PEYZAJDA
4. BOYUT - ARALIK 2011 |
|
İmperata cinsi, çok yıllık, rizomlu, orta-derecede dona dayanıklı,
silindirik gövdeye sahip, 6 türden oluşmaktadır.
Poaceae (buğdaygiller) ailesindendir. İmperata
türleri, Doğu ve Güney Asya’dan Avustralya’ya kadar
olan geniş bir alanda doğal olarak bulunmaktadırlar.
Ilıman sıcak iklimden tropik iklime kadar olan
alanda yaşamaktadırlar.
İMPERATA
CYLİNDRİCA “RUBRA”
(İMPERATA CYLİNDRİCA “RED BARON”) - JAPON KAN OTU
JAPON KAN OTU
İmperata cinsine aittir. Bitkinin dik duran, sivri
uçlu, ince uzun yaprakları, güneş altında kırmızı
renge döner. Bu neden ile Kan Otu olarak
adlandırılmıştır.
Kan otu
bitkisinin yaprakları 50 cm’e kadar uzar, zamanla 30
cm'ye kadar çap oluşturur. Bitki tam güneşli veya
yarı gölge olan alanlarda sorunsuz bir şekilde
yaşama özelliğine sahiptir. —20°C’ye kadar dayanır.
Nemli fakat drenajı iyi olan, humusca zengin
topraklarda yaşamayı tercih eder. Kışın soğuk
iklimlerde, özellikle genç bitkiler için malçlama
yapılarak önlem alınmalıdır.
İmperata
cylindrica “Rubra”
bitkisinin çiçekleri
gösterişli değildir. Genelde yaz sonunda uzun saplar
üzerinde küçük, gümüşi renkte çiçekler görülür.
Üretimi ilkbaharda rizom köklerin ayrılması ile
yapılır. Soğuk iklim bölgelerinde, sonbahar sonu,
yapraklar toprak seviyesinden kesilerek malçlama
yapılabilir. Kan otu bitkisinin yapraklarının
alt kısmı yeşil kalırken, üst 2/3’ü kızararak kan
kırmızısı renk alır. Yaz başından sonbahar sonuna
kadar kızaran yaprakların, kırmızı-yeşil iki renkli
görünümü ilgi çekicidir.
Peyzajda kullanımı:
İmperata cylindrica “Rubra”
yeşil,
mavi veya gümüş rengi bitkilerle kullanıldığında
güzel bir zıtlık sağlar. Otsu
bitkilerden,
Carex morrowii variegata,
Festuca ovina glauca,
Stipa tenuissima,
Setaria palmefolia,
Scirpus cernuus ile birlikte
kullanılabilir. Ayrıca uzun otsulardan, Phormium,
Penisetum, Miscanthus, Cortaderia, Cymbopogon türü
bitkilerin önünde ikinci bir kademe oluşturulduğu
takdirde, güzel bir görünüm sağlar. Bahçelerde,
özellikle kaya bahçelerinde, soliter
kullanıldığında, görsel efektin daha etkili olması
için grup halinde dikilmelidir. Kapta kullanımında,
geniş yuvarlak veya uzun dikdörtgen saksılar tercih
edilmelidir. Lokanta, pastane, alışveriş merkezi
gibi mekânlarda, yönlendirme ve separasyon için
yerde veya uzun saklılarda kullanımı uygundur. |
PEYZAJDA
4. BOYUT - KASIM 2011 |
|
Lotus cinsi, tek veya
çok yıllık yaprak döken veya dökmeyen, dünyanın her
tarafına dağılmış 150 kadar türden oluşmaktadır.
Cinsin bazı üyeleri dona dayanıklı, diğerleri ise
dayanıksızdır.
Lotus berthelotti
lotus cinsine aittir. Papağan Gagası Çiçeği,
Kanarya Adalarına özgü (endemik) bir bitkidir. Bu
gün muhtemelen doğadan kaybolmuştur ya da birkaç
örneği kalmıştır. Lotus berthelotti
sürünücü veya tırmanıcı bir yapıya sahiptir.
Yaprakları 3–5 adet silindir şeklinde yaprakçığa
bölünmüştür. Her yaprakçık 1–2 cm uzunluğunda 1-2 mm
genişliğinde, ince gümüş rengi kıllarla kaplıdır.
Papağan Gagasının,
portakal kırmızısı veya kırmızı renkte, bezelye
çiçeği
şeklindeki çiçekleri, sarı lekeler içerir,
uzunlukları 4–5 cm,
genişlikleri 5–8 mm kadardır. Bütün yaz çiçek
açarsa da en fazla çiçeklenme ilkbahar sonu, yaz
başı olmaktadır. 20 cm yüksekliğe kadar büyür ancak
sarmaşık gibi kullanılacak veya
aşağı sarkıtılacaksa 60- 80 cm’ ye kadar uzar.
Lotus berthelotti ve diğer bazı Kanarya Adasının
endemik çiçek türlerinin çiçek yapısı arı kuşunun
tozlaşmasına uygundur. Arı kuşlarının
kaybolmasıyla bu bitkilerin tozlaşmasının kesintiye
uğramasının, tohum yapımı ve bitkinin doğadan
kaybolmasına neden olduğu düşünülmüştür. Ancak son
çalışmalar bu bitkilerin arı kuşu dışında diğer
kuşlar tarafından da döllenebileceğini göstermiştir.
