banner
palmiyemerkezi
anasayfa
ayinbitkisi
arsiv
bos1
baglantilar
iletisim
kitap
palmiye böceði
basýnda
siteyioneriniz
harita
sorular ve cevaplar
ulasim
lisan seç
intro
bos2
bos2
bos2

 BASINDA

Mitolojinin Su Perileri
Köyceğiz’de Yaşam buluyor
Gülnar Önay

Themis dört bir yana gidip buyurdu tanrılara,
Gelip Zeus’un evinde toplanın dedi.
Okeanos’tan başka hiçbir ırmak gelmemezlik etmedi
gelmemezlik etmedi hiçbir nymphe,
ne güzel korularda , ne dere
kaynaklarında oturanlar,
ne de yeşeren çayırlarda oturanlar.

İliada XX,6 vd *
mitojinin eşsiz perileri Köyceğiz’de, onlara özel yapılan doğum evlerinde, kızgın güneşin çekildiği ve yıldızların pırlantalarını döktüğü havuzlarda yeniden can buluyor. Palmiyelerle başlayan, sub tropik bitki üretimi ve açık hava müzesine dönüşen Palmiye Merkezi’nde serüven devam ediyor: Yılmaz savaşçı, uslanmaz büyücü DR. Ragıp Esener bu kez mitolojiden esinlendi ve sulak alan üzerine kurulu Palmiye Merkezi’ne; kırmızı, bordo, sarı ,pembe, beyaz nilüferleri davet etti.

Evet bu bir öykünün değil, bir gerçeğin başlığı ve de gerçek yanı başımızda bize çok yakın (Bodrum’a iki saat), web sayfasıyla da bir tık mesafesinde. Bahçenizi bu eşsiz perilerle çevrilmek istiyorsanız , iş başına!
Kimdir bu nilüferler? Nasıl oldu da Köyceğiz’e ulaştı?
 

Sulak alan ve süs havuzu bitkilerinin en zengin türünü bitkibilimi açıklamasından önce onlara yakıştırılan ve kulağa bir müziksel tını yapan mitolojik kaynaklarına bir uzanalım.
 

Nympha: Gelin anlamına gelen Nympha kırlarda sularda ormanlarda yaşayan doğal ve tanrısal varlıkların dişi olanlarına verilen addır.Homeros’a göre nymphalar Zeus’un kızlarıdır. İkinci derecede önemli tanrıçalar sayılmalarına karşın doğa ve insanlar üzerindeki etkileri nedeniyle büyük tanrıçalar gibi "yüce" ve "ulu" sıfatlarıyla anılırlar. Efsanelerde uzun uzadıya Zeus, Hermes, Apollon, Dionysos gibi büyük tanrılarla gönül ilişkilerine girdikleri anlatılır. **
 

Palmiyelerin bitkiler dünyasının kraliçesi olarak tanımlanması gibi, nilüferler de su bitkilerinin, en güzelleri olarak, "Su Kraliçeleri" olarak bilinirler. Nilüferlerin tropik olanları ve soğuğa dayanıklı olan türleri vardır. Tropik olanlar da gece çiçek açanlar ve gündüz çiçek açanlar olarak ikiye ayrılırlar. Birçok tür doğal nilüfere karşın, daha gösterişli, daha az yer tutan, daha bol çiçek açan ve çiçek ömrü daha fazla olan melezler (hybride) tercih edilmektedir. P. Merkezinde, genelde soğuğa ve ülkemiz koşullarına uygun, dünyada en fazla tutulan, nitelikli melez nilüfer türlerinin üretimi yapılıyor.

Kimi melez türler:
Nymphae alba (Beyaz): Avrupa ve Asya’da yaygın olarak, göller ve yavaş akan akarsularda doğal bulunan, soğuğa dayanıklı bir türdür. Ülkemizde Akdeniz bölgesinde yaygındır. Çabuk büyümesi ve sudan çıkma eğiliminde olması nedeniyle küçük sığ havuzlar için uygun değildir. 40-90cm derinlikte suya gereksinim gösterir.

devamı için tıklayınız..   http://www.bodrumlife.com/life56/mitoloji.htm
 

 

Artık bir palmiye müzemiz de var

Türkiye'nin ilk palmiye müzesi ve üretim merkezi, Muğla'nın Köyceğiz ilçesinde açıldı. Müzede 140 tür palmiye bulunuyor


Doktor Ragıp Esener, Köyceğiz-Hamitköy arasındaki bir bataklığı kuruttuktan sonra Muğla'da Türkiye'nin ilk Palmiye Müzesi'nin açılmasını sağladı.
 

Bölgedeki bataklığı yok eden Esener, palmiye yetiştirmeye ise ilk kez 1993 yılında başlandığını söyledi.
 

O dönemde Türkiye'deki palmiye türlerinin sayısının 10'u geçmediğini ifade eden Esener, "Kısa zamanda palmiye türlerinin sayısını 90'a çıkardık. Son envanterimize göre de, seralarımızda 140 tür palmiye yetiştiriliyor. Bütün üretimimiz tohumlardan. Şimdilik 140 palmiye türüne ulaştık" dedi.


Binden fazla çeşit var
Merkezin zaman içinde botanik bahçesi özelliği kazandığını belirten Esener, yetiştirdikleri bitki türünün sayısının bini geçtiğini bildirdi. Esener, bitkileri 1200 ile 4 bin metrekare arasında değişen dev seralarda ürettiklerini sözlerine ekledi.
 

