|
Peyzajda 4.Boyut, ülkemizde
bilinmeyen veya yeteri kadar tanınmayan bitkiler hakkında,
profesyonel ve amatörlere bilgi verilmesi amacı ile
hazırlanan bir programdır. Her ay yeni bir bitki tanıtımı
yapılmakta, Palmiye Merkezi deneyimleri de aktarılmaktadır.
Palmiye Merkezinin bir hizmeti olan, bu
programın sizin veya bir arkadaşınızın e-posta adresine
gönderilmesini arzu ediyorsanız, lütfen abone olunuz (abone
olmak tamamen ücretsizdir, adresinize herhangi bir reklâm
gönderilmeyecektir).
PEYZAJDA 4.BOYUT'a
abone olmak
istiyorum>>>>>>>
Arkadaşımı
öneriyorum>>>>>> |
PEYZAJDA 4.
BOYUT - ARALIK 2014 |
Billbergia,
Bromeliaceae
ailesine ait bir cinstir. Bromeliaceae
ailesi bitkilerine kısaca Bromeliad
denilmektedir. 2000 türden daha fazla bromeliad bitki
vardır, bunların tümü Yeni Dünya (Amerika Kıtası) nın
tropik ve subtropik bölgelerinde bulunmaktadır. Bu
bitkiler tropik kökenli olduklarından, genellikle dona
fazla dayanıklı değildir. Ancak bir kısmı -10
°C dereceye kadar dayanır, bozulsa bile tekrar gelişme
gösterirler.
Billbergia nutans
Paraguay, Uruguay, Güney Brezilya ve Kuzey Arjantin de
doğal yayılım göstermektedir. Subtropik ormanlarda,
ağaçlar ve kayalar üzerinde veya yerde ağaç altlarında
bulunmaktadır. Cins adı 19. Yüzyıl İsveçli
botanikçilerden
Gustav J. Billberg’ den gelmektedir. Nutans ise sarkıcı
anlamında olup, çiçeklerinin özelliğini göstermektedir.
İngilizler bitkiye
Kraliçenin Gözyaşları
demektedir.
Muhtemelen bitkinin pembe ve mor renkli, gösterişli
çiçeklerinden dolayı kraliçe ve çiçeklerin üzerinde
oluşan damlacıklar (çiçek nektarından oluşan) nedeni ile
gözyaşı benzetmesi yapılmıştır. İngilizcede
Dostluk Bitkisi olarak da adlandırılmıştır, çünkü
çok sayıda kardeşlenme gösterir ve sahipleri bu
kardeşleri ayırarak arkadaşlarına veya komşularına
dağıtırlar.
Billbergia nutans
epifitik (başka bir bitki üzerinde
yalnız konaklamak için bulunan) bir Bromeliaddır. Geniş şerit şeklindeki, yaprakları
rozet dağılımı gösterir ve en altta bir huni görünümü
oluştururlar.
Her rozette 12-15 adet yaprak bulunur,
kenarları hafif dişli,
uçları sivri olan
yapraklar gri-yeşil renktedir, güneşte veya soğukta
kırmızı-bronz renge dönerler.
Yaprakların oluşturduğu huni veya vazo şeklindeki
oluşumda, doğada yağmur suyu ve dökülen yaprak
kalıntıları toplanır, bitki gıda ve su gereksinimi
buradan karşılar. İlkbaharda rozetlerin ortasından uzun,
dışa sarkan, uzun bir çiçek sapı çıkar, zemine doğru
eğilir. Sap ucundaki pembe goncalar açtığı zaman,
kenarları mor, ortası sarı-yeşil, cennet kuşu çiçeği
gibi çok gösterişli bir çiçek ortaya çıkar. Çiçek açan,
bitki alttan yavrular vermeye (kardeşlenme) başlar, ana
gövde yaşamını bir süre sonra kaybetse de yavrular
büyüyerek, geniş bir koloni oluştururlar. Bitki 40-50 cm
yüksekliğe ve yavrular ile birlikte 40-50 cm genişliğe
ulaşabilir.
Kraliçenin Gözyaşları,
bromeliadlar arasında en az bakıma gereksinim
gösterenlerdendir, muhtemelen de soğuğa en dayanıklı
olanıdır.
Bir yazımda bitkinin -14 °C ye dayandığı bildirilmiştir,
ancak genel kanaat, en fazla kısa süreli -10 °C ye
dayanabileceğidir. Dış mekânda don olmayan yörelerde
epifitik olarak, ağaç veya kuru dallar üzerinde
yetiştirilebilir veya humustan zengin, drenajı iyi olan
bir ortamda yere veya saksıya dikilebilir. Bitkinin huni
şeklindeki orta kısmında devamlı su bulundurulmalıdır.
Billbergia nutans’ın üretimi tohum veya
kardeşlerin ayrılması ile yapılır. Kardeşler anneden
ayrıldığında, en dış yaprakları alınır, gövde ortaya
çıkarılarak köklenme için uygun bir saha sağlanır.
Bitkinin devamlı çiçek açması için yeni yavruların
oluşması ve büyümesi gereklidir. Kraliçenin
Gözyaşları,
orkidelerde olduğu gibi
iyi drenajlı bir ortama
gereksinim gösterirler. Bir dal, tahta veya ağaç kabuğu
üzerine yerleştirilebilir veya geçirgen, organikten
zengin bir ortama dikilebilirler.
Bromeliad’lar
su ve gıda gereksinimlerini genelde kökten değil, huni
şeklindeki orta kısımlarına düşen su ve yaprak
atıklarından alırlar.
Billbergia nutans için nemli ortam ve orta
kısmında devamlı su bulunması idealdir. Subtropik
epifitik bir bromeliad olmasına karşın, kuraklığa
oldukça dayanıklıdır. İç mekândaki bitkiler zaman zaman
nemlendirilmelidir. Bitki güneşe dayanıklı olmakla
birlikte, yarı gölge veya ağaç altlarında, iyi drenajlı,
humustan zengin, hafif asidik toprakta en iyi gelişimi
gösterir. Yazın nemli tutulmalıdır, kök sistemi zayıf
olduğundan aşırı suya gereksinimi yoktur.
Peyzajda kullanımı:
Kraliçenin Gözyaşları,
en kolay yetiştirilen ve üretilen bromeliadlardandır. İç
mekânda saksı içinde veya ahşap (tercihan kuru dallar)
ile hazırlanan bir Bromeliad Ağacında dallara
tutturularak kullanılabilir. Bromeliad Ağacı sıcak
ılıman veya subtropik yörelerde, dış mekânda bir ağaç
altında muhafaza edilebilir, soğuk yörelerde ise kışın
içeriye alınır. Sıcak yörelerde dış mekânda, bitki
yatakları, parselleri, bordürleri, saksılarda veya
epifitik olarak ağaç veya ahşap baba üzerinde
kullanılabilir. Yer örtücü olarak, özellikle büyük
ağaçların altında, gölgeli alanlarda çok çabuk çoğalarak
zemini kaplar ve muhteşem çiçekleri ile bahçeye
ayrıcalık katar. |
PEYZAJDA 4.