Papağan Gagası
bugün süs bitkisi olarak geniş çapta
üretilmektedir.
Peyzajda, gümüş renkli yaprak rengi ve gösterişli
kırmızı çiçekleri nedeniyle bahçe ve parklarda süs
bitkisi olarak kullanıldığı gibi özellikle
kurak bahçelerde ve yamaçların örtülmesi için uygun
bir bitkidir. Saksıda yetiştirilmek içinde uygundur.
-6°C altında
soğuk tehlikesi olan yörelerde, sera içinde
yetiştirilmesi veya kışın sıcak bir ortama alınması
uygundur. Yer örtücü olarak kullanıldığı takdirde
bitkiler 50–60 cm ara ile dikilmelidir. Bitkinin
altın portakal rengi çiçekli bir varyetesi de
üretilmiştir. |
PEYZAJDA
4. BOYUT - EKİM 2011 |
|
Cestrum nocturnum
her dem yeşil bir çalıdır, vatanı Meksika, Orta
Amerika, Batı Hint Adaları ve Küba’dır. Melisa,
Gece Kokan Yasemin olarak adlandırılsa da
yasemin ailesiyle bir ilgisi yoktur. Biber ve
domatesinde dâhil olduğu solanaceae ailesine aittir.
Cestrum nocturnum
hızlı büyüyen bir bitkidir, 2–3 m
yüksekliğe ve 1–2 m çapa kadar erişebilir.
Melisa genelde alttan dallanır, dallar uzun
silindirik ve yana sarkmış olarak görülür. Salkım
şeklindeki soluk yeşil beyaz renkteki çiçekleri
genelde yaz sonu ve sonbaharda açarlar. Gece hoş ve
bayıltıcı bir koku çıkarırlar. Ancak gündüz kokuları
duyulmaz. Çiçeklenmeden sonra oluşan küçük yeşil
meyvecikler büyüyerek, kış başında 8–10 mm çapında
fildişi renginde meyveye dönüşürler. Yenildiği
takdirde Melisa’nın tüm kısımları zehirlidir.
Cestrum nocturnum’un
üretimi, tohumdan veya çelikten yapılır. Dona
dayanıklı değildir, kısa süreli -4˚ derece soğuğa
dayanır. Daha düşük derecelerde ölüm tehlikesi
vardır.
Peyzajda
özellikle açık alanlarda, gece kokusunun
duyulmasının istendiği restoranlar, sahil dinlenme
yerleri, otel, tatil köyü gibi mekânlarda tercih
edilir. Soliter veya grup halinde kullanılır.
Melisanın keskin parfüm kokusunun, bazı
kimselerde alerji yapabileceği düşünülerek iç
mekânda kullanılmaması ve insanlara çok yakın
bulundurulmaması gerekir. |
PEYZAJDA
4. BOYUT - EYLÜL 2011 |
|
Musela lasiocarpa
ılıman ve soğuk bölgelerde tropik efekt yaratmak
için kullanılabilecek gösterişli bir bitkidir.
Musaceae ailesine ait olmakla birlikte, hakiki bir
muz değildir. Muzlarla akrabadır ancak daha
küçüktür. Altın Lotus, lotus çiçeğine benzer,
büyük gösterişli mumsu sarı renkli çiçek açar,
çiçek süresi altı aya kadar uzamaktadır. Monokarpik
bir bitkidir, çiçek açtıktan sonra anne ölür, bu
arada etraftan kardeşlenme göstermektedir.
Musella lasiocarpa
Çin’in Yunan eyaletinde 2800 metre yüksekliğe
kadar yetişmektedir. Yunan’da Musella ile ilgili
çalışan botanikçilere göre, doğal alanlarda yok
olmuştur ancak Yunan ve Sicuan yörelerinde çiftçiler
tarafından kültürü yapılmaktadır.
Musella lasiocarpa’nın çiçeği Altın Lotus olarak
bilinir ve yöredeki Budistler tarafından kutsal
olarak kabul edilir.
Altın
Lotus’un
boyu l,5 metreyi geçmemektedir. Boyun yarısı konik
biçimdeki yalancı gövdeye aittir, diğer yarısını
ise hafif gri-yeşil geniş yapraklar oluşturur.
Mavimsi yeşil yapraklar oldukça serttir, kenarları
kırmızımsı kahverengi görünümlüdür. Genç bitkiler
bile rizomlarından birçok kardeşlenme gösterirler.
Tohumdan yetişen
bitkiler genelde ikinci veya üçüncü yılda çiçek
açarlar. Çiçek uzadıkça braktelerin altında küçük
muzlar oluşabilir. Ancak buna her zaman
rastlanmamaktadır. Meyveleri yenilmez 5 cm
uzunluğundaki muzların her biri onlarca küçük parlak
kahverengi-siyah tohum içerir. Üretim yapılacak
tohumların +4° C de soğuklamaya (6 hafta kadar) tabi
tutulması gerekir. Soğuklama devresi geçiren
tohumlar kolaylıkla çimlenir ve hızlı büyürler.