 

 

devamı için tıklayınız... http://www.milliyet.com/2005/12/26/yasam/yas01.html

 

 

Türkiye’nin en iyi 10 fidanlığı


 İlkbahar ve yaz aylarının en güzel yanlarından biri, toprakla uğraşma zamanı olması. Kışın pek ilgi göremeyen bahçe, balkon ve teraslar bu mevsimle birlikte tekrar şımartılır. Mevcut bitkiler bakımdan geçirilir, mevsimlik çiçekler alınır, saksılar değiştirilir.

Güzel bir bahçe veya balkona sahip olmak için iyi bir fidanlık adresi bilmek gerekir. Büyük araziler üzerine kurulu fidanlıklardan ağaçlar, dört mevsim dayanan yeşil bitkiler, süs bitkileri, toprak ve gübre alabilirsiniz. Bu hafta jüri üyelerimize Türkiye’nin en iyi fidanlıklarını sorduk. İşte en iyi 10.
 

devamı için tıklayınız... http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=325928

Köyceğiz'de bir mucize
Haluk Şahin

29/05/2005

Dr. Ragıp Esener'in Köyceğiz'deki Palmiye Merkezi'ni nihayet gördüm. 'Nihayet' diyorum, çünkü 'Bahçem ve Ben' kitabının yazarı arkadaşım Gülnar Önay'dan o kadar çok methini işitmiştim ki... Hayal kırıklığına uğramaktan bile korkuyordum.
Bodrum'dan Köyceğiz'in yolunu tuttuğumuzda içimde tuhaf bir heyecan vardı: İki yıldır adadaki bahçemde yaşamını sürdüren 'Mabet ağacı'nı (gingko biloba) da buradan alıp göndermişti Gülnar. Yani, evlatlarımdan birinin doğum yerini görmeye giden bir ebeveyn gibiydim.

devamı için tıklayınız... http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=154167

 

Doç. Dr. Ragıp Esener doçentliğe kadar yükseldiği 19 Mayıs Üniversitesinden ayrılarak 1992’de Köyceğiz’e gelmiş. “Palmiye Merkezi”ni kurmuş. Dünyanın en nadide çiçeklerini, verimli ağaçlarını yetiştirmiş. Derebeyliğin yüzüne bile bakmadığı balçık tarlasını varsıl bir doğa parkı haline getirmiş.


devamı için tıklayınız...http://www.giresunsonhaber.com/detay.asp?hid=2197

İthal edilen palmiyeler böcekli

Muğla'da palmiye merkezi sahibi Dr. Ragıp Esener, Türkiye'ye Mısır başta olmak üzere son yıllarda birçok ülkeden üzerinde öldürücü kırmızı palmiye böceği (rhynchophorus ferrugineus) hastalığı taşıyan binlerce palmiye ithal edildiğini söyledi.

Antalya ve İzmir gümrüklerinden Türkiye'ye giren palmiyelerde, karantina memurlarınca yalnızca nematod muayenesi yapıldığını iddia eden Esener, nematodun ülkenin hemen her yerinde bulunduğunu, palmiyelerde de bir hastalık oluşturmadığını ifade etti.

Dr. Esener, “Böceğin dişileri, çiftleştikten sonra özellikle palmiye yapraklarının gövdeye birleşim yerlerine, bitki gövdesinde veya yapraklarda bulunan yaralar üzerine yaklaşık 200 yumurta bırakır. Yumurtadan çıkan larvalar, palmiye yaprak sapları ve gövdesi içinde tüneller kazarak ilerler, bu arada yumuşak doku liflerini ve büyüme uçlarını yer. Hastalığın öldürücü olmasını sebebi, tamamen palmiye içinde faaliyet gösteren bu larvaların dışarıdan farkedilememesidir. Palmiye ancak öldüğü zaman hasta olduğu anlaşılmaktadır.” dedi.


devamı için tıklayınız...http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=272088

Palmiye Müzesi Köyceğiz'de

25 Aralık, 2005 13:21:00 (TSİ)
 

Muğla'nın Köyceğiz ilçesinde, 60 bin metrekare alana kurulu Palmiye Müzesi ve Üretim Merkezi'nde, 140 palmiye türü bulunuyor.

Müzenin sahibi Dr. Ragıp Esener, Köyceğiz-Hamitköy arasındaki bir bataklığı müze yapmak için aldığını ve bataklık kurutulduktan sonra ilk kez 1993 yılında palmiye yetiştirilmeye başlandığını söyledi.
 
Esener, o dönemde Türkiye'deki palmiye türlerinin sayısının 10'u geçmediğini de açıkladı:
 
''Merkezde kısa zamanda palmiye türlerinin sayısını 90'a çıkardık. Son envanterimize göre ise seralarımızda 140 tür palmiye yetiştiriliyor. Bizde ithal palmiye bulunmuyor. Bütün üretimimiz tohumlardan.
 
Tohumlara, dünyadaki palmiye derneklerine üye olarak ulaştık. Tohumları ender bulunanları ise bu işin ticaretini yapanlardan satın aldık. Bu sayede 140 palmiye türüne ulaştık.'' 
 
Merkezin zaman içinde botanik bahçesi özelliği kazandığını da belirten Esener, ''şu anda merkezde yaklaşık 300 çeşit kaktüs ve sütleğen bitkisi bulunuyor" dedi.
 

devamı için tıklayınız... http://www.cnnturk.com/YASAM/KEYIF/haber_detay.asp?PID=226&haberID=148262

 

 

 

 

 

Sayfa Başı