BOYUT - KASIM 2014 |
|
Sikaslar
200-300 bin yıldır dünyamızda bulunan bir grup
bitkilerdir. Her ne kadar hiç değişime uğramadıkları
söylenemezse de, bulunan fosillere bakılarak, 300 milyon
yıl önceki atalarına göre fazla bir değişime
uğramadıkları gösterilmiştir. Bugün dünyamızın sıcak
bölgelerinde yaşayan 200 dolayında sikas türü
bulunmaktadır.
Dioon spinulosum
Zamiaceae
ailesi ve dioon cinsine ait bir sikastır. Amerika
sikaslarının en büyüğü olup, dünyanın da en büyük
sikasları arasındadır. 15 metre uzunluğa ve 30 cm gövde
çapına ulaşabilir. Meksika’ya endemik bir türdür, Oaxaca,
Veracruz, Yucatan eyaletlerinde, tropik yağmur
ormanlarında, kireç taşlı dağların 450 metre yüksekliğe
kadar olan yamaçlarında, doğal olarak bulunmaktadır.
Cins adı Dioon, tohumlarının çift olarak
oluşmasından dolayı verilmiştir, Yunanca “iki yumurta”
demektir. Tür ismi spinulosum ise
Latince’dir, dikenli anlamına gelmektedir.
Dev Dioon’un
parlak, sert ve açık yeşil yaprakları yukarı doğru
uzanır. Pinnat (kuş tüyü) yaprakları 150-200 cm uzunluğa
erişebilir ve bitkinin gövde ucundan radiyer olarak
yukarı ve dışa uzanırlar. Her yaprak 150-200
yaprakçıktan oluşmaktadır. Yaprakların iki tarafına
uzanan yaprakçıklar, ince düz bir yapıya sahiptir,
kenarlarında dikensi çıkıntıları vardır.
Dioon spinulosum,
tüm sikaslarda
olduğu gibi iki cinslidir, döllenmiş tohum için, erkek
ve dişi bitkiler gereklidir. Dişi kozalaklar 30 cm veya
daha büyük olurlar, üzerleri pamuksu lifler ile
kaplıdır. Oval tohumları 4-5 cm uzunluk ve 2-3 cm
genişte olup beyaz-krem renktedir.
Dev Dioon
tropik, subtropik ve
sıcak ılıman bölgelerin bitkisidir, yarı gölgeyi tercih
eder. Gelişmiş, ergin bitkiler, yaprakları fazla zarar
görmeden, kısa süreli
-4ºC dona dayanırlar.
Diğer sikaslara göre, neme ve suya karşı daha
dayanıklıdır, ancak drenajı iyi ortamda bulunması
gereklidir. Gıdaca fakir topraklarda yetişebilmekle
birlikte, gübreleme ile büyümesi çabuk olur.
Dioon spinulosum
sikaslar içinde en dayanıklı olanlardandır. Fideler
oldukça çabuk gelişir ve birkaç yıl içinde gösterişli
bir boya ulaşırlar. Hafif gölge ve nemli topraklarda
büyümeleri daha hızlıdır. Pamuklu bit ve kabuklu bitler
zararlıları arasındadır, ancak sağlıklı bitkilerde bu
zararlılar genellikle ciddi bir etki yaratmazlar.
Dev Dioon
tohumla veya yandan
verdiği kardeşlerin ayrılıp dikilmesi ile çoğaltılır.
Bitkinin yaprakları kesme çiçekçiler tarafından buket
hazırlamada kullanılmaktadır.
PEYZAJDA KULLANIMI:
Ilıman ve
tropik iklimde, tropik ve çöl temalı bahçe
düzenlemesinde tek büyük bir
Dioon spinulosum,
odak bitkisi olarak kullanılabilecek seçkin bir
bitkidir. Tacı geniş, gövdesi kısa palmiye görünümü
istendiğinde, gene seçilecek bitkidir. Dev Dioon
bitki dikimi için fazla yer olmayan ufak
bahçelerde de odak bitkisi olarak kullanılır. Özellikle
büyük ağaç veya yapıların bulunduğu, yarı gölge
alanlarda, egzotik görüntü yaratma amacı ile
kullanılabilir.
Dioon spinulosum
geniş saksılarda veya patikaların iki yanlarında,
simetrik çift olarak dikilerek çok güzel görünümlü bir
yönlendirme bitkisi olabilir. Saksı bitkisi olarak, bol
ışıklı iç mekân, avlularda veya kış bahçelerinde
kullanılmaktadır. |
PEYZAJDA 4.
BOYUT - EKİM 2014 |
Sikaslar
200-300 bin yıldır dünyamızda bulunan bir grup
bitkilerdir. Her ne kadar hiç değişime uğramadıkları
söylenemese de, bulunan fosillere bakılarak, 300 milyon
yıl önceki atalarına göre fazla bir değişime
uğramadıkları gösterilmiştir. Bugün dünyamızın sıcak
bölgelerinde yaşayan 200 dolayında sikas türü
bulunmaktadır.
CYCAS TAITUNGENSIS -
ÇİN
SİKASI - TAİTUNG SİKASI - İMPARATOR SİKAS
Cycas taitungensis
Cycadaceae
(Sikas) ailesine aittir. Doğal olarak Taiwan’ın güney
doğusundaki Taitung bölgesinde bulunmaktadır. 1994
yılında tarif edilene kadar, yanlış olarak
Cycas
taiwaniana
olarak
bilinmekteydi. Sikaslar içinde en dayanıklı
olanlardandır, Taiwan’da yalnız ufak bir alanda, kayalık
yamaçlarda bulunmaktadır, bu nedenle Taiwan Sikası
olarak da adlandırılır.
İmparator Sikas
1997 yılında
IUCN tarafından
“Soyu Tükenme Tehlikesi Altında Olan Türler”in Kırmızı
Listesine alınmıştır. Bu türün doğal olarak bulunduğu
alan, 65 km² yi geçmemektedir ve burada iki ayrı
lokalizasyonda bulunmaktadır.
Aulacaspis yasumatsui
isimli bir kabuklu bitin, 90 lı yıllarda Asya da
sikaslara büyük zarar vermesinden sonra, doğadaki bitki
popülasyonu çok azalmış ve 2010 yılında
IUCN tarafından “Soyu
Tükenmek Üzere” olan bitkiler kategorisine alınmıştır.
Cycas taitungensis,
herdem yeşil, yuvarlak tacı olan ve yaprakları gövde üst
kısmında yer alan bir ağaçtır. Gövde 5 metreye kadar
uzayabilir, gövde çapı 35 cm i bulur. İlk bakışta Cycas
revoluta (Japon Sikası) na çok benzer, ancak Japon
Sikasına göre çok daha hızlı büyür, yaprakçıkları sayıca
fazla, seyrek, daha enli, daha uzun ve düzdür.
İmparator
Sikas,
sikasların en hızlı büyüyen türüdür. Soğuğa oldukça
dayanıklıdır, -10 °C ye dayanır, güneş
altında veya yarı gölgede gelişir. Koyu yeşil
yaprakları, 100-180 cm uzunluğundadır, üzerlerinde
150-170 adet iki yana uzanan yaprakçıklar bulunur.
Yaprak sapı genelde bir dikenle son bulur, gövdeye
bağlandığı yerde, portakal rengi tüyler vardır. Bitki
diğer tüm sikaslarda olduğu gibi, erkek veya dişi olur.
