
sarmaşıkları kapsar. Tüm bireyler tropik ve subtropik
ormanlarda, özellikle, Asya ve Afrika da bulunurlar.
Clerodendrum thomsoniae,
Clerodendrum cinsine ait, çiçek açan bir
sarmaşıktır. Doğal olarak Tropik Batı Afrika’da,
Kameron’dan, batıda Senegal’e kadar uzanan bölgede
bulunur.
Tür adı, Nijerya’da misyonerlik ve hekimlik yapan Dr.
William C. Thompson’ a atfen verilmiştir. 19. Yüzyıl
ortalarında bitki “Güzel Çalı” adıyla İngiltere ve
Avrupa’da popüler olmuştur. Kırmızı beyaz, çarpıcı
çiçekleri nedeni ile süs bitkisi olarak
yetiştirilmektedir. Ilıman bölgelerde, korunaklı bir
alana dikilmeli ve dondan korunmalıdır.
Kanayan Kalp
her dem yeşil, 5 metreye kadar uzayabilen tropik bir
sarmaşıktır. Tırmanıcı olmasına karşın, yapışkan tüyleri
veya kökleri yoktur, bulduğu dal veya cisimler üzerine,
sarılma hareketi ile tutunmaktadır. Oval veya oblang,
koyu yeşil yaprakları 8-12 cm uzunluktadır. Bitki kış
aylarında yapraklarının bir kısmını dökmektedir.
Çiçeklenme genellikle Nisan-Kasım aylarında olmaktadır,
uygun şartlarda kışın da çiçek açmaktadır. Çiçekleri,
yaprakların çıktığı, dalcıklar üzerinde 8-20 adet olarak
oluşmaktadır. Her çiçek 2,5 cm çapında, beyaz veya hafif
pembemsi 5 adet sepal ve 1,5 cm uzunluk ve çapında, 5
adet, alev kırmızısı renkte korolladan oluşmaktadır.
Clerodendrum thomsoniae
zengin, kumlu ve devamlı nemli toprağı tercih eder.
Beslenmeye iyi yanıt verir, bol çiçeklenmesi için normal
gübre yanında, fazladan kalsiyum verilmesi uygundur. İç
mekânda yetiştirildiğinde, kışın dinlenme periyodu
bulunduğundan, bitki serin bir yere alınmalı, ilkbahara
kadar su azaltılmalı ve gübre verilmemelidir. Çiçeklenme
yeni sürgünlerde oluşmaktadır, bu nedenle budaması kış
sonu veya ilkbahar başında yapılmalıdır.
Kanayan Kalp
bol su isteyen bir bitkidir, erişkin bir bitki, büyüme
periyodunda haftada birkaç litre suya gereksinim
göstermektedir. Bol ışık gereksinimi vardır, ancak yarı
gölgede de yetişebilir. En iyi ışık ortamı, gündüz
güneşi ve öğleden sonra yarı gölge bir yerdir. Çok
gösterişli beyaz sepal ve koyu kırmızı korollaları ile,
yoldan geçenleri durduracak bir güzelliğe sahiptir.
Tutunması için desteğe gereksinimi vardır.
Clerodendrum thomsoniae’nin
üretimi, alttan verdiği kardeşlerin ayrılması, yarı
olgun tepe sürgünlerinden yapılan çelikler ile yapılır.
En çabuk üretim, kışın alınan kök çelikleri ile yapılır.
Peyzajda Kullanımı:
Tropik bölgeler dışında,
Kanayan Kalp
genel olarak saksı bitkisi olarak yetiştirilmektedir,
4 °C altında koruma gereklidir. Bitki budama ile çalı
şeklinde terbiye edilebilmektedir. Diğer sarmaşıklar
gibi, etrafına kontrolsüz büyüme özelliği yoktur, bu
nedenle kapı girişi arklarında veya fens şeklinde
saksılarda büyütülebilir. Ancak duvar örtme veya bir
alanı kapatma özelliğinin fazla olmadığı bilinmelidir.