Musella lasiocarpa,
güneş altında, gübreli toprakta yetiştirilmeli ve
iyi sulanmalıdır.. Tropik iklim bölgesine uygun
olduğu gibi, ılıman bölgelerde de rahatlıkla
kullanılabilecek bir bitkidir. Yaprakları -2 °C
soğuğa dayanmamakla birlikte, rizomları dona
dayanıklıdır. -10 °C ye kadar dayandığı rapor
edilmiştir.
Peyzajda kullanımı:
Çiçek tarhlarında vurgu bitkisi olarak
kullanılabilir. Büyük muz ağaçları ile yer
örtücülerinin arasında, ara bordür bitkisi olarak
tercih edilebilir. Ayrıca tek başına gruplar halinde
kullanıldığında da güzel bir görünüm oluşturur.
Ankara gibi dış şartlarda yaşama olanağı olmadığı
durumlarda Altın Lotus, saksı içinde
yetiştirilmelidir. Kışın içeri alınmalı veya kış
bahçesine konulmalıdır. |
PEYZAJDA
4. BOYUT - AĞUSTOS 2011 |
|
Clerodendrum’
lar verbenaceae alilesinden 400 dolayında cinsi
kaplar. Ağaç, çalı veya sarmaşık türünde
olabilirler. Özellikle Afrika ve Asya’nın tropik ve
sup tropik bölgelerinde ormanlık alanlarında
bulunurlar. Güzel çiçekleri nedeniyle
yetiştirilirler.Yapraklar dal etrafında tek bir
noktadan veya karşılıklı çift olarak çıkar.Çalı
formundaki bitkiler sıcak bir ortama gereksinim
gösterirler.Sarmaşık olanlar bir pergolaya veya
yukarıya uzanmaları için bir desteğe gerensinim
duyarlar.Don olabilecek yörelerde dona hassas türler
bahçeye dikilmemeli sera veya kış bahçesine
alınmalıdır.Gül Çiçekli Kısmet Ağacı yaprak
döken bir çalıdır köklerinden etrafına birçok
kardeşlenme gösterir.Vatanı Çin ve Kuzey Hindistan’
dır.Yayılıcı özelliği nedeniyle Güney Amerika
Meksika ve ABD’nin çeşitli eyaletlerinde doğaya
yerleşmiştir.Bitki 200 cm. kadar boylanır ve verdiği
kardeşlenme ile metrelerce uzaklığa
yayılabilir.Gövde fazla dallanma göstermez
karşılıklı çıkan oval yaprakları 20 cm. uzunluğa
erişirler,yaprak sapları uzundur ve yaprak
kenarlarının kaba dişli yapısı dikkati
çeker.Yaprakları ellendiği zaman hoş olmayan bir
kokusu duyulur.Gül rengi çiçekleri 20 cm. çapında
bir yumak oluşturur. Ufak çiçekler huni şeklinde ve
petale benzeyen beş loptan oluşmuştur. Çiçekler hoş
kokuludur. Yaz başından ilk dona kadar açar. Kışın
bitkinin dalları ve yaprakları dökülür yalnız uzun
gövdeleri kalır ve bitki ölü gibi gözükür. Üretimi
tepe ucundan yapılan çeliklerle veya kardeşlerin
ayrılıp dikilmesi ile yapılır.
Peyzaj
da kullanımı:
Çok iyi yayılıcı bir bitki olduğundan iyi
sınırlandırılmış parsellerde kullanılmalıdır. Nemli
bir toprak bitki için idealdir gölge veya güneş
altında bol çiçek açar, fazla bakım istemez.
Gösterişli çiçekleri nedeniyle peyzajda iyi
kullanımı olmasına karşın çok yayılıcı bir bitki
olduğu dikkatten kaçınılmalıdır. |
PEYZAJDA
4. BOYUT - TEMMUZ 2011 |
|
Polygala
dünyanın sıcak bölgelerinde bulunan 500 den fazla
türü kapsayan bir cinstir. Poligala adı Yunanca
polys:çok ve gala:süt kelimelerinin birleşmesinden
meydana gelmiştir. Bu cinsin bazı türlerinin, ağız
yolu ile alındığında, insan ve hayvanlarda süt
yapımını arttırması nedeni ile bu ad verilmiştir.
Polygala türlerinin büyük kısmı tek yıllık
veya çok yıllık, bazıları da çalı şeklindedir.
Bezelye benzeri çiçeklerinin iki en büyük sepali
(çanak yaprağı) gül pembesi renginde olup petale
(taç yaprak) benzerler ve kanat olarak
adlandırılırlar. Çiçek üst kısmı taç şeklinde olup
Poligala’lar için karakteristik görünümdedir.
Genel olarak Polygala’ lar iyi drenajlı bir
toprak güneş ya da yarı gölge ortama gereksinim
duyarlar. Saksıda büyütülmeye uygun bitkilerdir.