Uzun, sarı, fusiform şekildeki erkek kozalaklar, 40-50
cm uzunluğundadır, polen salgılarlar. Dişi kozalaklar
oval 20-30 cm uzunluğundadır, tohumlara yataklık yapacak
megasporophyller üzerinde, uzun, ince, kırmızı çizgiler
bulunur. Dişi kozalakları, Japon Sikasına göre daha
büyük, üzerindeki megasporophyller daha sık, üst üste
dizilmiş olarak görülürler, oval tohumları pas
rengindedir.
Cycas taitungensis,
yıl içinde birkaç defa flaş şeklinde (aniden çok sayıda
yaprağın çıkması) yaprak verir, Japon Sikası ise
normalde yılda 1, en fazla 2-3 defa yaprak vermektedir.
Bitki Japon Sikasına göre 2-3 defa daha hızlı
büyümektedir. Fotoğrafta, Merkezimizde bulunan 20
yaşındaki Japon Sikası ve 13 yaşındaki İmparator Sikas
birlikte görülmektedir. Bulunduğumuz yıl içinde,
İmparator Sikas gövdesi, 7 yaş büyük ağabeyi Japon
sikasının gövdesini geçmiştir.
İmparator
Sikas’in
üretimi, tohumla
yapılmaktadır. Bazı kitap ve yayında rastladığımız
kardeşlenmeye, bizim deneyimimizde rastlamadık. En büyük
zararlıları, kabuklu ve unlu bitlerdir. Bunların yok
edilmesi biraz zor olsa da sistemik insektisitler ile
problem genelde halledilir.
PEYZAJDA
KULLANIMI:
Cycas taitungensis
ilerideki yıllarda,
peyzajda kullanılan bitkilerin en önemlilerinden
olacaktır, şu anda fazla bilinmediği ve üretiminin çok
kısıtlı olması nedeni ile peyzaj uygulamalarında
rastlanmamaktadır. Dikkat çekici görünümü ve Japon
Sikasına göre hızlı büyümesi nedeni ile pahalı ancak
elit bir bitkidir. Tropikal ve ılıman bölgelerde soliter,
grup veya sıra halinde kullanılabilir. Saksı için de
uygun bir bitkidir.
Palmiye Merkezi,
Cycas taitungensis
tohumlarını ilk satışa çıktığı 2000 yılında edinmiştir.
Tohumdan yetiştirdiğimiz kendi bitkilerimizden, yapay
dölleme ile 2012 yılında tohum alarak, ilk bitkiyi
ürettik. Fotoğrafta görülen bu küçük bitki muhtemelen
Avrupa’da ilk üretilen,
İmparator
Sikasdır. |
PEYZAJDA 4.
BOYUT - EYLÜL 2014 |
Sikaslar
200-300 bin yıldır dünyamızda bulunan bir grup
bitkilerdir. Her nekadar hiç değişime uğramadıkları
iddia edilemezse de, bulunan fosillere bakılarak, 300
milyon yıl önceki atalarına göre fazla bir değişime
uğramadıkları gösterilmiştir.
CYCAS REVOLUTA
JAPON SİKASI
Cycas
revoluta
bir zamanlar palmiyeler arasında gösterilmişse de
palmiye değildir,
Cycadaceae (Sikas) ailesine aittir. Revoluta Latince
aşağıya kıvrık anlamına gelmektedir, sikas yaprağının
arkaya doğru kıvrık olmasından dolayı verilmiştir. Sikas
ailesinin en estetik üyelerinden olan
Japon
Sikası’nın
vatanı, Güney Japonya’da,
Kyushu ve Ryukyu adalarıdır. Diğer bazı türlerde olduğu
gibi Sago elde etmek için veya süs bitkisi olarak
kullanılmaktadır. Tuzlu su ve toprağa oldukça
dayanıklıdır.
Cycas revoluta,
Ginkgo ve ibreli ağaçlar ile birlikte açık tohumlu
bitkiler (Gymnosperm)
sınıfına aittir, bu bitkiler
kozalak yaparlar. Japon
Sikası’nın
Ginkgo ile müşterek, çok önemli özelliği, bitkiler
aleminde yalnız bu iki bitkide, hayvanlarda olduğu gibi
hareketli spermlerin ve özsularında hem (insanlarda
kanda, kırmızı kürelerde bulunan bir protein)
bulunmasıdır.
Cycas revoluta,
sikaslar arasında en fazla kültürü yapılanıdır, ılıman
iklim ve tropik iklim bölgelerinde dış mekânda, soğuk
bölgelerde ise sera veya iç mekânda kullanılmaktadır.
İdeal gelişimi için kumlu, süzek ve organik maddeden
zengin bir toprağa gereksinim duyar. Killi, drenajı iyi
olmayan ortamda çürüme olasılığı fazladır. Kuraklığa
dayanıklıdır, güneş altında veya yarı gölgede iyi
gelişir, ancak iç mekanda bol ışığa gereksinimi olduğu
unutulmamalıdır.
Japon
Sikası
parlak, koyu yeşil yaprakları ile çok güzel taç
oluşturan, simetrik bir bitkidir. Hafif tüylü gövdesi 20
cm kadar genişliktedir, bazen daha da geniş olabilir.
Genç bitkilerde gövde kısa veya toprak altında olabilir.
Kültürde, olgun bitkiler 600-700 cm yüksekliğe
erişebilir, ancak bunun için yüzyıllar gerekmektedir.
Bazen gövde dallanma gösterebilir, bu takdirde dalların
her birinin ucunda güzel, zarif taçlar dikkati çeker.
Bitki erişkin duruma geldiğinde, yapraklar 50-100cm
uzunlukta olur, ince, sert yaprakçıklar 8-18 cm
uzunluğunda, yaprakların iki tarafından uzanırlar.
Yapraklar sapa yaklaştıkça arkaya kıvrım gösterir.
Yaprak kaidesindeki yaprakçıklar diken şeklini almıştır.
Bitkiler kökten sürgün vererek veya gövdeye yapışık
kardeşler oluştururlar. Bu şekilde bazen grup yapmış
gibi gözlenebilirler. Erkek ve dişi bitkilerin ikisi de
kardeşlenme yapmaktadır. Yeni yapraklar bitkinin taç
kısmından çıkarlar, genç bitkilerin birkaç yaprak
vermelerine karşın, erişkin bitkiler bir seferde 30-60
yaprak verebilirler. Yeni yaprakların çıkması olayı çok
hızlıdır, 1 hafta gibi kısa sürede yapraklar erişkin
uzunluğuna ulaşırlar, bu olaya “shooting” denilmektedir.
İçe bükük şekilde beliren yapraklar, tam olarak
açılıncaya kadar çok narindir, bir yere değerlerse ömür
boyu değdikleri şekilde kalırlar.
Cycas revoluta
coralloid kökleri üzerine yerleşen
Anabaena
cinsi bir siyonobakteri ile simbioz yapar, bu bakteriler
havanın azotunu bitkinin yararlanacağı şekle çevirirler,
böylece bitkinin çabuk büyümesini sağlarlar.
Japon
Sikası,
diğer tüm sikaslarda olduğu gibi, erkek veya dişi olur.
Uzun silindirik şekildeki erkek kozalaklar, polen
salgılar, geniş eliptik dişi kozalaklarda ise tohumlara
yataklık yapacak megasporophyller bulunur.
Cycas revolutada
tozlaşma doğal olarak böceklerle oluşmaktadır, ancak
böcek olmayan ortamda yapay döllenme yapılmaktadır.