Clerodendrum thomsoniae dünyanın en güzel
çiçekleri arasındadır. |
PEYZAJDA 4.
BOYUT - NİSAN 2015 |
Yukka’lar
Asparagaceae-kuşkonmaz (eski sınıflandırmada agavaceae)
ailesine aittir. 40 kadar tür ve 30 kadar alt
tür-kültürü içeren Yukka’ların tümü Amerika kıtasında
bulunmaktadır. Her dem yeşil, çok yıllık, kurakçıl
bitkilerdir, çalı veya ağaç formunda olabilirler. Tropik
ve subtropik iklim kuşağında yer almalarına karşın,
birçok Yukka türü -30°C soğuğa dayanabilmektedir.
Kılıç şeklindeki yaprakları, yoğun veya gevşek rozetler
oluştururlar. Çan şeklindeki çiçekleri, uzun sap
üzerinde salkım şeklinde dizilidir, bu nedenle Türkçede
Avize Çiçekleri olarak tanınırlar.
Yucca gloriosa
Kuşkonmazlar ailesinde bulunan Yukka’ların bir türüdür.
Doğal olarak Güney-doğu ABD nin subtropikal
bölgelerinde,
Virginia
and
Kuzey Carolina’dan
Florida
ve
Alabama’ya kadar olan coğrafyada
bulunmaktadır.
Bitki genelde sahilde, kumullar üzerinde bulunur, çok
defa
bir varyetesi ve
Yucca aloifolia ile birliktedir.
Yucca gloriosa’
nın bu varyetesine
Yucca gloriosa
var. tristis
adı verilmiştir. Bu varyetenin yaprakları, Yucca
gloriosa ya göre daha yumuşak, aşağıya sarkık ve
enlidir.
Yumuşak Yapraklı Avize
her dem yeşil bir çalıdır, 4 metre boya kadar
uzayabilir.
Kısa gövde üzerinde genellikle dallanma gösterir,
zamanla gövdenin alt kısmı kalınlaşır. 3-4 cm
genişlikte,
30–50 cm
uzunlukta olan ince yaprakları, serttir, yukarı doğru
uzanırlar. Yapraklar koyu yeşildir, genelde kenarları
pürüzsüzdür, bazen hafif dişlenmeler gösterirler, yaprak
ucunda kahverengi bir diken bulunur. 250 cm uzunluğunda
çiçek sapı üzerinde, salkım halinde, çan şeklinde beyaz
çiçekleri vardır, bazen beyaz çiçekler etrafında mor
veya kırmızı çizgiler bulunur. Meyveleri 8 cm
uzunluğunda hafif ovaldir.
Yucca gloriosa
subtropikal ve ılıman iklim bölgelerinde, peyzajda çok
kullanılan bitkilerdendir. Bitkinin fazla su gereksinimi
yoktur, bozulan yapraklarının zaman zaman kesilmesi
dışında özel bir bakım gerektirmez. Soğuğa çok
dayanıklıdır, -20 °C de yaprakları bozulmamaktadır.
Ancak soğukta, devamlı su içinde kalması veya kar ile
kaplanması, bitkinin hastalanması ve çürümesine neden
olabilir. Yaprak uçlarındaki dikenleri, doğada sıklıkla
beraber bulunduğu, benzeri Yucca aloifolia’ya
göre daha az batıcı, yaprakları da daha yumuşaktır, bu
nedenle
Yumuşak Yapraklı Avize
adı verilmiştir.