Ancak sık budama yapılarak uygun şekil ve boyda
tutulmalıdır. Kompakt bir form elde etmek için bitki
çiçek açtıktan sonra, uzayan dallar kesilerek
şekillendirilmelidir.
Polygala
virgata
Polygalacae ailesinin en güzel bitkilerinden
biridir. Parlak mor kırmızı kanatlı çiçekleri ile
herhangi bir bahçenin en göz alıcı öğelerindendir.
Ana vatanı Tropik ve Doğu Afrika olup Güney Afrika
Cumhuriyet’inin Natal, Transvaal ve Cape
eyaletlerine kadar uzanır. Güney Afrikada
Drakentsperg de 250 m. den 1800 m yüksekliğe kadar
rastlanmaktadır. Mor katırtırnağı her dem
yeşil, dik olarak yukarıya uzayan 2–2,5m.ye kadar
yükselebilen bir çalıdır. Bitki tek gövdeli olarak
çıkar yukarıda dallanır. 10 mm uzunluğundaki ince
yaprakları parlak koyu yeşil renkte. İnce dallardan
çıkan yapraklar dalcıkların üzerinde almaşık olarak
dizilidir. Genelde çiçek açmadan önce dökülürler.
Koyu pembe-mor çiçekleri dalcıkların ucunda salkım
şeklinde görülürler. Uzaktan bakıldığında çiçekler
baklagillerin çiçeği gibi görünse de dikkat
edildiğinde farklıdır. Çiçekler yelken şeklinde
üzerinde koyu damarlar gösteren mor brakte (yaprak
benzeri yapı) ile sarılmıştır. Alt petal (taç
yaprak)ın üzerinde ince pembe renkli tüy gibi
yapıdadır. Diğer iki taç yaprak geniştir ve küçük
taç yaprağı bir bone gibi sarar. Çiçeklenme
Mart-Eylül arasındadır. Palmiye Merkezinde
Mayıs-Haziran aylarında genelde en çok çiçeklenme
görülmüştür. Parlak mor renkteki çiçekleri arılar,
kanatlı böcekler ve bambuza arıları için olukça
çekicidir. Meyvesi iki bölmeli, 6–8 mm uzunlunda
oval şeklindedir. İçinde küçük, siyah renkli
tohumları bulunur.
Üretimi
tohum veya çelik ile yapılabilmektedir. Bitki çok
yıllık olmakla birlikte uzun bir yaşam süresine
sahip değildir ancak ana bitki etrafında düşen
tohumlardan kendiliğinden çoğalmaktadır.
Polygala virgata;
hızlı büyüyen, dayanıklı bir çalıdır. Akdeniz iklim
bölgelerinde kolayca yetiştirilebilir. Bitki yerine
alıştıktan sonra kuralığa, rüzgâra ve hafif donlara
dayanıklıdır.
Peyzajda çok güzel ve toplu çiçekleri nedeniyle çalı
veya kaya bahçelerinde vurgu bitkisi olarak
kullanılabilmektedir. Ayrıca kısa boylu yer
örtücüler ve ağaçlar arasında geçiş bitkisi olarak
kullanılabilir. Yer örtücü ve mevsimlikler ile
farklı mekânları sınırlandırılmada da tercih
edilebilir. |
PEYZAJDA
4. BOYUT - HAZİRAN 2011 |
|
Polygala
dünyanın sıcak bölgelerinde bulunan 500 den fazla
türü kapsayan bir cinstir. Poligala
adı Yunanca polys:çok ve gala:süt
kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu
cinsin bazı türlerinin ağız yolu ile alındığında,
insan ve hayvanlarda süt yapımını arttırması nedeni
ile bu ad verilmiştir. Polygala türlerinin
büyük kısmı tek yıllık veya çok yıllık bazıları da
çalı şeklindedir. Bezelye benzeri çiçeklerinin iki
en büyük sepali (çanak yaprağı) gül pembesi renginde
olup petale (taç yaprak) benzerler ve kanat olarak
adlandırılırlar. Çiçek üst kısmı taç şeklinde olup
Poligala’lar için karakteristik görünümdedir.
Genel olarak
Polygala’ lar iyi drenajlı bir
toprak güneş ya da yarı gölge ortama gereksinim
duyarlar. Saksıda büyütülmeye uygun bitkilerdir.
Ancak sık budama yapılarak uygun şekil ve boyda
tutulmalıdır. Kompakt bir form elde etmek için bitki
çiçek açtıktan sonra uzayan dallar kesilerek
şekillendirilmelidir.
Polygala myrtifolia
vatanı Güney Afrika dır, boyları 1,5–2 m ye
kadar uzar, sıcak iklimde bütün yıl çiçek
açar. Mrytifolia adı 25–50 mm uzunluğunda
oval şekilde yapraklarının, mersine (myritus)
benzemesinden dolayı verilmiştir. Bitki doğasında
rüzgârlı, deniz kenarında, kurak iç bölgelere kadar
değişik bölgelerde bulunduğu için, renk ve form
değişikliği gösterir. Yapraklar değişik formlarda
açık yeşil, koyu yeşil veya grimsi olabilirler. Bazı
Polygala myrtifolia varyetelerinde
yapraklar ince iğne şeklindedir. Bezende bitki
boylanarak 4 metre yüksekliğe ulaşabilir.