-10°C altında bitkinin yaprakları donmaktadır. Soğuğa
dayanıklı olmakla birlikte, iyi gelişmesi için yazın
25-35°C sıcaklığa gereksinimi vardır.
Üretimi, gövde veya kökten gelen kardeşlerin ayrılması
veya tohumla yapılmaktadır. En büyük zararlıları,
kabuklu ve unlu bitlerdir. Bunların yok edilmesi biraz
zor olsa da sistemik insektisitler ile problem genelde
halledilir.
Aulacaspis yasumatsui isimli bir kabuklu bit,
Japon Sikası
için öldürücüdür.
PEYZAJDA KULLANIMI:
Cycas revoluta peyzajda kullanılan
bitkilerin en önemlilerindendir. Dikkat çekici görünümü
ve yavaş boylanması nedeni ile pahalı ancak elit bir
bitkidir. Tropikal ve ılıman bölgelerdeki hemen tüm
botanik bahçelerinin ana bitkilerindendir. Dünyanın
birçok yerinde yaygın olarak peyzajda kullanılmaktadır.
Soliter, grup veya sıra halinde kullanılabilir. Saksı
için de uygun bir bitkidir.
Japon
Sikası
gövdesi, yenilebilen bir nişasta içerir bundan sago
yapılır. Kullanılmadan önce bu nişasta iyice yıkanmalı
ve gövdenin içerdiği toksinler atılmalıdır.
Cycas revoluta
ağızdan alındığı takdirde insan ve hayvanlar için çok
zehirlidir. Bitkinin tüm kısımları zehirlidir, ancak
cycasin
adlı toksin en fazla tohumlarında bulunmaktadır. .
Cycasin mide-barsak sisteminde irritasyona neden olur,
kusma, ishal, halsizlik, kasılmalar ortaya çıkar. Fazla
alındığı takdirde karaciğer bozukluğu, sarılık, siroz ve
karında su toplanması ortaya çıkar. İçerdiği diğer
toksinler arasında bulunan
Beta-methylamino L-alanine, nörotoksik bir amino
asittir, büyük baş hayvanlarda felç oluşmasına neden
olmaktadır. |
PEYZAJDA 4.
BOYUT - AĞUSTOS 2014 |
|
Lonicera
cinsi,
Caprifoliaceae ailesine aittir. Bu cinsin türleri,
yaprak döken veya dökmeyen çalı formunda bitkiler
olabildiği gibi, dallanan sarmaşıklar da olabilir.
Lonicera adı, Hollandalı herbalist Adam Lonitzer’den
gelmektedir. Hepsi kuzey yarımkürede bulunan yaklaşık
180 tür Lonicera bulunmaktadır.
Boru şeklinde ve iki dudaklı çiçekleri 5 cm uzunluğa
kadar olabilir.
Lonicera sempervirens
ABD nin, doğu, orta batı ve güney bölgelerinde doğal
olarak bulunmaktadır. Bu bitki, sıcak iklim yörelerinde
herdem yeşildir, sempervirens adı (Latince: herdem
yeşil) bu özelliğinden dolayı verilmiştir. Lonicera
japonica gibi Asya’lı akrabalarından farklı olarak,
istila edici özelliği yoktur, küçük bahçelerde
rahatlıkla kullanılabilir.
Kırmızı
Hanımeli,
hanımeli türleri arasında en gösterişli olan
sarmaşıklardan biridir. Odunsu gövdesi dallanmalar
gösterir ve dallanarak 3-5 metre yüksekliğe erişebilir.
Genellikle diğer bitkilerin üzerine tırmanır, bazen de
bulunduğu yer üzerinde uzayarak ilerler. Kahverengi,
yaşlı gövdelerin üstleri kâğıt gibi görünür. Boru
görünümündeki çiçekleri 2-5 cm uzunlukta, dıştan kırmızı
veya portakal kırmızı renkte, içleri sarıdır. Çiçekler
kokusuzdur. Lonicera sempervirens
çiçekleri, ilkbahar sonlarında, dal uçlarında salkım
şeklinde oluşmaktadır. Çiçeklenmeden sonra sonbaharda
oluşan kırmızı renkli meyveleri kuşlar tarafından
yenilmektedir. Kültür bitkilerinin çoğu ilkbaharda koyu
mercan rengi çiçekler ile kaplanmakta, yaz ve sonbaharda
da tek tük çiçeklenme göstermektedir. Mavimsi yeşil
yaprakları oval şekildedir ve altları mavitraktır.
Kırmızı Hanımeli
çok güzel bir bahçe bitkisidir. Tercihi iyi direnajlı,
asit veya nötral topraktır. Güneşli bir alanda ve çit,
duvar gibi bir destekle en iyi çiçeklenme performansı
sergiler. Bitki gölgede de yetişebilir ancak daha az
çiçeklenme gösterir. Budama yapmak isteniyorsa, eski dal
uçlarında bulunan çiçek tomurcuklarının zarar görmemesi
için, budamanın çiçeklenmeden sonra yapılması uygun
olur.
Lonicera sempervirens
kolaylıkla, ilkbahar sonu veya yazın alınan yarı odunsu
çelikler ile üretilebilir. Tohum ile üretim
düşünülüyorsa, bitkinin yumuşak meyve kısmı, tohum
dikilmeden temizlenmeli ve üç ay süre ile soğuklamaya
(katlamaya) tabi tutulmalıdır. Özel isimli bir çok
kültürü geliştirilmiştir. Bu uzun ömürlü sarmaşıklar,
nesilden nesile yaşayabilmektedir. Dona dayanıklı bir
bitkidir, -28°C soğuğa dayanmaktadır. Az sayıda
zararlısı vardır, değişik iklimlere uyum gösterir.
Bitkide ciddi bir bozukluk yapacak, zararlı böcek ve
hastalık bilinmemektedir.
Peyzajda Kullanımı:
Kırmızı Hanımeli, kafes, çardak, kamelya, bazen de
bitki bordürlerinde ve çiçek parsellerinde
kullanılmaktadır. Büyük bahçeler, alanlar ve parklarda
duvar yanlarında, sınırlayıcı bitki olarak
kullanılmaktadır. |
PEYZAJDA 4.
BOYUT - TEMMUZ 2014 |
|
Agav’lar
Meksika, ABD ve Orta Amerika ülkelerinde doğal olarak
bulunan 250 kadar türü kapsamaktadır. Cinsin ortak
özelliği, etli(sukkulent), kenarları dikenli, yaprakları
olması ve yaprakların rozet şeklinde dağılımıdır.
Agav’ların büyük bir kısmı monokarpik (hayatında bir
defa çiçek açar ve ölürler) dir. Çiçek sapı çok uzun
olup, bitkiden yukarı uzanır ve üzerinde salkım
şeklinde, ufak çiçekler görülür.
Agave americana
Asparagaceae (Kuşkonmazgiller) ailesinin Agavaceae
cinsine aittir. Doğal olarak Teksas ve Meksika’nın
dağlık bölgelerinde bulunur. Afrika ve Avrupa’nın
Akdeniz bölgelerinde, doğaya kaçarak yerleşmiştir. Bu
bitki Amerikan Aloesi olarak da adlandırılmıştır,
ancak aloe ve kaktüs değildir.
Sabırlık
herdem yeşil, çok yıllık bir bitkidir.