Yucca gloriosa
kumlu, iyi drenajlı toprakları sever, sıcak, bol güneş
de istekleri arasındadır, bununla birlikte gölgeye
dayanıklıdır. Üretimi tohumla, kardeşlerin ayrılması
veya gövde çelikleri ile yapılır. Yerine alışan bitkiler
kuraklığa olduğu kadar, deniz suyu ile temasa da çok
dayanıklıdır. Bitkiler bulundukları yere göre her yıl
çiçek açmayabilir, çiçek açmaları için sıcak yaz ayları
gereklidir. Birçok diğer yukka türlerinin aksine,
çiçeklerini ilkbaharda değil, yaz sonu veya sonbaharda
açarlar. Çiçeklerin kokusu özellikle akşam saatlerinde
duyulur. Doğal olarak bulundukları ortamda bulunan, bir
güve tarafından tozlaşma sağlanmaktadır. Türkiye’de bu
kelebek bulunmadığından, meyve oluşumu için suni
döllenme gerekmektedir. Kültürde birçok varyetesi
üretilmiştir, en bilinenlerden biri alacalı yapraklı,
Yucca gloriosa variegata’dır.
Yucca gloriosa
yaprakları, temasta alerjik reaksiyona neden olabilir.
Yaprak ucundaki diken de cilde zarar verebilir.
Peyzajda kullanımı:
Kurak bahçe düzenlemeleri için ideal bitkilerdendir.
Bahçe ve saksılarda vurgu bitkisi olarak kullanılabilir.
Soğuğa çok dayanıklı olduğu için, soğuk iklim
bölgelerinde, tropikal vurgu yaratmak için seçilecek
bitkilerdendir. Kaya bahçeleri için de hem sıcak hem de
soğuk yörelerde uygun bir bitkidir. Saksı bitkisi
olarak, Yukka’lar arasında, yapraklarının daha yumuşak
ve dikeninin daha az batıcı olması nedeni ile tercih
edilir. |
PEYZAJDA 4.
BOYUT - MART 2015 |
Yukka’lar
Asparagaceae-kuşkonmaz (eski sınıflandırmada agavaceae)
ailesine aittir. 40 kadar tür ve 30 kadar alt
tür-kültürü içeren Yukka’ların tümü Amerika kıtasına
aittir. Her dem yeşil, çok yıllık kurakçıl bitkilerdir,
çalı veya ağaç formunda olabilirler. Tropik ve subtropik
iklim kuşağında yer almalarına karşın, birçok Yukka türü
-30°C soğuğa dayanabilmektedir. Kılıç şeklindeki
yaprakları, yoğun veya gevşek rozetler oluştururlar. Çan
şeklindeki çiçekleri, uzun sap üzerinde salkım şeklinde
dizilidir, bu nedenle Türkçede Avize Çiçekleri
olarak tanınırlar.
Yucca baccata
Güney batı ABD (Kaliforniya,
Nevada, Arizona, Kolorado, Yeni Meksika, Teksas, Utah)
ve Meksika
kökenlidir. Kolombiya’da da doğal olarak bulunmaktadır. Yuck-ka Karayip’lerde
Kassava “Yucca gloriosa” bitkisine verilen
addır. Baccata Latince meyveli demektir, bitkinin
büyük meyvelerine atfen verilmiştir. İngilizce de bitki
büyük meyvelerinden dolayı, Muz Yukkası olarak da
adlandırılmıştır. Yağmurun bol olduğu yıllarda, toplu
olarak bulunan bitkilerin açan çiçekleri, kar-beyaz
kandillere benzediğinden Peygamber Avizesi olarak
da adlandırılmıştır.
Yucca baccata 40-100 cm
uzunluğunda, 3-5 cm genişliğinde, gri-yeşil yaprakları,
kısa veya gözükmeyen gövdesi ile kolaylıkla tanınır.
Çiçeklenmesi ilkbahardadır, Mart ayında başlayıp Temmuz
ayına kadar devam eder. Muz Yukka’sı diğer birçok
bitki ve Yukka’ya göre, daha kısa bir yaşam süresine
sahiptir, büyümesi de fazla hızlı değildir. Bitki
150-200 cm boy ve yandan verdiği gövdeler ile 500 cm
genişliğe erişebilir.
Yucca baccata
tek veya grup oluşturan birçok gövdeye sahip olabilir.
Yapraklar spiral olarak kısa gövdenin etrafında
dizilidir, bitkinin üzerinde geçmiş yıllara ait çok
sayıda yeşil yaprak bulunmaktadır. Yaprak kenarında
bulunan beyaz, ucu kıvrık lifler, dikkati çeker. Çiçek
sapı 80-120 cm uzunluktadır, yaprakların üzerine uzanır.