Yeşil tomurcukları koyu
renk damarları ile belirgindir. Ovalden yarım ay
şekline kadar değişiklik gösterir. Alt tomurcuklar
daha önce açarlar. Kısa dalcıkların ucunda bulunan
küçük salkım çiçekler bezelye çiçeklerini
andırırlar. Ancak dikkatli bir bakışla bu çiçeklerin
iki kanatları ve bir çıkıntıları olmasına karşın
uzun üst petali yoktur. Gösterişli petaller (taç
yapraklar) koyu renk damarlarla belirgin olup
leylak, mor, beyaz veya pembe renkli olabilirler.
Mersin Yapraklı Poligala bütün yıl çiçek açmakla
birlikte en fazla çiçeklenme ilkbaharda gözükür.
Küçük meyvesi kanatlı bir kapsül şeklindedir, içinde
ufak tohumlar bulunur.
Polygala myrtifolia
değik toprak ve iklimlere adapte olur Akdeniz
ve Ege lsahil kuşağı dışında, İstanbul’un birçok
semtinde yetişebilmektedir. Ancak kaç derece dona
dayandığına dair kesin bilgi mevcut değildir.
Mersin
Yapraklı Poligala
tohumdan, ilkbahar veya sonbaharda alınan uç
çelikleri ile çoğaltılabilir.
Peyzajda kullanımı:
Dayanıklı bir dış mekân bitkisi olması nedeniyle
özellikle az bakım ve az su kullanılan bahçelerde
tercih edilmektedir. Toprak bakımından çok seçici
değildir. Güneş veya yarı gölgede yetişebilirse de
gölgede çiçeklenmesi daha azdır. Özellikle patika
kenar bitkisi olarak veya kısa rüzgâr perdesi
gerektiren yerlerde sıra halinde kullanılırlar.
Ayrıca soliter veya küçük bitkiler halinde vurgu
elemanı olarak kullanılabilirler. Saksı veya
kaplarda Polygala myritifolia “bibi
pink” varyetesi tercih edilmektedir.
Bu varyetede bitki, bodur ve kompakt yapıda olup,
yaprakları gri yeşil ve kalp şeklindedir.
Kirstenbosch botanik bahçesinde elde edilen
Polygala myrtifolia “beyaz kuş tüyü”, beyaz
çiçekli çok güzel bir varyetedir. |
PEYZAJDA
4. BOYUT - MAYIS 2011 |
|
Pontederia,
Kuzey, Orta ve Güney Amerika’da doğal olarak tatlı
su kenarlarında yetişen, beş türü kapsayan bir
cinstir. Pontedera adı, 17.yüzyılda yaşayan, Padua
Üniversitesi öğrencilerinden Guilio Pontedera’dan
gelmektedir. Bu bitkiler güzel yaprakları ve renkli
çiçekleri için yetiştirilirler. Çiçekler genellikle
mavi renklidirler ancak beyaz da olabilirler.
Pontederia cordata’nın
tür adı olan Cordata, bitkinin yapraklarının sapa
birleştiği kısmın kalb şeklinde olmasından dolayı
verilmiştir. Pontederya, Kanada’nın doğusunda
bulunan yeni İskoçya’dan Florida’ya kadar olan
bölgede, su kenarı veya bataklık bitkisi olarak
yetişir. Gövdesiz olan bitkinin, yaprakları uzun
saplar üzerinde yükselir. Uzun mızraksı parlak koyu
yeşil yapraklar, ortada geniş, tabanda yüreksi
şekildedir. Yazın ve erken sonbaharda çiçek sapları
ucunda mavi renkte bol miktarda çiçek açar.
dona son derece
dayanıklıdır. 20–25 cm derinlikte su içinde
yaşayabilir. 1–1,5 m yüksekliğe, verdiği kardeşler
ile birlikte 1 m. genişliğe ulaşabilir.
Pontederia cordata “alba‘’: Pontederia
cordata’nın beyaz renkli çiçeklisine verilen
addır. Büyüme özellikleri diğeriyle aynıdır.
Üretimi: Tohumdan veya
kardeşlerin ilkbaharda ayrılması ile yapılır.
Peyzaj da kullanımı:
Parlak, koyu yeşil yaprakları ve yüksek saplar
üzerinde oluşan güzel mavi çiçekleri ile bataklık ve
sulak alanlarda seçilecek bir bitkidir.
Pontederya, ucuz ve kolay temin edilebilmesi,
dona ve zararlılara dayanıklılığı, 25 cm derinliğe
kadar suda yaşayabilmesi, nedenleriyle tercih
edilebilecek bir bataklık – sulak alan bitkisi
türüdür.
|
PEYZAJDA
4. BOYUT - NİSAN 2011 |
|
Euphorbia’lar
(sütleğengiller) bitkiler âleminin en kalabalık
ailelerinden biri olan Euphorbiaceae ailesine
aittir. Bu aile 300 cins ve 7500 türü içermektedir.
Euphorbia cinsi 2000 dolayında tür içerirler.