Çok geç çiçek açtıkları için İngilizler tarafından
Yüzyıl Bitkisi olarak adlandırılmıştır. Ancak çiçek
açması için 100 yıl gerekli değildir, genelde 10-60 yaş
arası çiçek açar (iklime bağlı olarak sıcak bölgelerde
ve bitkinin çabuk büyüdüğü şartlarda çiçek açması daha
erken olur). Monokarpik bir bitki olduğundan
çiçeklenmeden sonra anne bitki ölür, ölmeden önce yandan
verdiği kardeşler ile hayatı devam eder.
Agave americananın
gövdesi yoktur, kalın, sert, gri-mavi veya yeşil-mavi
yaprakları alttan rozet şeklinde çıkarlar ve 200 cm
uzunluğa erişebilirler. Bitki yaprakları ile 300-400 cm
genişliğe ulaşabilir.
180-200 cm uzunluk ve 25 cm genişlikteki yaprakların
kenarları ve uçlarında sivri dikenler bulunur. Kenar
dikenleri balık olta ucu gibi kıvrıktır, tek olan sivri
uç dikeni, 3 cm e kadar olabilir. Yaşlı yapraklar
aşağıya doğru sarkarlar.
Sabırlık
10 yaştan önce çiçek açmaz, yukarıda belirttiğimiz gibi
bu süre, 60 yıla kadar uzayabilir. Çiçek açan bitki, 800
cm yüksekliğe erişebilen çiçek sapı için, tüm enerjisin
harcar ve sonunda ölür. Bitki hayatı boyunca yandan
verdiği kardeşler ile neslini devam ettirir. 8 cm
uzunlukta yeşilimsi-sarı çiçekleri
uzun bir sap üzerinde salkım şeklindedir.
Agave americana
da agavların çoğu gibi, bol güneş ve iyi drenajlı bir
toprağa gereksinim gösterir. Güneş ve kuraklığa son
derece dayanıklıdırlar, büyümeleri çok hızlı değildir.
Yaz aylarında sulanmaları, büyümelerini hızlandırır,
özellikle killi topraklarda aşırı sulamadan
kaçınılmalıdır. -10°C dona dayanıklıdır. Üretimi tohum
ile veya yandan verdiği kardeşlerin ayrılması ile
yapılır.
Sabırlığın
birçok alacalı (variegata) varyetesi üretilmiştir.
Bunların en populer olanları: yaprak kenarları sarı olan
“Marginata”, yaprak ortası sarı olan “Mediopicta”,
yaprak ortası sarı çizgili olan “Striata” dır.
Mediopicta’nın ortası sarı yerine beyaz olanına
Agave americana mediopicta alba
denilmektedir.
Peyzajda kullanımı:
Agave americana
Meksika ve Orta Amerika’da sıklıkla çit bitkisi olarak
kullanılır. Bu dikenli bitki ile yapılan çitten, insan
ve hayvanların geçmesi hemen hemen olanaksızdır.
Sabırlık
peyzajda özellikle, kaya bahçelerinde, kaktüs, sukkulent
bahçelerinde, Akdeniz Bahçelerinde bordür bitkisi, örnek
bitki ve vurgu bitkisi olarak kullanılır. Büyüdüğü
zaman, bulunduğu mekânın büyük bir kısmını kaplayacağı
düşünülmelidir. Agave americana saksı
bitkisi olarak da kullanılabilir, bu takdirde büyümesi
yavaştır, çok yer kaplamaz.
Yerel Kullanımı: Doğal olarak bulunduğu
yerlerdeki insanlar tarafından, idrar söktürücü, barsak
yumuşatıcı olarak kullanılmaktadır. Yapraktan elde
edilen sıvı yaralara tatbik edilmekte, ağızdan alınarak,
hazımsızlık, barsak gazı, kabızlık, sarılık ve
dizanteride kullanılmaktadır. Yaprakları bir fırında
pişirildikten sonra yenilebilir veya düz bir yüzeye
yayılarak ip haline getirilirler ve dokumacılıkta
kullanılırlar.
Çiçek sapı ve bitkinin kalbi (yaprakların çıktığı gövde
diyebileceğimiz yer) tatlıdır ve pişirildikten sonra
yenilebilir veya Meskal denilen alkolik bir içki
yapımında kullanılır. Meskal yapımı için
Sabırlığın pişirilmiş kalbi, ezilip süzülür ve çıkan
sıvı, güneşte fermente edilir. Bundan sonra ethanol,
distilasyon ile diğer kısımlardan ayrılır ve saf içki
elde edilir. |
PEYZAJDA 4.
BOYUT - HAZİRAN 2014 |
|
Thunbergia
cinsi, Acantaceae ailesine ait olup, tümü eski dünyada
bulunan 90 türü içerir. Thungergia adı
1780 yılında Retzius tarafından, Carl Peter Thunberg
(1743-1828)e atfen verilmiştir. İsveçli
botanikçi C.P.Thunberg, aynı zamanda doktor, kâşif ve
yazar olup Linnaeus öğrencisidir, Afrika’da yüzlerce
yeni bitki bulmuştur.
Thunbergia alata
doğal olarak tropikal Afrika batısından güneye, Güney
Afrika’nın batı kısmına kadar uzanır. Tür ismi Latince
alatus yani kanattan gelmektedir. Çiçek boynunun
kanat şeklinde olmasından veya tohumlarının
çıkıntılarının, kanata benzemesinden dolayı bu isim
verilmiş olabilir. Asya ve Malezya’da doğaya kaçmıştır,
yaygın olarak görülür. Avustralya ve Havai de ise istila
edici bitkiler sınıfındadır.
Siyah
Gözlü Suzan hızlı büyüyen, uzun
süre çiçekli olan bir sarmaşıkdır. Çok yıllık bir bitki
olup, 400 cm ye kadar yukarıya tırmanıcı veya etrafa
yayılıcı olabilir. İnce gövdelerinden çıkan yapraklar,
kalp veya ok ucu şeklinde olup üzerlerinde yumuşak
tüyler vardır. Bazen yaprak kenarları dişli olarak
görülürler. Yaprak köklerinden çok sayıda çiçek çıkar.
Çiçekler uzaktan bakıldığında papatyaya benzerlerse de
silindirik yapıdadırlar. Beş adet, üst üste binen çanak
yaprak (petal) lar pembe-kahverengi çiçek merkezini
sararlar. Doğal bitkilerde, taç yapraklar boru şeklinde
ve genellikle parlak turuncu renklidir. Borunun içi koyu
kahverengi veya pembemsi siyahtır. Yeni elde edilen
kültürlerde çiçek, beyaz, krem, şeftali rengi, sarı,
koyu portakal rengi veya kırmızı olabilir. Tohum kuş
kafasına benzer, yuvarlak tohumlar gaga şeklinde çıkıntı
gösterirler.
Thunbergia alata
güneşte veya yarı gölgede olabilir. Dona çok dayanıklı
değildir. Ancak bitkiler hafif donu atlatabilirler.
Soğuk bölgelerde bitki tek yıllık olarak
yetiştirilebilir. Bütün yaz çiçeklidir, sıcak bölgelerde
çiçeklenme, yıl boyu devam eder. Üretimi tohumla
yapılır, tohumlar çimlendirme materyalinde kolaylıkla
çimlenirler. Çiçekler, ultraviyole ışınlarını
yansıtırlar,
insan gözü tarafından algılanmayan fakat böcekler
tarafından görülen bu ışınlar, böceklerin bitkilerin
ortasına gelmelerini sağlarlar.