İlkbaharda açan, krem beyazı, çan şeklindeki çiçekleri,
salkım şeklindedir. Her çiçek 6 tepal ve dişi organcık
ucunda 3 loblu sitigma içerir. Meyveler 10-20cm uzunluğa
erişir ve etlidirler. Meyvenin ortasında siyah renkli
tohumlar oluşur.
Muz Yukka’sı
-29°C soğuğa dayanmaktadır. Tam güneşi tercih etmekle
birlikte, yarı gölgede de olabilir. Fazla bakıma
gereksinim göstermez, susuzluğa çok dayanıklıdır.
Üretimi tohum veya yandan verdiği gövdelerin ayrılması
ile yapılır.
Güney batı ABD yerlileri
Muz Yukka’yı yemek olarak kullanmaktadır. Etli
meyveleri taze yenildiği gibi, kurutulup kış için
saklanmaktadır. Çiçek sürgünleri, kuşkonmaz gibi
tazeyken yenilmektedir. Yukka yaprağının liflerinden ip
yapılmaktadır. İp, balık ağı, kemer, paspas, giysi, ip
merdiven ve sepet yapımında kullanılmaktadır. Kökleri
saponinden zengindir, sabun olarak temizlikte
kullanılmaktadır.
Gece uçan Yukka güvesi
ile Yukka bitkileri arasında bir ilişki vardır. Değişik
Yukka türlerinin her birinin ayrı tür güvesi
bulunmaktadır. Bu güveler erkek tozlarını (polenleri)
bir top haline getirirler ve bitkiden bitkiye taşırlar.
Bu şekilde çiçek tozlaşmasını sağlarlar, dişi güve de
yumurtalarını, bitkinin yumurtalığına bırakır.
PEYZAJDA KULLANIMI:
Yucca baccata
kurak bahçe düzenlemelerinde,
kaya bahçelerinde
ve kurak meyilli alanlarda tercih edilmektedir.
Son yıllarda tüm dünyada, Yukka’ların alış veriş
merkezleri etrafındaki park yerlerinde, restoran
çevrelerinde ve ev bahçelerinde kullanımı artmıştır. |
PEYZAJDA 4.
BOYUT - ŞUBAT 2015 |
Yukka’lar
asparagaceae (Kuşkonmaz) ailesine aittir. 40 kadar tür
ve 30 kadar alt tür-kültürü içeren Yukka’ların tümü
Amerika kıtasında bulunurlar. Her dem yeşil, çok yıllık
kurakçıl bitkilerdir, çalı veya ağaç formunda
olabilirler. Tropik ve subtropik iklim kuşağında yer
almalarına karşın, birçok Yukka türü -30°C soğuğa
dayanabilmektedir. Çan şeklindeki çiçekleri, uzun sap
üzerinde salkım şeklinde dizilidir, bu nedenle Türkçede
Avize Çiçekleri olarak tanınırlar.
Yucca guatemalensis
Doğal olarak Meksika’nın doğusunda, Belize, Costa Rica,
El Salvador,
Guatemala,
Honduras,
Nikaragua’da
bulunan bir Yukka türüdür.
Birçok yukkanın aksine, yaprak uçlarında sivri dikenleri
bulunmaz, bu nedenle Dikensiz Yukka veya
Yumuşak Yapraklı Yukka adı verilmiştir. Ülkemizde
yanlış bir tanımlama olarak İç Mekan Yukkası da
denilmektedir. Bitki yaşlandıkça, gövde kalınlaşır, kaba
bir yapı alır, toprağa birleştiği yerde genişler,
görünüşü nedeni ile Fil Ayaklı Yukka olarak da
tanınır. Genişleyen tabandan çok defa yeni sürgünler
çıkar.