Sütleğenler tek yıllık (annual), iki yıllık, (biannual)
çok yıllık (perenial), otsu, çalı veya ağaç
formunda, etli yapraklı, yaprak döken veya dökmeyen,
dona dayanıklı veya tropikal olabilir. Euphorbia’aların
en ilgi çeken özelliklerinden biri, büyüklükleri,
sıcaklık, su istekleri ve ömür süresinin birbirinden
büyük farklılık gösterdiği çok sayıda bitkinin bu
cins altında toplanmasıdır.
Euphorbia marginata- Alacalı Sütleğen:
İngilizcede, “Dağ Üzerinde Kar” olarak bilinir. Yeni
Dünya bitkisidir. ABD de, Minnesota, Colorado ve
Texas da doğal olarak yetişen, tek yıllık otsu bir
bitkidir. 3-7cm uzunluğundaki yaprakları, oval veya
oblong şekildedir. Yeşil yapraklarının kenarları,
dantel gibi beyaz bir kuşakla kaplıdır. Bitki tek
bir gövde üzerinde 30-80cm boya kadar ulaşabilir.
Bitki özsuyu diğer sütleğenlerde olduğu gibi, deriye
zararlıdır. Özellikle alerjisi olanlarda ciddi
dermatit (deri iltihabı) veya yanık yapabilir. Bu
nedenle çıplak elle, bitki özsıvısı ile temastan
kaçınılmalıdır.
Alacalı
Sütleğen,
yaz sonu veya sonbahar başında çiçek açar. Çiçek
olarak görülen kısımlar, aslında Euphorbia
pulcherrima (Atatürk Çiçeği) da olduğu gibi,
çiçek sapları ve gösterişli, ufak brakte adı verilen
yaprak benzeri yapılardır. Hakiki çiçekler sapın
ucunda küçük çan şeklinde görülürler. Beyaz ve yeşil
renkteki brakteler, bitkinin görsel güzelliğini
arttırır.
Euphorbia marginata
çiçekleri kesildikten sonra, kesik uçları yakılır
veya kaynar suya batırılırsa, uzun süre kesme çiçek
olarak vazoda saklanabilir.
Alacalı Sütleğen,
güneş altı veya yarı gölgede yetiştirilebilir.
Geçirgen toprakları tercih eder. Bitkinin doğada
bulunduğu şartlar göz önüne alınırsa (kurak ve
verimsiz topraklar), gübreye gereksinimi yoktur ve
fazla sudan hoşlanmaz. Fazla su ve gübre
verildiğinde, bitki yaprakları büyük olur, gövde
zayıf gelişir ve çiçeklenme azalır. Üretim tohum ile
yapılır. Tohumlar tercihan erken ilkbaharda
dikilmelidir, kısa zamanda çimlenirler.
Euphorbia marginata
Peyzajda dahlia, krizantem gibi sonbaharda açan
çiçeklerle birlikte kullanılır. İster doğrudan
bahçelerde, ister saksılarda kullanılsın, son
derecede gösterişli bir bitkidir. |
PEYZAJDA
4. BOYUT - MART 2011 |
|
HİNT YAĞI BİTKİSİ, GENEGERÇEK OTU
Ricinus,
Euphorbiacae ailesine aittir ve bu cinsin tek
türüdür. Ricinus communis
bitkisinin ana vatanı Kuzey Batı Afrika ve Batı
Asya’dır. Binlerce yıl önce yapılan Mısır
mezarlarında Ricinus tohumları bulunmuştur.
Hint Yağı Bitkisi çok hızlı büyüyen,
küme halinde kardeşlenme gösteren, monokotilodon
(Tek çenekli), herdemyeşil bir çalıdır. Ilıman iklim
bölgelerinde özellikle terkedilmiş alanlar ve yol
kenarlarında rastlanır. Hint Yağı Bitkisi
10 metreye kadar boylanabilir. İlk yılda 1–5 m uzar,
don olduğu takdirde ölür. Tropik ve subtropik
olmayan iklim bölgelerinde tek yıllık, sıcak iklim
bölgelerinde çok yıllık bitki olarak yetiştirilir.
Kazık kök yapan bir bitkidir. Kazık kökü 3–4 m
derinliğe uzanır. Hint yağı bitkisi
dik dallanan bir çalıdır. Geniş, oval yapraklar
15–40 cm uzunluğundadır, 5–12 adet derin loplara
ayrılmıştır. Yapraklar parlak yeşil, mor veya bronz
kırmızı renkte olabilir.
Ricinus communis’in
çiçekleri 30–40 cm uzunluğunda, saplar üzerinde
toplu halde bulunurlar. Çiçek kümesinin alt kısmında
erkek, üst kısmında dişi çiçekler bulunur. Her iki
cins çiçeğin de petalleri yoktur. 2–3 cm
uzunluğundaki meyveler yuvarlak veya ovaldir, üzeri
dikenli bir kılıf içerisinde bulunurlar. Bu kılıfın
içinde 3 bölme ve her bölmede 1 adet tohum bulunur.
Tohumlar 8–20 mm uzunluğunda, oval, griden koyu
kırmızıya kadar değişen renkte veya barbunya
fasulyesinde olduğu gibi renkli bir mozaik
görünümünde olabilir.