Doğu
Afrika da Siyah Gözlü Suzan sebze ve hayvan yemi
olarak kullanılır. Yerel tıpta deri problemleri, bel ve
mafsal ağrılarında, göğüs
iltihaplarında ve basurda tedavi edici olarak
kullanılır. Bitki özü, hassas kimselerde deriyi tahriş
ederek dermatite neden olabilir.
Thunbergia alata
hızlı büyür ve erken yaşta çiçek açmaya başlar. Eğer
fazla uzarsa budama yapılmalıdır. İlkbaharda yapılan
hafif bir budama çiçeklenmeyi arttırır. Eğer dondan
zarar görmüşse, üstü kesilen bitki sıklıkla tekrar
sürer.
PEYZAJDA
KULLANIMI:
Siyah Gözlü Suzan
dünyanın sıcak
bölgelerinde, seçkin bitkilerdendir. Çünkü toprak için
seçici değildir, fazla su istemez, her dem yeşildir,
görülmesi istenmeyen çirkinlikleri kapatarak
renklendirir. Peyzajda, genellikle bir süs bitkisi
olarak istenmeyen görüntülerin (ölü ağaç veya güzel
gözükmeyen duvar vb.) kapatılmasında kullanılır. Bitki
duvara yapışarak yükselemez, tırmanması için desteğe
ihtiyaç gösterir. Tel örgü, pergola, çardak ve
sütunların veya gölge ağaçlarının altında kullanılır.
Bir diğer seçenek, bu bitkinin guruplar halinde yer
örtücü veya yüksekten aşağıya sarkıcı olarak
kullanılmasıdır. Yaygın olarak askılı saksılarda
kullanılır.
Turuncu
ve mavi birlikte güzel göründüğü için Thunbergia
alata Felicia amelloides veya Mavi
Agapanthus africanus ile birlikte dikilebilir.
Ayrıca Beyaz Agapanthus africanus, Dietes
grandiflora veya Carissa macrocarpa’nın (Natal
Eriği) arka planında kullanılabilir. |
PEYZAJDA 4.
BOYUT - MAYIS 2014 |
|
Meyer Limon Ağacı,
limon ile mandalin veya tatlı portakal ağacı arasında
çaprazlaşma (hibrit) sonucu oluşmuş bir narenciye
türüdür. Citrus x meyeri rutaceae
ailesine ve citrus cinsine ait olup hakiki bir tür değil
bir hibrittir. Limona benzerliği ve limon gibi aynı
amaçla kullanılması nedeniyle Meyer Limon olarak
adlandırılmıştır.
Citrus x meyeri
1908 yılında zirai bitkiler araştırıcısı, Frank Nicholas
Meyer tarafından Çin’den ABD. ye getirilmiş, 1940 lı
yıllarda Kaliforniya’da geniş çapta tarımı yapılmıştır.
Ancak Meyer Limon Ağaçlarının çoğunun,
kendileri hasta olmadan citrus treisteza virüsü taşıdığı
gözlenmiştir. Dünyada milyonlarca narenciye ağacının
ölümüne neden olan bu virüs nedeni ile, ABD. deki
Citrus x meyeri ağaçları, diğer narenciye
ağaçlarını kurtarmak amacı ile, imha edilmiştir. Şans
eseri, dikilen ağaçlardan bir grupta bu virüsün olmadığı
tespit edilmiş ve bunlardan elde edilen yeni fidanlar,
1975 yılında, Kaliforniya Üniversitesi tarafından, “Geliştirilmiş
Meyer Limon” adı ile tarıma sunulmuştur.
Citrus x meyeri
budanmadığı takdirde 3-4 m yükseklik ve 2,5-3 m
genişliğe ulaşır. Ağaç hemen hemen dikensizdir. Limon ve
Misket Limonuna (lime) göre iklim şartlarına daha kolay
adapte olur. Bu limonun tadı, bilinen limondan daha az
ekşidir.
Meyer Limonun
meyvesi orta boyda eliptik ve yumuşaktır. Yüzeyi düzgün,
rengi sarımsı turuncudur. Çok sulu, normal limon kokulu
ve az çekirdeklidir.
Ilıman bölgelerde iyi büyür tüm yıl boyunca meyve
vermesine karşın en fazla meyve kışın toplanır. Çelikten
yetiştirilen ağaçlar 2-3 yılda meyve verirler.
Citrus x meyeri
sıcak, bol güneşli hava ve iyi drenajlı topraklardan
hoşlanır. Köklerinin suda kalmasından hoşlanmaz, ancak
nemli havada daha iyi yetişir. Meyer Limon Ağacı
arı, kelebek ve kuşlar için çekicidir. Çiçekleri normal
limon çiçekleri gibi kokuludur. Güneş altında olduğu
gibi yarı gölgede yetiştirilebilir. Tek bir ağaç, meyve
oluşturmaya yeterlidir.
PEYZAJDA KULLANIMI
Citrus x meyeri
esas olarak bir peyzaj bitkisi değildir. Ancak küçük
bahçelerde vurgu bitkisi olarak kullanılabilir. Yürüme
yollarının iki tarafına bodur meyve ağacı olarak
dikilebilir. En fazla kullanımı, süs bitkisi olarak
saksılarda yetiştirilmesi iledir. Soğuk iklim
bölgelerinde, saksılar iç mekânda veya kış bahçelerinde
saklanmalıdır. |
PEYZAJDA 4.
BOYUT - NİSAN 2014 |
|
Coleus’lar
Tropik Asya ve çevre adalarda bulunan çok yıllık
bitkilerdir. Gösterişli çarpıcı renkli yaprakları ve
gölgeyi sevmeleri ile tanınırlar. Coleus
daha önceki sınıflandırmada, Lamiaceae ailesinde bulunan
çiçekli bir cins olarak tanınmaktaydı. Yeni
sınıflandırmada ise bu cins kaldırılmış, bu cinse bağlı
türler Plecranthus ve Solenostemon
cinslerine kaydırılmıştır. Bugün Coleus adı,
kültüre alınan eski Coleus cinsi bitkiler
için hala kullanılmaktadır. Bahçe bitkisi olarak
sıklıkla kullanılan parlak ve renkli yapraklı
Coleus blumei’nin yeni adı Solenostemon
sucutellairoides olmuştur.
Yaprağı Güzeller doğal ortamlarında çok yıllık
olmakla birlikte, kültürde tek yıllık olarak
kullanılmaktadır. Çiçekleri gösterişli olmamakla
birlikte, çok renkli, değişik desenli yaprakları ile
ilgi çeken bitkilerdir. Yaprakları yeşil, sarı, pembe,
kırmızı ve kestane renginin değişik tonlarını içerirler.
Yeni elde edilen hibridlerin bazıları sıcak ve güneşe de
dayanıklıdır.
Coleus’lar
iyi bir toprak karışımına dikilmeli ve toprakları daima
nemli olmalıdır. Toprak kuruduğunda, yaprakları buruşur.
Toprağın nemli olması önemli olmakla birlikte, bitkinin
kökleri suda kalmamalıdır. Kökler suda kaldığında,
yaprakları koyu kahverengi olur, yaprak kenarları yanmış
gibi kurur ve bitki çürüyebilir. Bunun için drenajı iyi
olan ortam önerilir.