Yucca
guatemalensis
8-10 metre yüksekliğe ve alttan verdiği yeni gövdeler
ile 5 metre genişliğe ulaşabilir. Genelde tek ve kalın
bir gövdesi vardır, ancak alttaki geniş gövde kısmından
yeni gövdeler çıkarak yukarı uzanabilir. Bazen çiçek
açtıktan sonra gövde üst kısmında 2-3 dallanma
gösterebilir, bu takdirde güzel bir çatı oluşturur. 100
cm boya ve 7 cm genişliğe ulaşabilen, parlak yeşil
yaprakları diğer Yukka’lara göre yumuşaktır, uçlarında
dikenleri yoktur, yaprak kenarları çok ince dişlenme
gösterir. Çiçekleri diğer Yukka’larda olduğu gibi beyaz
renkte ve çan şeklindedir, bitkinin boyunu aşan uzan sap
üzerinde avize şeklinde dizilmişlerdir. Beyaz çiçekler
zamanla, 2,5 cm ye ulaşan kahverengi meyvelere
dönüşürler. Çiçek petalleri yenilebilir.
Fil
Ayaklı Yukka
değişik topraklarda gelişebilir, ancak drenajı iyi
toprakları tercih eder, kuraklığa dayanıklıdır.
Genç bitkiler iç mekânda da kullanılmaktadır. Deniz
suyuna ve tuzluğa orta derecede dayanıklıdır. Aşırı
sulandığında kök çürümesi oluşabilir. Küf mantarı,
bitkinin görünüşünü bozmakla birlikte, ciddi bir sorun
yaratmaz. Üretim yandan çıkan sürgünlerin ayrılması,
çelik veya tohum ile yapılır.
Yucca guatemalensis
'Silver Star',
Yucca guatemalensis
‘Jevel' iyi tanınan ve tercih edilen
variegata yapraklı türleridir.
Yucca guatemalensis,
birçok kaynağın yanlış bilgilendirmesine karşın, dona
oldukça dayanıklıdır, en az
-8 °C dayandığı tarafımızdan gözlenmiştir.
Peyzajda kullanımı:
Yucca guatemalensis en büyük Yukka’lardan
biridir. Binaların yanında veya yürüme yollarının
kenarlarında çevreleyici eleman olarak sıklıkla
kullanılır. Geniş alan peyzajında seçilecek bir bitkidir
ancak küçük bir bahçe için, ileride çok büyüyeceği
düşünüldüğünde uygun değildir.
Fil Ayaklı Yukka
diğer birçok Yukka gibi sivri dikenleri olmadığından,
sivri dikenli Yukka’ların kullanılamadığı ortamlarda
kolaylıkla uygulanmaktadır. Genç bitkiler saksı içinde
iç mekanda kullanılmaktadır. Son yıllarda alışveriş
merkezlerinde, büyük saksılar içinde kullanımı
artmıştır. Bu güzel ve tropikal görünümlü Yukka, kaktüs
ve sukkulent bahçelerinde veya büyük kaya bahçelerinde
rahatlıkla kullanılabilir. |
PEYZAJDA 4.
BOYUT - OCAK 2015 |
Aspidistra
cinsi
Liliaceae
ailesine ait olup, varyeteleri ile birlikte 30 a yakın
türü içerir. Bu yavaş büyüyen herdem yeşil, rizomlu,
gövdesiz, çok yıllık bitkilerin ana vatanı Doğu
Asya’dır. Yapraklarının kenarları düzgündür, damarları
paralel olarak yaprak ucuna doğru uzanır.
Aspidistra cinsinin tanınan en önemli üyesi
Aspidistra
elatior
dur, doğal olarak Taiwan ve Güney Japon adalarında
bulunmaktadır. Elatior Latince büyük, dolgun, yüksek
anlamındadır,
elat
(daha fazla) bunu vurgulamak için, bitkinin yapraklarına
atfen kullanılmıştır.
Kültür bitkileri arasında iyi tanınan, Aspidistra
elatior’a
İngilizcede Cast Iron Plant
(Pik Döküm Bitkisi)
denilmektedir. Bu ad, bitkinin fazla bakıma gereksinimi
olmamasından dolayı verilmiştir.