Hint Yağı
Bitkisi dondan zarar görür -1°C nin altında
sürgünleri; -3° C nin altında da bitki ölür.
Bitkinin gelişimi için sıcaklık 20–25°C nin altına
düşmemelidir. Kuraklığa oldukça dayanıklıdır.
Vejetasyon süresi (çimlenmeden ilk çiçeğini açmasına
kadar geçen zaman) 100–150 gündür. Ricinus
communis birçok alanda kullanılmaktadır.
Kemirici hayvanların uzak tutulması için kovucu (repellent)
olarak kullanılır. Fasulye şeklindeki tohumları
insanlar ve hayvanlar için toksik etkilidir. Bu
nedenle bu tohumlarla uğraşılırken dikkatli
olunması, özellikle çocuk ve evcil hayvanların bitki
ile temasının önlenmesi gerekir. Tohumun
içerdiği toksin ricin olarak adlandırılan bir
albümindir. Tohum %2,8–3 oranında toksik madde
içerir. Tohumların 3–20 adeti bir insanı, 4
tanesi bir tavşanı, 5 tanesi bir koyunu, 6 tanesi
bir inek veya atı, 7 tanesi bir domuzu, 11 tanesi
bir köpeği, 80 adeti ise tavuk ve ördekleri
öldürebilir. Bununla birlikte kemirgenleri düşük
dozda öldürdüğü varsayımı doğru değildir.
Ricin küçük dozlarda
alındığı takdirde ümmin sistemi aktive ederek
bakterilere karşı bağışıklık sağlar. Ricinus
communis tohumlarından çıkarılan Hint yağı
zehirli olan ricin içermez. Çünkü suda eriyen ricin
yağdan ayrılmıştır. Hint yağı tıpta sıklıkla
kullanılır, en geniş kullanma alanı bağırsak
temizliğidir. Hint yağı çabuk kuruması ve
sararmaması nedeniyle kumaş kaplamada, koruyucu
olarak yüksek derece yağların imalatında,
mürekkeplerde ve tekstil boyalarında
kullanılmaktadır. Suyu alınmış olan Hint yağı, çok
iyi bir kurutucudur yağlı boya ve verniklere
katılır. Hidrojene edilmiş yağ, mum, cila, karbon
kâğıdı, kandil yağı ve boyalı kalem imalatında
kullanılır. Hint yağı bitkisinin yağı
çıkarıldıktan sonra kalan küspesi azottan zengindir
gübre olarak kullanılır. Zehirli madde içeren küspe,
özel bir yöntemle içindeki ricin ayrılarak, tavuk ve
hayvan yemi olarak kullanılmaktadır.
Ricinus communis
in birçok varyetesi elde edilmiştir. Bunlardan en
güzellerinden biri “Carmencita”dır. Bu varyetede,
yaprak ve çiçekler koyu kırmızı renktedir.
Soğuk iklim bölgelerinde
uygulanan peyzaj projelerinde, bahçede tropik etki
yaratmak için seçilecek bitkilerden biridir.
Gösterişli, büyük ve renkli yaprakları, kısa sürede
oluşan çiçek ve tohumları ile görkemli bir bitkidir.
Yeşil yapraklı bitkilerle zıtlık yaratmak için
kırmızı yapraklı varyeteler tercih edilmelidir. Don
görülmeyen iklim bölgelerinde yürüme yolları
ağaçlandırılmasında veya örnek bitki olarak soliter
(tek) kullanılabilir. |
PEYZAJDA
4. BOYUT - ŞUBAT 2011 |
|
Neomarica,
İridicaea ailesine ait 16 türden oluşur. Bu türlerin
çoğunluğu Orta ve Güney Amerika’da olmakla birlikte Tropik
Batı Afrika’da da bulunurlar. Cins adı Latincede “Neo”:
yeni ve “Marica”: Roman Perisi kelimelerinden oluşmuştur.
Yaprak ve çiçekleri diğer irislere benzeyen yürüyen irisler
herdemyeşildir. Çiçek renkleri beyaz, sarı ve mavi olabilir.
Çiçek açtıktan sonra çiçek üzerinde yavrular oluşur ve
bunların ağırlığı ile çiçek sapları toprağa doğru eğilir ve
bu şekilde bitki, küçük bir sahada süratle koloni meydana
getirir.
NEOMARİCA GRACİLİS –
YÜRÜYEN İRİS
Neomarica
gracilis
bitkisinin doğal yayılış alanı Meksika’dan Kostarika ve
Güney Brezilya’ya kadar olan bölgedir. Bu bitki genelde
türün genel adı olan “Yürüyen İris” adı ile bilinir.
Yaprak uzunluğu 30 cm’ye varan gövdesiz bir bitkidir. Çiçek
sapları yapraklardan daha yüksektir. Dış petaller fildişi
rengi olup, boynuna doğru kahverengi enine çizgiler içerir.