Yaprağı Güzel’lerin 80-100 cm yükseklik ve
genişliğe kadar erişeceği düşünülerek büyük saksı
seçilmelidir. Coleus’lar genelde sabah
güneşi alan, hafif gölgeli yerleri tercih ederler ancak
yukarıda belirttiğimiz gibi bazı varyeteler güneşe
dayanıklıdır. Yaprağı Güzel’lerin genç
sürgünlerinin büyüme uçlarının kesilmesi, yan
dallanmaları arttırır ve kompakt yapıda bir bitki elde
edilir. Yaz sonunda çıkan çiçek sapları, bitki formunun
bozulmaması için kesilebilir.
Coleus’ların
üretimi çelik veya tohumla yapılır. Bitki dallarından
alınan çelikler hemen her mevsim kolaylıkla tutarlar.
Sıklıkla kullanılan türler, tohumla üretilebilir. Yeni
hibridler genelde az çiçek açarlar ve tohumdan üretilen
Yaprağı Güzellere göre az bakım gerektirirler.
Coleus’lar
saksı ve uygun hazırlanmış bitki yataklarında
yetiştirildiklerinde, genellikle böcek ve hastalıklara
dayanıklıdır. Yaprak bitleri, beyazsinekler ve unlu bit
zararlılar arasındadır.
PEYZAJDA KULLANIMI:
Yaprağı Güzeller saksı üretimine kolaylıkla
adapte olurlar, özellikle bina girişlerinde ve yol
kenarlarında kullanıldıklarında güzel bir görünüm
sergilerler. Coleus’ların çoğu gölge seven
ve az ışıkla idare eden bitkilerdir. Ancak yukarıda
belirttiğimiz gibi bazı türler güneşe dayanıklıdır.
Güneş altı bitki sergilerinde rahatlıkla kullanılırlar.
|
PEYZAJDA 4.
BOYUT - MART 2014 |
|
Aeonium’lar
her dem yeşil, sukkulent (etli yapraklı)
bitkilerin en güzellerindendir. Bu bitkiler, peyzajda ve
evlerde popüler olan sukkulentlerin çoğunu içeren,
Crassulaceae ailesindendir. Aeonium kelimesi,
Yunancada aionion (ölmez) kelimesinden türemiştir.
Aeonium cinsi, Kanarya Adaları başta olmak üzere, Maderia
Adası, Fas ve Etiyopya’da bulunan 35 den fazla türden
oluşmaktadır. Bu bitkiler, soğuğa hassas, rozet
oluşturan etli yapraklılardır. Bitkilerin büyüklüğü,
birkaç santim yükseklikten, 100-120 cm, odunsu çalıya
kadar olabilir. Salkım çiçekleri, beyaz sarı yıldız
şeklindeki küçük çiçekçiklerden oluşurlar.
Crassulaceae
ailesinin diğer bazı türleri, Aenonimlar’a çok
benzerlik gösterirler. Echeverialar başta olmak üzere
Pachyveria, Graptopetalum, Grapteveria ve Dudlea gibi
rozet yapan diğer sukkulent bitkileri Aeonium’lar
dan ayırmak zor olabilir. Basit bir yöntemle bu
ayırım yapılabilir: Aeonim yaprakları,
gövdelerine ince fibröz bir bant ile bağlıdır,
koparıldığı zaman gövdede yalnız yatay bir çizgi
görülür. Diğer Crassulaceae ailesi bitkilerinde ise
yaprak koparıldığında, gövdede çentik kalır.
Aeonim’lar
istekleri bilindiği takdirde, bakımı kolay bitkilerdir.
Bu bitkilerin çoğu Kanarya Adaları, Atlantik Okyanusu ve
küçük bir kısmı ise Orta ve Kuzey Afrika kökenlidir.
Kanarya Adaları iklimi, Akdeniz iklimine uymaktadır. Bu
nedenle dünyanın her tarafındaki Akdeniz iklim
bölgelerinde, kolaylıkla uyum sağlarlar. Aeonium’ların
çoğu hafif kuraklığa ve hafif dona dayanırlar. Kuru
ortamda dona daha fazla dayanabilirler. Ancak çok yüksek
sıcaklığa dayanmazlar. Işık istekleri fazladır, gölgeden
hoşlanmazlar.
Aeonium’lar
suyu gövde ve yapraklarında depolarlar, kök yapıları çok
ince ve yüzeyseldir. Bu ince kökler yeterli su
bulamadıkları zaman, kuruyup ölürler bu nedenle bitki,
yıl süresince nemli bir toprağı tercih eder. Birçok
Aeonium gövdeden çıkan hava kökleri oluşturur, bu
hava kökleri fazla uzamış yana eğilmiş gövdelerin ayakta
durmasını sağlar.
Aeonium’ların
çoğu, don olmayan, suyun bol olduğu, kış aylarında
büyüme gösterirler. Yaza doğru yaprakları içeri
kıvrılarak bir çeşit uyku haline geçerler. Sıcak yaz
aylarında bazı Aeonium’lar yapraklarını içe
döndürerek, güneşe karşı korunma pozisyonu alırlar.
Aeonimların
çoğu monokarpiktir. Bitki çiçek açtıktan sonra ölür,
ancak çiçek açmayan kardeşler büyümelerine devam
ederler. Bitkinin üretilmesi, rozetlerin çeliklenmesi
ile yapılabilir. Aeonium’ların zararlıları,
afitler, beyazsinek ve unlu bittir. Diğer Crassulaceae
cinslerinde olduğu gibi, bu bitkilerde de malathion ve
benzeri insektisitler (böcek öldürücü)
kullanılmamalıdır. İmidacloprid kullanılabilir.
Aeonium lindleyi özsuyu, insanlara toksik etki
gösteren eforbia özsularının doğal antidotudur.
AEONİUM ARBOREUM -
AĞAÇSI AEONİM
Ağaçsı Aeonim, Aeonim
cinsine ait subtropikal, sukkulent küçük bir çalıdır.
Doğal olarak Fas’ın Atlantik kıyısında bulunmaktadır.
80-100 cm yüksekliğe ulaşabilir, dallanma gösterir,
dalların uçlarında rozet oluşturan yaprakları vardır.
Belli
bir yüksekliğe erişen Ağaçsı Aeonium,
küçük sarı çiçekçiklerden oluşan büyük bir çiçek açar ve
ölür. Bitki, üzerindeki çiçek açmamış rozetlerle,
yaşamına devam eder ve bu rozetlerden üretim
yapılabilir. Doğada genelde yeşil renktedir ancak
kültürde, koyu renk veya alacalı yapraklılar tercih
edilmektedir. Don tehlikesi olan yerlerde kışın sera
veya iç mekâna alınmalıdır.
Aeonium
arberoum cv. Schwartzkopf (Zwartkop)
bu varyetede geniş
rozetler siyaha yakın etli yapraklardan oluşmuştur.
Peyzajda vurgu bitkisi olarak tercih edilir. Ayrıca
alacalı yapraklı varyetelerde vardır.