Aspidistra
az ışık, az nemli ortamlara, soğuk sıcak
dalgalanmalarına ve düzensiz sulamaya dayanıklıdır.
Direkt güneş ışınlarından korunmalıdır, yapraklarında
yanma meydana gelebilir. İyi drenajlı ortam, en iyi
şekilde gelişmesi ve kök çürüklüğünün önlenmesi
bakımından idealdir.
Aspidistra elatior
doğasında bir orman altı bitkisidir, 60 cm boya ve
oluşturduğu kardeşler ile 60 cm çapa erişebilir. Toprak
altında bulunan rizomlardan çıkan, uzun, koyu yeşil,
sert yaprakları, yaprak sapı (petiole) ile birlikte
40-60 cm e ulaşır, yaprak eni ise 12-15 cm dir. Yaprak
saplarının toprak ile birleştiği, alt kısmından çıkan 8
yaprakçıklı, krem renkli çiçeklerinin, orta kısmı
vişneçürüğü renktedir. İlkbahar sonu ve yaz başında açan
çiçekler, toprak seviyesinde ve yaprakların altında
kaldıklarından çok defa dikkatten kaçarlar.
Aspidistra
sıklıkla ev bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Ancak
sıcaklığın -5°C altına düşmediği yerlerde, dış mekanda,
gölge bitkisi olarak kullanılmaya çok uygundur.
Özellikle dayanıklılığı, yüksek sıcaklığa, gölgeye,
kuraklığa ve fakir topraklara dayanıklılığı nedeni ile
seçkin bir bitkidir.
Aspidistra elatior
iyi direnaj sağlandığı takdirde her çeşit toprak
ortamına dayanır. Tutunma devrinden sonra susuzluğa da
dayanıklıdır. Tuzluluğa orta derecede dayanıklıdır.
Her büyüklükteki Aspidistra’lar kolaylıkla
başka bir yere taşınabilir, rizom şeklinde taşındığı
takdirde bile yeniden sürer. Çok az ışık alan veya
aydınlatılan yerlerde, yaşayabilse bile, büyümesi çok
yavaştır. Direkt güneş almayan pencere içi gibi bir
ortamda, büyümesi çok daha hızlıdır.
Aspidistra elatior’un
üretimi, ilkbaharda yaşlı bitki altında bulunan
rizomların ayrılması ile yapılır. Her rizom en az iki
yaprak içermelidir, çıkarılan rizomlar saksılara
dikilirler. Aspidistra yaprakları zehirli
değildir ve kesildikten sonra son derecede
dayanıklıdırlar. Buket düzenlemelerinde, güzel bir dolgu
elamanı olarak kullanılırlar. Kesme çiçekçilikte
yapraklar makasla saplarının altından kesildikten sonra,
onlu demetler yapılarak pazara gönderilmektedir. Vazo
ömrü uzun olduğundan, düzenlemelerde bir ay veya daha
uzun süre kalmaktadırlar.
Birçok kültürü bulunmaktadır, en fazla tanınanı
A. elatior 'variegata'
alacalı yapraklıdır, koyu yeşil yapraklarının üzerinde,
açık yeşil ve beyaz çizgiler bulunur.
Peyzajda kullanımı:
Aspidistra elatior
az ışığa gereksinim gösterdiğinden, gölge bahçelerde yer
örtücü olarak sıklıkla kullanılır. Tam güneş altında
kullanılmamalıdır, fakat kuraklığa dayanıklıdır ve
üzerindeki ağaçların köklerinden rahatsız olmazlar.
Aspidistra
grup halinde vurgu bitkisi, sınırlandırıcı bitki veya
saksı bitkisi olarak da kullanılmaktadır. Bozulan
yapraklar belli aralıklarla kesilip çıkarılmalıdır.
Peyzajda yer örtücü olarak kullanılacaksa, ilk dikim
sırasında, bitkiler 30-50 cm aralıklarla dikilirler. |
Sayfa Başı
|
|