İç segmentlerinde alt kısmı kahverengi, üst kısımları ise
mavi renktedir. Gölge veya yarı gölgeyi tercih eder. Genelde
ilkbahar sonu veya yaz başında çiçek açar. Döllenmeden sonra
çiçeklerin olduğu yerde kardeşler oluşur. Bunların
ağırlığıyla çiçek sapı toprağa doğru eğilir ve yavrular
anneden uzakta kök atarak toprağa bağlanırlar. Bu nedenle
bitki yürüyen iris olarak adlandırılmıştır.
İngilizcede bu bitkiye “Apostle Plant”, “Havari Bitkisi” adı
verilmesinin nedeni her bireyin en az 12 yaprak verdikten
sonra çiçek açtığına inanılmasındandır.
Neomarica gracilis
Yapraklarında belirgin damarlar bulunur. Diğer beyaz çiçekli
türlerden çiçeklerinin uzun (Gracila) saplar üzerinde
bulunmasıyla ayrılır. Çiçek sapı yeni çıkan yaprak
görünümündedir.
Subtropik bölgelerde orman altı örtüsü olarak yetişirler.
Doğal olarak bulunduğu bölgedeki toprak yapısı; humustan,
demir ve alüminyumdan zengindir ve asit yapıdadır. Ancak
azot, fosfor ve potasyumdan fakirdir. Bu nedenle pH’sı çok
yüksek olan alkali topraklar hariç diğer topraklarda
yetişebilir. Kültürde ortamın, gölge ve/veya yarı gölge
olması ve don tehlikesinden uzakta bulunması önerilir.
Dikkat edilecek nokta bu irisin, bir su irisi olmadığıdır.
Bu nedenle fazla sulanmamalıdır.
Üretimi,
rizomların veya çiçek sapında oluşan yavrularının
ayrılmasıyla yapılır.
PEYZAJDA KULLANIMI: Yürüyen İris ülkemizde
tanınmamaktadır. Dünyada da peyzaj çalışmalarında fazla
görülmemektedir. Bunun nedeni kitlesel üretimimin az olması
ve bitkinin yeterince bilinmemesidir. Özellikle yürüyüş yolu
kenarlarında, bahçelerde gruplar halinde kullanılabilir. Az
sayıda bitki ile geniş koloniler oluşturmak mümkündür.
Gösterişli çiçekleri, parlak yeşil yaprakları ve susuzluğa
dayanıklılığı nedeniyle ideal bir saksı bitkisi olarak da
kullanılabilir. Çiçeklerin ömrü bir gün olmakla birlikte
aynı sapta birçok çiçek açtığı için bitki uzun süre
çiçeklidir.
PEYZAJDA
4. BOYUT - OCAK 2011 |
|
Odontonema strictum
Acanthaceae ailesine ait bir türdür. Alev Çiçeği
Tropik Orta Amerika’da açık ve seyrek ormanlık alanlarda
doğal olarak bulunur.
Odontonema strictum
gösterişli, ilgi çekici ve dolgun yapılı, herdemyeşil bir
çalıdır. Seyrek, sert dalları genelde yukarıya kadar uzar ve
1,5-2m kadar boylanabilir. Yaprakları parlak, koyu yeşil
renktedir. Yaprak kenarları mumsu görünümde ve yaprak uçları
sivridir. Yaprak dizilişleri karşılıklıdır, yaprakları
10-15cm’ye kadar uzayabilirler. Çiçeklenme sonbahar’da
başlar ve don olmadığı takdirde kış sonuna kadar devam eder.
Alev kırmızısı çiçekleri, 20-30cm bir sap üzerinde bulunan;
ince, 2cm uzunluğunda, çan şeklindeki çiçekçiklerden
oluşmuştur.
Alev
çiçeği
gelişimini en iyi yarı gölge, iyi drenajlı bir ortamda
göstermesinin yanında tam güneş altında da gelişim problemi
yaşamaz. Dikildiği yere uyum sağladıktan sonra uzun süren
kuraklığa dayanıklıdır.
Ancak bahçelerde yağmursuz mevsimde sulama periyodu 2
haftayı geçmemelidir.
Odontonema strictum
don olmayan bölgelerde herdemyeşil, yarı odunsu bir çalı
olarak gelişir. Hafif donlarda bitki toprak seviyesine kadar
donar ve genelde ilkbaharda tekrar sürer.
Alev çiçeği
üretimi yarı odunsu çeliklerle yapılır. Bu çelikler
kolaylıkla köklenirler ve ilk yılda çiçeklerini açarlar.
PEYZAJDA KULLANIMI: Alev çiçeği sonbaharda çarpıcı,
kırmızı renkli çiçekleri ve parlak yapraklarıyla peyzaja
canlılık katar. Karışık çalı grupları ile birlikte
kullanıldığında grubun sonbahar etkinliğinin sağlanmasında
önemlidir. Kardeşlenme göstererek, alan içersinde yayılıcı
özelliği vardır ancak istila edici değildir. Çiçeklerinin
özel kokusu nedeniyle kelebekleri çeken bir bitkidir.
Ülkemiz Akdeniz kuşağında, bahçesinde kelebek görmek
isteyenlerin seçeceği bitkilerden biridir. Subtropik
bölgelerde kelebek yanında arı kuşlarını da çekici özelliği
vardır. |