Aeonium
tabuliforme
(Tabak Aenyum) Kanarya Adaları kökenli çok
ilginç bir süs bitkisidir. Hemen hemen yere yapışık
uzanan, rozet formundaki yapraklar ile bitki 20-25 cm
çapa ulaşabilir, yaprakların uçlarında küçük tüyler
vardır. Bitki monokarpiktir genelde iki yaşında çiçek
açar ve ölür.
Aeonium
haworthii
doğal olarak Kanarya Adalarında bulunur. 40-50 cm
yüksekliğe erişebilir. Gövdeler çok dallanma gösterir,
dallar ucundaki rozetler kaşık şeklinde, mavi gri,
kenarları kırmızı yapraklardan oluşmuştur. İlkbaharda
sarıdan pembemsi beyaza değişen renkli çiçekler açarlar.
Sukkulent bahçelerinde ve patiolarda seçilecek,
dayanıklı bir türdür. |
PEYZAJDA 4.
BOYUT - ŞUBAT 2014 |
Calycanthus floridus
Calycanthceae ailesine ait olup, ABD’nin güney
doğusundaki nemli ormanlarda, doğal olarak bulunur.
Doğal bulunduğu alan Virjinya’dan Güney Florida ve
batıda Missisipi’ ye kadar uzanır. Kaliforniya’ da
bulunan Calycanthus occidentalis, Calycanthus
floridus ile hemen hemen aynı görünüm ve çiçeğe
sahiptir. Bu bitkiden farkı, boyunun ve çiçeklerinin
(8cm e kadar) biraz daha büyük olması ve geniş
yapraklarının alt yüzlerinin diğeri kadar yumuşak
olmamasıdır.
Calycanthus floridus
ün iki varyetesi tarif edilmiştir, bunlar
Calycanthus floridus var. floridus
ve Calycanthus floridus var. gloucus’
dur.
Kadeh Çiçeği
yaprak döken, kardeşlenme gösteren, 2-4 metreye kadar
boylanan bir bitkidir. Koyu yeşil yapraklarının altı,
soluk renklidir. Yaprakları eliptik, 5-12 cm
uzunluğunda, 2-5 cm genişliğindedir, sonbaharda altın
sarısı renge dönerler. Yapraklar parmak arasında
ezildiğinde güzel bir koku verirler. Kahverengi-kırmızı
çiçekleri, 4-5 cm uzunluğunda olup, güzel kokuludur.
Genelde Mayıs-Haziran aylarında çiçek açarlar. Çiçek
açtıktan sonra oluşan meyveler (tohum kapsülleri) kadeh
şeklindedir, sonbaharda olgunlaşıp, kış boyunca bitki
üzerinde kalırlar. Değişik bitkilerde çiçek kokusunun
aynı olmadığı gözlenmiştir, bu nedenle bitki alınırken,
çiçek açmış, güzel kokanların seçilmesi önerilir.
Bitkinin yaşı ile birlikte, çiçek kokusunun artığı
gözlenmiştir.
Calycanthus floridus
çiçeklerinin kokusunun, ananas, çilek ve muz kokuları
karışımlarına benzemesinden dolayı, İngilizce’de Tatlı
Çalı, Çilek Çalısı gibi isimlerle de bilinmektedir.
Üretim tohumla, çelikle ve kökten ayırma ile yapılır.
Kadeh Çiçeği çok sayıda kardeşlenme gösterir,
bunlar ayrılarak kolaylıkla üretim yapılır.
Calycanthus floridus
üretimi ve büyütülmesi kolay, önemli zararlısı olmayan
bir bitkidir. Toprak için fazla
seçici değildir. Nemli toprağı tercih ettiğinden kurak
yaz mevsiminde sulaması düzenli yapılmalıdır. Hoş parfüm
kokulu çiçekleri nedeniyle tercih edilen bir bitkidir.
Çiçekleri, yaprakları, dalları ve kabuğu kurutularak
potpuri yapımında kullanılır.
PEYZAJDA KULLANIMI:
Kadeh Çiçeği özellikle, doğal yapının korunması
istenen düzenlemelerde tercih edilir. Yandan verdiği
kardeşler ile orman yapısına uyum gösterir.
Calycanthus floridus aynı zamanda
bina girişlerinde ve bina avlu ve
teraslarında güzel kokusu nedeniyle kullanılmaktadır. |
PEYZAJDA 4.
BOYUT - OCAK 2014 |
Portulaca grandiflora portulaceae
ailesine aittir. Herkes tarafından bilinip yenilen,
semizotu Portulaca oleracea ile aynı
aileye mensuptur.
Semizotu Çiçeği
doğal olarak Güney Brezilya, Uruguay ve Kuzey
Arjantin’de bulunur. Fazla yükselmeyen, tek yıllık,
yayılıcı, yarı sukkulent (etli yapraklılar) gövde ve
yaprakları olan bir bitkidir. İngilizce adı Moss rose
(Yosun Gülü) dur. Gövdelerinin yere yakın ilerleyip,
bulunduğu yeri yosun gibi kaplaması ve iri çiçekleri
nedeni ile bu ad verilmiştir.
Portulaca grandiflora
10 cm yükseklik ve 30 cm çapa erişir. Kırmızı gövdeleri
ve kalın parlak yeşil yaprakları, sulu ve yumuşaktır.
Silindir şeklindeki yapraklar 2 cm uzunluğunda olup
uçları sivridir. Gül benzeri çiçekleri 2-4 cm
genişliğindedir. Çiçekler yaz başından don oluncaya
kadar açmaya devam eder. Semizotu Çiçeği pembe,
kırmızı, sarı, turuncu veya beyaz renkte, yalın kat,
yarı katmerli veya tam katmerli olabilir. Çiçekler gövde
uçlarında olup, yalnız güneş ışığının fazla olduğu
zamanlarda açarlar. Geceleri ve bulutlu havalarda
kapalıdırlar. Portulaca grandiflora’ nın
birçok kültürü yapılmıştır, bunların bazılarında
katmerli çiçekler 7-8 cm genişliğe ulaşabilirler.
PEYZAJDA KULLANIMI
Semizotu Çiçeği,
birçok bitkinin yaşayamayacağı kuru ve zayıf topraklarda
rahatlıkla gelişir. Kuru alanlarda ve kaya bahçelerinde
iyi bir yer örtücüdür. Kaya bahçelerindeki çatlaklar
arasında rahatlıkla yetişir. Bordür kenarlarında ve
merdiven yanlarında kullanılabilir. Portulaca
grandiflora sıcak, kuru iklimde, güneye bakan
yamaçlara dikildiğinde en güzel görüntüyü verir. Askılı
veya askısız saksılar için de çok uygun bir bitkidir,
saksı kenarlarından aşağıya doğru sarkarlar. Taş
duvarların üzerinden aşağı sarkıtılarak da
kullanılabilir. Unutulmaması gereken bir nokta,
Semizotu Çiçeği bol güneş gereksinimi gösterir,
aşırı ıslak topraklardan ve köklerinin suda
bulunmasından hoşlanmaz. Bu nedenler ile saksı veya
bahçelerde, drenajın iyi olmasına dikkat edilmeli ve
bitki bol güneş alan bir yere dikilmelidir. Bitki üstten
sulanmamalıdır, bu çiçeklerin bozulmasına neden olur.
Bitkiler bulundukları yerde tohumlarının toprağa düşüp
çimlenmesi ile yeniden oluşurlar. Bitkinin yaprak, gövde
ve kökleri yenilebilir. |
Sayfa Başı
|
|